En Yeni Ryu Murakami Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Ryu Murakami sözleri ve alıntılarını, en yeni Ryu Murakami kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Acaba neden herkes bu kadar yalancı diye düşündüm. Yalan söylemezlerse yaşamlarını sürdüremeyeceklermiş gibi davranıyordu herkes.
Sayfa 97Kitabı okudu
Kötü niyet, yalnızlık, keder, kızgınlık gibi olumsuz duygulardan doğar. Değerli bir şey elinizden alındığında, sanki bir parçanız bıçakla kesilmiş gibi olur, bir oyuk kalır, işte oradan doğar kötü niyet.
Sayfa 82Kitabı okudu
Olabilecek en kötü şey, benim müdahale etmeme imkân olmayan bir yerlerde büyür, büyür ve bir an gelir karşıma çıkıverir. O an artık her şey için çok geçtir.
Sayfa 72Kitabı okudu
Ciddi demekten ziyade, Cun normal olmaya çalışıyor. Normal yaşamak kolay değildir. Ana baba, öğretmenler ve devlet köle gibi çalışıp, can sıkıcı bir yaşam sürmeyi öğretir; normal bir yaşantının nasıl olduğundan bahsetmezler bile.
Sayfa 62Kitabı okudu
Gerçekler ve koşulları kabullenebilmek için harcanan çabanın getirdiği yalnızlık ile sadece sabretmekle geçecek yalnızlık arasında fark var.
Sayfa 39Kitabı okudu
Herkes benden rahatsızlık duyuyor. İstediğim sadece insanların beni sevmesi, benimle birlikte olduklarında mutluluğu yüreklerinin derinliklerinde hissettiklerini söylemeleri. Sadece bu. Başka hiçbir şeyi aklıma getirmedim. Ona rağmen, kocaman, geniş mi geniş, uçsuz bucaksız bir emanet dolabının içine attılar beni."
Haşi'nin hücrelerinde hissettiği korku açlık ya da ölüm korkusu değildi. Zamandı. Açlığı idrak edip ölümü tahmin ettikten sonra geçen zamanın uzunluğunun korkusuydu.
"Bütün vücudumu dolaşan kan durmuş, çürümeye başlamışım gibi. Sanki iğrenç böcekler kemiklerimi kemiriyor. Pütür pütür ayakları dokundukça insanın midesini bulandıran böcekler. Ayaklarıma, belime doluşmuşlar. İşte öyle hissediyorum kendimi.
"Oh, rüyaymış" deyip de, insan elini göğsüne koyarak tekrar uyuyabiliyorsa, buna korkulu rüya denmez. Gerçek korkulu rüyalar, uyandığında yatakta derin soluklar aldığında bile akıldan sıyrılıp, odayı bir hayalet gibi kaplar ve sayıları gittikçe artar, mobilyalar ve perdelerin gölgesine saklanarak gözetlemeye başlarlar ve insan bir daha uykuya dalamaz.
"İnsanların neden aletler yapmaya başladığını biliyor musun? Taşları, kayaları neden üst üste koyduklarını biliyor musun? Yıkmak için. Yıkımın şoku başka şeyleri yaratır."