Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Peter Weiss

Peter WeissDirenmenin Estetiği yazarı
Yazar
9.3/10
31 Kişi
107
Okunma
30
Beğeni
3.446
Görüntülenme

En Eski Peter Weiss Gönderileri

En Eski Peter Weiss kitaplarını, en eski Peter Weiss sözleri ve alıntılarını, en eski Peter Weiss yazarlarını, en eski Peter Weiss yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmtiyazlılar tanrıların var olmadığını biliyordu, çünkü tanrı maskesi takanlar kendileriydi. Kendilerini bildikleri için de daha heybetli olmak uğruna ellerinden geleni yapıyorlardı. Sanatın işi, onların konumlarını ve yetkilerini doğaüstü güçlermiş gibi göstermekti.
Egemenlerin piyonu durumundaki isimsiz askerlerin yıllarca süren savaşlarda başka isimsiz askerlerle boğuşmasını resmeden bir yapıtın hizmetkarlara istendiği gibi davranamama, onların konumunu yüceltme tehlikesi vardı, zaferin sahibi savaşanlar değil krallardı ve yenenler tanrılarla eşdeğer tutulurken zayıflar tanrılar katında hor görülenlerdi.
Reklam
Bugünkü bakış açımızla sadece bizler değil, belki o dönemin köleleri arasında da birileri, hiç dile getirmeseler de, kanatlı tanrıları ve kapıya dayanmış olan tehdit edici gücün imhasını, iyinin kötüye karşı mücadelesi olarak değil de sınıf mücadelesi olarak anlamışlardı.
Amacımız adaletsizliği ortadan kaldırmak, yoksulluğa son vermek olduğu için, ülkemiz de sonsuza dek Nazilerin elinde kalmayacağı ve bir geçiş dönemi yaşadığı için gün gelip Zeus sunağını ve benzeri mekanları, burada olduğu gibi biçimin anıtsallığını ortak mülkiyetimiz olarak düşünebilirdik, Heilmann'a göre.
Geçmişe bakıyorduk, ama geleceğe bakışımızı da hiçbir özgürlük düşüncesine izin vermeyen katliamın görüntüsü sardı bir an.
Her şeylerini ellerinden aldıkları insanlar sayesinde enerjilerini zinde ve zengin kavrayışlı düşünme süreçlerine yönlendirebiliyorlar, böylece tahakküm ve aşağılamanın içinden sanat doğuyordu.
Reklam
Zaten fikir kıtlığından başka ne var ki elimizde, diye sordu babam, isterse sövülüp sayılsın cehaletimize, kafa göz yaran konuşmalarımız yalan karşısındaki isyanımızın göstergesinden başka nedir ki.
Gözlerimi adamakıllı açmalıydım, yaşanmışın sonuçlarını taşımak irade işiydi.
İdeallerimize duyduğumuz güven içinde dokunulmaz olduğumuzu sandık. Gerçek ya da adalet olarak adlandırdığımız daha yüksek bir gücün gazabına güveniyorduk adeta, onun bütün yalanları ve yanlışları silip süpüreceğini varsaydık.
Nasıl ki babamla karşılıklı konuşmakta olduğumuz bu oda tamamen rastlantısalsa ve pekâlâ başka bir ülkede de şu anı yaşayabilirsek, ben de yazma ediminde yüzümü, kökenlerinden bağımsız olarak dünyanın her tarafında kolayca bulabileceğimiz insanlara dönerdim, benim aidiyetimin temel özelliği enternasyonalizm olurdu. Çünkü taraf olmamız dışında kendimizi hiçbir yerde evimizdeymiş gibi hissedemeyeceğimiz, daha yolculuğumun başında olmama rağmen benim açımdan kesinleşmişti.
Reklam
Tikelliğimiz içinde tümelin bir parçasıydık, bizim görevimiz mümkün olduğunca etrafımızda olup bitenin farkında olmaktı, ayrıca babamın söylediği gibi, bizi kendi içimizde vesayet altında tutmak, gereksiz yere azarlamak, istediğimiz bir yöne sürüklemek, susturmak ve sindirmek isteyenler konusunda da uyanıklığı elden bırakmamalıydık
Sosyalist çevrelerde gerçekçilik tartışmasında dekadan kabul edilen Kafka'nın defteri dürülmüştü. Ama böyle olunca, herkes kendini onun olağanüstü duyarlılıktaki gerçeklik anlayışına da kapatmıştı, oysa düzene karşı çıkma boyutuna yer vermeyen, önemsiz ayrıntılar etrafında dönüp duran, insanı dehşete düşürecek bir durum olarak kavrama ediminin esamesinin okunmadığı bu Kafka dünyası bizi, olumsuz koşulları bir daha geri gelmemek üzere ortadan kaldırmak için neden hâlâ harekete geçmemiş olduğumuz sorusuyla yüzleştiriyordu.
Savaşların yegâne amacı kralların egemenliğinin kanıtlanmasıydı.
İmtiyazlılar tanrıların var olmadığını biliyordu çünkü tanrı maskesi takanlar kendileriydi.
233 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.