Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sadık Yalsızuçanlar

Sadık YalsızuçanlarKerem İle Aslı yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
7.9/10
768 Kişi
3.758
Okunma
338
Beğeni
18,5bin
Görüntülenme

En Eski Sadık Yalsızuçanlar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sadık Yalsızuçanlar sözleri ve alıntılarını, en eski Sadık Yalsızuçanlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Biz sarhoşken henüz üzüm yaratılmamıştı.”
Sarmaşık sarmaya başladığı ağacın özsuyunu emmek suretiyle onun suyunu alarak gelişir. bir müddet sonra ikisi bir fizik, bir beden olmaya başlarlar. Ve bir müddet sonra da âşık ölür.
Sayfa 13 - Mahmut Erol Kılıç ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Reklam
Kadın ve erkeklerin beyni çok farklı. Kadınların duygusal anlayışları, kendinin ve karşıdakinin ruhsal durumunu anlayabilme yetenekleri, sezgileri çok daha güçlü erkeklerden. Erkekler daha soyut düşünebiliyor,daha matematiksel düşünebiliyor, mekân algılamaları daha iyi. Bu kadar farklı olan kadın ve erkeğin haliyle âşık olma biçimleri de farklı oluyor.
Sayfa 35 - Erol Göka ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Yani kadın daha mı bağımlı? Hayır öyle değilde, eşine daha bağlı diyebiliriz. Bağımlı deyince sanki olumsuz bir şey atfediyormuşuz gibi anlaşılabilir. Erkek karşısındakini iyi hesap edemiyor. Yani erkek, karşısındakinin duygularını, isteklerini çok iyi gözetemiyor.
Sayfa 35 - Erol Göka ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Patolojik aşkın en belirgin özelliklerinden birisi, kişinin karşısındakini maniple etmeye çalışmasıdır. Sürekli manipülasyon dolu, karşısındakini yönlendirmeye, zorla bir davranışa sevk etmeye yönelik sözler, sözüm ona " sanat " ürünleri ortalıkta cirit atıyor.
Sayfa 37 - Erol Göka ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Duygular kişilerin denetiminde değil ki, seveyim deyince sevebilsin. Böyle olunca, hep karşısındakini denetlemeye çalışan, sağlıksız yaşantılar gündeme geliyor.
Sayfa 37 - Erol Göka ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Reklam
Âşığın bir başka özelliği neye âşık olduğunu tarif edemeyişi. Niye sevdiğini ya da neyi sevdiğini âşık anlatamıyor bize ve kendisine. Sadece o olduğu için seviyor.
Sayfa 38 - Erol Göka ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Bazı kişiliklerde, şizoid kişilik dediğimiz bir hal var ki, sadece âşığına bütün insanlara küs gibidir. Kendi dünyasında üretir her şeyi. Böyle bir insan âşık olsa da karşı tarafa iletemez. Çünkü böyle bir becerisi yoktur.
Sayfa 40 - Erol Göka ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
"Sen benden önce" diye başlamışsa ve buradan hareketle fikir üretiyor, karşısındakine suç bindirmeye kalkışıyorsa, bu insanın aşkından kuşku duyarım. Bir kere âşık insan neden sevdiğini bilemez. Âşık olduğu insanın özellikleri devre dışıdır. Âşık, âşık olunca kaderim deyip razı olur buna. Geçmişi yargılamaya başlarsa, bu çocukça bir şeydir. Âşık kimse, âşık olduğunun geçmişini yargılamaktan ziyade, kendisi ile bir iç hesaplaşma yapması gerekir.
Sayfa 45 - Erol Göka ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
İnsan unutuş halinde. Madde ötesini reddediyor; bu unutuş halidir. İşte böyle bir zamanda nefisler çok hasta. Aslında insan nefsi, doğası gereği, fıtri olarak hastadır. Sufiler şöyle der: " İnsan nefsi dünyaya düştüğü andan itibaren ve düştüğü için hastadır." Neden? Çünkü ilahi âlemden kopmuştur. Bu yüzden nefis hastadır.
Sayfa 54 - Ayşe Şasa ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Reklam
Yetişme çağımızda, ilâhi değerler, hakiki değerler, ruhun sahip olmak istediği has değerler, karşılığı ruhta olan şeyler bize verilmezse, sıkıntı ve felâketlerimize de mana veremez hale geliyoruz. Çok manasız bir dünyada yaşıyor ve yabancılaşmaya uğruyoruz.
Sayfa 55 - Ayşe Şasa ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Edebiyat alkışla ayakta durabilen bir şey değil. İnsanın önce kendisine iman duygusuyla bakabilmesi çok önemli. Yaptığı işe, kimse onaylamasa bile o güven duygusuyla sarılmak en iyi çözüm.
Sayfa 72 - Enis Batur ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Bir insan âşık olduğu için iyi aşk şiiri yazacak diye bir kural yoktur. Tam tersine âşık oyduğu anda eli ayağı tutulup hiç şiir yazmama olasılığı daha yüksektir.
Sayfa 73 - Enis Batur ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
İstanbul'da yaşıyor olmak, dünyada, yeryüzünde gerçekten çok farklı bir konuma sahip olmak demek. Olsa olsa Roma'da belki Paris'te hissedilecek bir duygu bu. Dünyada pek az kentin yaşayanlarına nasip olan bir duygu ve düşünce karmaşası.
Sayfa 83 - Enis Batur ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
Bir yandan, erkekliğin bize çocukluğumuzdan beri yüklediği iktidarlardan, güçlü olmaktan, bu gücü her defasında ispat etme duygusundan uzaklaşarak bir liman gibi olan kadına sığınmak isteriz; diğer yandan o kadının bize hissettirdikleri yoluyla, bize gösterdiği ilgi ve bağlılıkla o kadın üzerinden imparatorlaşmak isteriz.
Sayfa 88 - Osman Aydın ile yapılan söyleşidenKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.