söyledim ne biliyorsam
ama yetmedi sözlerin sadakati
insan ki
sırrı kendisidir
neyi paylaşsın
nasıl kurtulsun sırrından
söyledim yine de
bir şey söylemeliydim çünkü
başına taş düşmediği için şükretmek yerine “neden düşsün ki" dediğin sürece, sana verilenden gerçek bir memnuniyet duymadığın sürece çıkamayacaksın bataktan.
kalk ve neselen. olan, muhakkak ki olması gereken bir şeydir ve sen de böyle olduğun gibi,olmak zorundasın. “niye" deme. belki en fazla “nasıl" diyebilirsin o kadar. kabullen, yani teslim ol. asla sabırszlık kuruntusuna kapılma, seninki tahammül bile değil dişlerini sıkma olabilir ancak. ne bu hayat senin hayatın, ne bu beden senin bedenin. begenip beğenmemek ne ölçüde sana düşer? belki biraz... onu da kullanıp tüketme. kalk ve neşelen. kendini seyret. iyi oyna, kendini seyret. kendini seyret ve iyi oyna.
Bir hayale aşık olup yollara düşmemiş, varlığını feda etmeyi aklından hiç geçirmemiş, sahici bir şeyler uğruna aklından vazgeçmemiş, kollarını kendine sarar gibi un ufak düşlere kapılmamış ve isyan mı günah mi çaresizliğini yaşamamış ve korkmamış aynada kendini görmekten ve hiç ürkmemiş kendi varlığından bil gövdesinde yürek taşımayanları
tanı varlıkları yalnızca kendi canlarıyla mukayyet olanları.
hayatının yüküdür onlar
dinlenmek için oturduğunda
sana daha bir yüklenir onlar
neden sırtında diken taşımazsın ki.
''çenem sıkıdır
konuştuğumda bile çözülmem
canım daha sıkıdır
yandığında bile üzülmem
yüreğim pek katıdır
hiçbir elekten süzülmem
kafam kalın mı kalındır
ne kadar incelsem azalmam''