Yüce Allah'a kul olmayanlar,başka şeylere kul olmak durumunda kalacaklardır.Bu şeyler de elbette bazen güç,bazen para ,bazen mal-makam ,şehvet,ihtiras,bazen de nefis ve şeytan olacaktır.
İnsanların kabirlerinden çıkarılıp fewç fewç mahşer alanına sürüklendiği o gün Rabbine hesap wermeye hazır mısın? Cennetin yaklaştırıldığı, cehennemin alewlendirildiği we insanların yüce Allah'ın rahmetinden başka sığınacakları bir sığınak bulamayacakları o müthiş günün hesabını yaptın mı?
"Ben bir Müslümanım" diye geçirdi içinden... "Her nerde olursam olayım, İslami şahsiyetimi ortaya koymam we İslam'a aykırı bir söz, hareket weya fiil gördüğümde, görewimi yapıp düzeltmem lazım. Müslüman, ortama uyan değil, ortamı kendisine uydurandır. Burada bu kişilerle kaldığım müddetçe bunu yapmaya çalışacağım. Bunu başaramasam bile, en azından onların kendi dünyewi görüşlerine göre odada serbest hareket etmelerine we İslam dışı, edep we ahlaka aykırı hareketlerde bulunmalarına fırsat wermemeliyim. Aksi takdirde onlar bana değil, ben onlara uymuş olurum. Böylece şeytan tepkisiz kalışımı bana hoş gösterip bunun için yüzlerce mazeret uyduracak. Tepkisiz kalmayı kabullendikten sonra bu kez onların hareketlerini hoş gösterip içimde buna karşı bir meyil oluşturacak. Sonrası.. Allah muhafaza!.. Her büyük şeyin başlangıcı aslında çok küçüktür. Küçük bir şeye kayıtsız kalmak, çok geçmeden daha büyüklerine kayıtsız kalmayı getirir. Böylece, 'inandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanır' sözü yerini bulmuş olur. Ben Müslümanım we Allah'ın izniyle inandığım gibi yaşayacağım.
İslam dawetçilerinin bildiği bir şey daha wardı. Bu da, İslam'ın ruhlara hayat weren güzelliğini kendi pratik yaşamlarında göstermeleri gerektiğiydi. Çünkü İslam, ferdi we toplumsal ibadetlerin yanında, içtima-i hayatı düzenleyen ilahi bir nizamdı. 'Elhamdülillah, ben Müslümanım' diyen birisinin, ahlak we şahsiyetini İslam'ın öğretileri çerçewesinde şekillendirmesi gerekiyordu.
Ölüm zor ey nefsim! Ölüm ötesi ondan da zor.. Farz et ki öldün, seni yıkadılar. Sonra da musalla taşına koyup namazını kıldılar. Ardından omuzlarda taşındın, seni bir çukurun başına getirdiler. Dünyaya ait olan herşeyi o çukurun başında terk edip tek başına daracık bi yere koyup üzerine toprak attılar.. Ondan sonrasını bir düşün nefsim! Asıl önemli olan ondan sonrası çünkü!..
"Allah'a isyan etmenin sonu her zaman hüsran ve yıkımdır.
imansızlık, bu dünyada mutsuzluk, huzursuzluk, karmaşa getirdiği gibi, ahirette de Allah'ın azabına uğrama ve sonsuza kadar cehennemde kalma sebebidir."
İnsan nerede olursa olsun, aynı hissiyatı taşıyan kişilerle birlikte olunca aşılmaz sanılan zorluk dağları bir bir aşılırdı. Sıkıntılar hafifler, yollar kısalır, menzil yakınlaşırdı.İman dolu gönüller, İslam'ın kardeşlik potasında büyüyen yüce duygularla omuz omuza verince ölümcül çöllerde, hayat veren vahalar zuhur ederdi. Viran yerler bayındır olur, toprak münbitleşir, ot bitmez kıraç topraklarda rengarenk çiçekler açar, cennetvari gülistan'a dönerdi.Evet, her biri birer iman kütlesi olan dostlarla birlikte bulunuyor olmanın tadı başka, sevinci başkaydı. Böyle dostlarla, doğru bir ifade ile kardeşlerle birlikte zindanda olmak, aslında cennetin Tuba Ağacı altında gölgelenmek demekti. O halde zindanın medreseye dönüşmemesi için hiçbir sebep yoktu.....
"Yakıtı insanlar we taşlar olan" cehenneme 'doldun mu?' diye sorulduğunda, cehennemin o korkunç homurtusu we dehşetli sesiyle 'daha war mı?' cewabını işittiğinde halin nice olur, hiç düşündün mü? Cehennemin azabı bir yana, sadece cennetlikler we cehennemlikler birbirinden ayrıldığı anda cehennemlikler arasında olabiliceğin ihtimali hiç aklına geldi mi?
-Şehid olacağını biliyor muydun yoksa kardeşim? Seninle daha çok birlikte olmamak, o güzel ahlakından yeterince istifade edememek yakıyor şimdi içimi biliyor musun? Böyle ansızın, böyle acıyla dolu, ardında böylesine pareli yürekler bırakarak gitmen sana olan özlemimizi her geçen gün arttıracak, biliyorsun. "Keşke izin wermeseydim" diyesim geliyor ; ama takdir tamamlanmışsa, tedbirin ne önemi war ki? Sen istediğini kazandın, bize de hasret we gözyaşı düştü. Allah'ın nimetleri sana mübarek olsun kardeşim.
***
Dünya bir girdap gibi kendisine bağlananları çekip yutarken ey nefsim tek kurtuluş yolu Allah'ın ipine sıkı sıkıya sarılmaktır. Senden önce ahirete intikal etmiş olan Peygamberler, weliler we Allah dostlarının andıkları gibi ölümü anman, onların hazırlığı gibi hazırlık yapman lazımdır. Yoksa dünya girdabından kurtulamazsın! Yoksa imtihanı kaybedersin! Yoksa ahirette pişmanlık acısıyla yananlardan olursun. Allah muhafaza!