Latife Hanım: " Atatürk'e ait bir eser yazmak istedim. İşe, bütün dünya büyüklerinin hayatını tetkikle başladım. Onları okudukça ve tanıdıkça Atatürk gözümde daha çok büyüdü. En nihayet şuna kani oldum ki Atatürk yazılamaz, anlatılamaz... "
Kitap oldukça tekrara düşmüş. Ve şimdilerde internette bulabileceğiniz birçok bilgiyle dolu. Bu nedenle çok ilginç bilgiler öğrenmedim. Ancak yine de beni Atatürk'ü ve duygularını, içtenliğini, zarafetini okumak duygulandırdı. Yer yer ağlattı. Memleketi uğruna kendi hayatını hiçe sayan bir lider olduğu yine açıkça gösterilmiş kitapta. Onun fikirlerini, hayata bakışlarını biraz olsun anlayabilsek ne mutlu bize...
Şöyle diyordu Latife Hanım:
" Atatürk'e ait bir eser yazmak istedim. İşe bütün dünya büyüklerinin hayatını tetkikle başladım. Onları okudukça ve tanıdıkça Atatürk gözümde daha çok büyüdü. En nihayet şuna kani oldum ki Atatürk yazılmaz, anlatılamaz..."
Atatürk ile ilgili yazılmış güzel bir araştırma kitabı olmuş derleme desek daha doğru olur. Atatürk’ün hayatında ki iki kadınla olan evliliklerine, bilinmeyenlerine ışık tutan bir kitap. Fikriye hanım, Latife hanım. Fikriye hanım ona aşıktı, Latife hanım ise onun konumuna mevkisine aşıktı ki bunu Atatürk’ün sözlerinden anlıyoruz beni iki kadın sevdi biri mevkimi biri beni diye. Gerçekten bize sunulan bilgiler çok güzeldi. Sıkılmadan bir çırpıda okuyabileceğiniz güzel bir kitap.
Bir insan düşünün ki öylesine zeki öylesine ince öylesine fedakar bütün ömrünü ondan sonra gelecek olan insanlığa adamış cephelerde savaşmış umudunun bittiği yer de zekası dile gelmiş umudunu yitirenlere umut olmuş hayatının en güzel yıllarını vatan millet sevdası ile geçirmiş başta bu iki kadın olmak üzere o zamanlar da bir cok genç kızın hayallerini süslemiş kendısı de sevmiş fakat en başta dedigim gibi kendı hayatından önce vatanını milletini düşünmüş gün yüzü göremeden bu hayattan göçmüş Başta ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu günlere ve özellikle bir kadın olarak bizlere cumhuriyeti seçme ve seçilme hakkını verebilmek uğruna verdiği emeklere sonsuz teşekkürler iyi ki vardın iyi ki varsın bir kez daha hayran kaldım bir kez daha şükrettim
Özel yaşamında çok sakin, çok temkinli ve efendi bir insandı. Bir kere bilmem ki ben odaya gireyim de Atatürk ayağa kalkmasın. Halbuki ben o zaman on dört-on beş yaşında bir çocuğum. Herkese karşı müthiş saygılıydı.
Kollarında ve omuzlarındaki işaretlerden amiral rütbesinde olduğu anlaşılan
İngiliz Donanması Komutanı, Hükümet Konağı'nın kapısından girerek Mustafa
Kemal Paşa'nın odasına doğruldu.Nazik , fakat öfkeli bir hali vardı. Ruşen
Eşref önüne çıkıp ne istediğini sorunca:
-Başkomutan Mustafa Kemal Pasa ile görüşmek istiyorum! dedi.
.Birlikte