Doğum tarihi: 17 Mayıs 1958 (59 yaşında), Olean, New York, ABD
Eğitim: Harvard Üniversitesi
Ödüller: RITA Award for Best Novel with Strong Romantic Elements
Susan Wiggs'in hayatı tamamen aile, arkadaşlar ... ve kurgu ile ilgilidir. Puget Sound'da bir adada su kenarında yaşıyor ve 17 metrelik bir motorlu tekneyle yazarlarının grubuna gidiyor. Washington, Bainbridge Island'da bir edebiyat topluluğu olan Field's End için yazar irtibat görevlisi olarak hizmet veriyor ve dünyanın en iyi yazarlarından deniz kenarındaki topluluğa ilham ve talimatlar getiriyor. NPR'nin "Talk of the Nation" da dahil olmak üzere ulusal medyada yer aldı ve yerel ve ulusal düzeyde popüler bir konuşmacıdır.
Publishers Weekly'ye göre, Wiggs "canlandırıcı derecede dürüst bir duygu" ile yazıyor ve Salem Statesman Journal, "her kitabın neredeyse her sayfasında duyguları nasıl yakalayacağını bilen [kim] kalp hikayelerinin en iyi gözlemcilerinden biri olduğunu ekliyor. " Booklist, kitaplarını "gerçek, gerçek ve unutulmaz" olarak nitelendiriyor. Kitapları için Publishers Weekly'den üç RITA (sm) ödülü ve dört yıldızlı eleştiri aldı. Winter Lodge ve Passing Through Paradise, PW'nin yıllık "Best Of" listelerinde yer aldı. Kitaplarından bazıları en iyi Booksense seçimleri arasında listelendi ve uzun metrajlı filmler olarak seçildi. Romanları iki düzineden fazla dile çevrildi ve USA Today, Washington Post ve New York Times listeleri de dahil olmak üzere ulusal en çok satanlar listeleri oluşturdu.
Yazar eski bir öğretmen, Harvard mezunu, hevesli bir yürüyüşçü, amatör bir fotoğrafçı, iyi bir kayakçı ve berbat bir golfçü, ancak en sevdiği egzersiz şekli iyi bir kitapla kıvrılmak.
Tutsak Yüreğim, çok uzun zamandır okuma listemde olmasına rağmen Tudor Dönemi'ni konu aldığı için acımasız bir kurgusu olacağını varsayarak okumaktan kaçındığım bir kitaptı ama beni şaşırttı, iyi anlamda hem de. Tarihi aşk kitaplarının, dönemin gerçekliğini yansıtmasını istiyorum elbette ama en acımasız hâliyle salt bu gerçekliği okumak da
“ Her yemeğin, onu kusursuz kılacak kilit bir malzemeye ihtiyacı vardır. Tıpkı aşk gibi.”
“ Annie Harlow’un, herkesin gıptayla baktığı bir hayatı vardır. Fakat tam da hamilelik haberini aldığı gün geçirdiği büyük kaza yüzünden sahip olduğu her şey tuzla buz olur. Bir sene sonra komadan uyandığında, kaybettiği tek şeyin geçen zaman olmadığını anlayacaktır.
Yaralarını sarmak için aile evine döndüğünde, hem kendisini hem de dağılmış ailesini içine düştükleri umutsuzluktan çıkaracak olan anahtarı bulur: Büyükannesinin eski yemek kitabı. Ellerinin arasından kayıp giden her şeyi sayfaları arasından tek tek toplayacağı bu mucize sayesinde, ikinci şanslar ve gerçek aşk artık onun için imkânsız değildir.”
“ Ve Rush Dağı’ndaki akçaağaç korusunda sonbahar yapraklarının sağanağı altında hayatının aşkıyla evlenmişti. Şimdi bir bebek bekliyordu. Fletcher, yüreğinin yuvasıydı. Bazen onu ne kadar çok sevdiğini düşündüğünde nefes almayı unuturdu. Ve ardından kazadan sonra yeniden öğrendiği yöntemle bunu yeniden hatırladı: GÜLLERİN KOKUSUNU İÇİNE ÇEK, MUMLARA ÜFLE.”
Kuşum
Emel Güler ile aşk kokan bir yolculuk yaptık. Kitabın sonu isteğimiz gibi bitince keyifler bizim oldu:))Ama favori karakterlerimiz asla değişmiyor.Keyifli bir vakit geçirmek isterseniz tavsiyemdir..
Aşkın TarifiSusan Wiggs · Yabancı Yayınevi · 201929 okunma
Kitap beklentimin üstünde çıktı. Beklentimi ilk kitaptan dolayı düşük tutmuştum. Bu hikaye daha gerçekçi, daha keyifliydi. Haliyle bir çırpıda okuyup bitirdim. Erkek karakterimiz pek benim tarzım değildi ama sevdim gene de. Kızımız eğlenceli, komik karakter olarak lanse edilmiş ama o kadar eğlenceli değil. Yazar kadının eğlenceli olması için çok çabalamış fakat başaramamış. Kızımız çoğu kitapta bulunabilecek, kolay aşık olan, klasik bir karakterdi.
Kitapta duygular yeterince ifade edilmişti ama ben duygu konusunda daha detaylı olunmasını isterdim.
Eleştirecek olursam, beş parasız büyümüş sokaklarda yaşayan bir kızın karakter olarak daha açgözlü, yüzsüz, patavatsız olmasını beklerdim. Okuma yazma bilmeyen kızın kara cahil olması daha mantıklı olurdu. Ama gayet akıllı bir kız.
Ona zenginlik vaad eden, hayatını değiştiren adamın, kıza bu kadar kolay inanması büyük bi saflıktı. Koca klan lideri (yalancı olduğu bariz olan) kıza bu kadar çabuk inanmamalıydı. Kızda hayatı boyunca yalan söylemek zorunda kalmışken anında gerçek duygularını söyleyememeliydi. Neyse ya bu eksikler bile kitabın iyi olduğu gerçeğini değiştirmez açıkçası.
Güzel bi hikayeydi. Okumak çok keyifliydi.