Sefer Turan Gönderileri
Sefer Turan kitaplarını, Sefer Turan sözleri ve alıntılarını, Sefer Turan yazarlarını, Sefer Turan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Müslümanlar bugün hayatlarını uçaklarda,trenlerde otomobillerde gezmekle geçiriyorlar. Oysa onların, düşünmeleri ve düşünüp fikirlerini geliştirmeleri gerekir. Biraz feragat etmesini bilmek lazım, buna ek olarak bir şey daha söyleyeyim: ben bu kitapları yazarken bazen yorulduğum oluyor masa başında. Ara sıra biraz dinlenmek istiyorum. Sonra hemen aklıma şu geliyor: Vakit geçiyor vakit! Zaman geçiyor!" Diye kendime kızarım.
Sayfa 104 - Pınar yayıneviKitabı okudu
Evren bütün değişmelerine rağmen bir düzen ve bütün ayrıntılarına rağmen bir ahenk içindedir.
İslam dünyası daha önce ne yaptı da ilerledi ?
Avrupalıların ellerindeki topu göruyorlar ama Avrupalıların o topu bizden aldığını bilmiyorlar
“Zamanın Allah’ın bize verdiği büyük bir nimet olduğunu unutuyoruz.”
Sayfa 131Kitabı okudu
" Aletleri kimlerin yaptığını Müslüman âlimlerin nasıl icat ettiğini ve yahut da Yunanlılardan almışlarsa ne şekilde aldıklarını, nasıl geliştirdiklerini göstermeye çalışıyorum. Sonra onların çalışma tarzlarını, duydukları heycanları anlatıyorum..."
Fuat SEZGİN
Sayfa 76Kitabı okudu
Bilginin zevkine varıp okumak o kadar güzel ki. Başlayınca sürüklüyor insanı!
Bizim Türkler olarak yolda ilerlememizi engelleyen birçok taş var. Bunları bertaraf etmemiz lâzım. Bu engeller/taşlar aşağılık duygusundan kaynaklanıyor. O da bilgisizlikten geliyor.
Onun için Türkleri uyandırmak lâzım. Türkiye hâlâ bugün İslam medeniyetinin en güçlü ülkesidir. İslam dünyası da Türkiye’ye böyle bakıyor. Biz bu yaratıcılık konumumuzu tekrar yakalamalıyız
Biz mutfağa gitmeye bile üşenenleriz..
Mesela Bîrûnî, o çok yönlü bir insan, haritalara baktığında boylam derecelerinin tutmadığını görüyor. Ne yapıyor? Adamcağız Gazne’den çıkıyor Bağdat’a kadar gidiyor. Giderken bir şehirden öbür şehre geçiyor. Gittiği mesafeyi arşın arşın ölçüyor ve tam iki sene boyunca bu iş için çalışıyor. Gidiş 2.000 km., dönüş de 2.000 km. Ama o giderken zikzak çiziyor.
Yani 7.000-8.000 km. mesafe kat ediyor. O günkü şartlarda ölçtüğü boylam derecelerini, bugün ölçülen boylam dereceleriyle mukayese ettiğimizde aradaki fark 6 dakika ile 45 dakika arasında çok küçük bir değer. Avrupalılar böyle bir neticeye, ancak 18. yüzyılda ulaşabildi.
Müslümanlar bilgiyi alırken bir komplekse kapılmadılar. Avrupalılar Müslümanlardan alırken “düşmanlarından” alma olarak görüyorlarken, Müslümanlar Yunanlılardan bilgiyi alırken onların ateist olduklarını hiç mesele etmediler. Müslümanlar kaynak gösterme hususuna çok dikkat ettiler. Kimden almışlarsa mesela Galen’den, Hipokrat’tan, isimlerini zikrettiler
Şimdi düşününüz; siz bir dinin mensubusunuz ve o dinin peygamberi ne diyor: “İki günü birbirine eşit olan insan zarardadır.” Bunu Müslümanlar kâfi derecede göz önüne almadılar. İnsanların dikkatini buna çekmediler. Demek ki İslam dini sizden her gün yeni bir şey istiyor. Yani bu soruyu her Müslüman’ın kendisine sorması lâzım.