Orhan Kahyaoğlu sözleri ve alıntılarını, Orhan Kahyaoğlu kitap alıntılarını, Orhan Kahyaoğlu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kapitalizm’in bu yüzyıla hızlı adımlarla girmesi ve insani değerlerin gitgide yoksullaşması, toplumlararası, dolayısıyla bireyler arası çatışmaların da yoğunlaşmasına neden oluyordu. Fütürizm, 1910’lu yıllarda İtalyan sanatçı Marinetti ile başlayıp, Mayakovski'nin de içinde olduğu bir Rus şair grubunu etkileyip silinirken, 1915 yılında Dadaism adında bir sanat akımı ortaya çıkar. Dünya Savaşının yarattığı dehşete karşı anlamsızlığı, akıldışılığı ve alaycılığı ön plana alan bu ekol geleneksel toplum düzenini ve alışılmış kültür değerlerini yıkmayı amaçlıyordu. Zürih ve New York’ta aynı zaman dilimleri içinde çıktılar ortaya. En ilginç kişilikler Tristan Tzara adlı bir şair ve çevresindekiler. Ancak karşı çıkış borusunu ilk öttüren ressamlar oldu. Bu akım, geleneklere karşı çıktığından ötürü yüzyılın ikinci yarısındaki Avant Garde hareketlerle ortak paydada düşünülmemelidir. Öncelikle seslendikleri alanın darlığı, ardından sistemleşmemiş bir hareket olmaları savaşın hemen ardından tükenmelerine neden oldu ve bu sürede yerini Sürrealist sanat hareketine bıraktı. Onlar da gerçek dünyanın yerine düş dünyasını kurmaya çalıştılar ve buna bağlı olarak da sanatın içeriğinde cinsel dürtülerin ve içgüdülerin geniş yer kaplaması gerektiğini savundular. Umutsuzluk ve kötümserlik Sürrealist sanatçıların yaşamlarının bir parçasıydı ve ürettikleri bütün yapıtlarda bu kapalılık ve iç dünyanın ablukası görülmekteydi. Yazar Andre Breton ve ressam Salvador Dali, bu hareketin en önemli sanatçıları olarak görülmekteydi.
Çevremde silahlara ihtiyacım yok
Beni yatıştıracak uyuşturuculara da
Gördüm duvardaki yazıyı
Sanma ki hiçbir şeye ihtiyacım yok
Hayır, sanma ki hiçbir şeye ihtiyacım yok
Hepsi hepsi duvardaki tuğlalardı
Hepsi hepsi duvardaki tuğlalardınız
Herkes müziği aynı kulakla mı dinler, tınıları ve ezgileri aynı şekilde mi alır, duyar? Her dinleyici, bir müzik parçasında aynı öğeleri, aynı katmanları mı duyumsar?
1960’lardan 66’lara doğru uzanan blues kökenli rock müziğine yeni şeyler katmaktır amaçları. Yeni yeni ses, ışık ve efekt oyunları uygularlar. Bu uygulamalar dinleyicilere daha farklı bir müzik algılamalarını sağlar ve yeni olanın özgün kullanılınca ne kadar önemli katkılar getirebileceğini anlamalarına yol açar. Gerçi o dönemde gençliği olduğu gibi kuşatan uyuşturucu ve mistik hiç’e yönelimli yaşayışları bir noktada değişik uyarılarla ve çağrışımlarla zenginleşmiştir, ancak bunu daha da zenginleştirmek için ellerinde önemli bir kozları vardır: Pink Floyd’un kendine özgülüğe doğru hızla yol alan 'sound'u. Bunu artık yeni bestelerin içine işleyerek, hatta besteyi de yeni eserlerin ortaya çıkmasıyla iç içe üreterek oldukça farklı armonilere ulaşmaktadırlar. Yani, akor oluşturan bir kaç sesin içinde artık elektronik sesler de vardır ve tüm âletlerin olağanüstü uyumundan çıkmaktadır besteler.
Müziği bir bütün olarak düşünerek dinlemeyi alışkanlık haline getirmiş olanlar için müzik dinleme olayı dinleme-anlama arası bir dengeleme sorunudur.
Sayfa 14 - kitapta bir şeylerin altını çizerken uyguladığım usûl genelden özele fotoğraf kesitleri şeklinde öz'e ulaşmaktır. yavaş yavaş özele iniyorum şimdi. önce panoramik bakalım. (bu arada yukarıdaki cümle hastalığımın teşhisidir)