Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Taner Baytok

Taner BaytokBir Asker Bir Diplomat yazarı
Yazar
7.0/10
1 Kişi
16
Okunma
2
Beğeni
1.278
Görüntülenme

En Beğenilen Taner Baytok Gönderileri

En Beğenilen Taner Baytok kitaplarını, en beğenilen Taner Baytok sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Taner Baytok yazarlarını, en beğenilen Taner Baytok yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk'ün Batılılaşırken ana ilke olarak ortaya koyduğu laikliği, hâlâ ordunun koruma ve titizliği sayesinde yaşatabiliyorsak, Magna Carta'nın asırlar önce İngilizlere tanıdığı hakları bugün hâlâ kendi halkımıza layık göremiyorsak, bunun günahını ne Batıklara yükleyebilir, ne de bunu onlara izah edebiliriz
ordudan atılanlar dahil şûradaki bütün kararlar Başbakan Erbakan'ın da el kaldırmasıyla, oybirliğiyle alınmış oldu.
Sayfa 247
Reklam
Biz ne zaman Batı’dan istediğimizi alabildik? Daha doğrusu ne istediğimizi bildik? Ne verdilerse onu aldık. Şimdi de vermiyorlar. Kızıyoruz.
Cehalet insanı korkak yapıyor ve bu yüzden müzakereden kaçıyoruz.
genelkurmay'ın ışık yakma taktiği
Erbakan, “Seçime gidilsin' diyerek koltuğunu Çiller'e devretmek üzere görevi bırakır. Demirel de hükümeti kurmak görevini Çiller'e değil, Mesut Yılmaz'a verir, hükümeti o kurar. Bu taktiğin başarıyla sonuçlanabilmesi için Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları karargâhlarında daha çok ışık yakalım ve konuşmalarımızın dozunu daha da artıralım” dedim.
Sayfa 257
MGK, 28 Şubat kararları için malum çevrelerin tenkidine uğramaktadır. İşlerine engel olduğu için, MGK'ya sempati beslemeleri zaten beklenemez. Ama bu kararlarda Başbakan'ın, başbakan yardımcısının, bakanların hepsinin imzası var. Bunlardan bir tanesi dahi muhalefet şerhi koymamış, ancak sonradan işgal ettikleri mevkilerin ciddiyetiyle bağdaşmayacak şekilde, “Bize askerler baskı yaptı” diye kendilerini kamuoyları ve partizanları karşısında dahi küçük düşüren bir yönteme başvurmuştur.
Sayfa 270
Reklam
Kanaatimce, 28 Şubat ülkemizin uçurum kenarındaki dönüm noktasıdır ve Türkiye’de demokrasi ve laik düzene inanan herkes o dönemin asker ve siyasî, bütün yöneticilerini şükranla anacaklardır
Sayfa 259Kitabı okudu
Ordudan atılan subay ve astsubaylar Ertesi günkü şûra toplantısının gündem maddelerinden birisi, ordudan atılacak subay ve astsubaylarla ilgiliydi. Refahyol iktidarından önceki şûra toplantılarında da bu yolda kararlar alınmıştı. Bazı Silahlı Kuvvetler mensuplarının atılmaları kaçınılmaz oluyordu. Bu atılanlar, askerî hiyerarşiyi reddedip dinî yapılanmaya itibar eden, komutanlardan emir almayacaklarını, onların emirlerine uymayacaklarını açıkça söylemekten çekinmeyen, tarikat toplantılarını askerî görevlerinin önüne geçiren kimselerdi. Bunlar atılmadan evvel, senelerce takip edilmekte, dosyaları dikkatle incelenmekte ve bir yanlışlığa veya haksızlığa sebebiyet vermemek için azamî dikkat gösterilmekteydi. Ordudan atılan bu kimselere, Refah Partisi kol kanat geriyor, Refahlı belediye başkanları da iş veriyordu. Refah Partililer halk arasında, ordudan, namaz kıldıkları, eşleri türban bağladığı için atıldıkları propagandasını yayıyordu. Şimdi, şûra toplantısına bu havayla gelmiş bir başbakan vardı. Başbakan şûranın da başkanı. 70-80 kişinin atılması öneriliyor. Şûradan atılma kararı çıkarsa, tenkit ettiği şeye kendisi imza atmış olacak. Bunun bilinci içinde, yüzünü kurtaracak bir formül arıyor. “Bunları iyi inceliyor musunuz?" falan diyor. Genelkurmay başkanı bu sualleri genel ifadelerle cevapladı. Atılma nedenlerini ve gerekçelerini ortaya koydu. Ben de, irtica tehlikesiyle ilgili bir değerlendirme yaptım.
Sayfa 245
MGK kararları tavsiye mahiyetindedir ve MGK bir nevi emniyet supabıdır MGK'da kararlar, her zaman oybirliğiyle alınmaz. Karara iştirak etmeyen muhalefet şerhi koyar, niye karara katılmadığını izah eder. Tavsiye kararı Bakanlar Kurulu'na bu muhaletef şerhiyle gider. Kararı uygulayıp uygulamamak hükûmete kalmıştır. Bir anayasal kurum, “Ben, şunları tehlike olarak görüyorum, şu tedbirlerin alınması uygun olur” demiş. Şimdi, sen başbakan ve hükümet olarak bu önlemleri almazsan ve bu yüzden memleketin başına bir dert gelirse, bunun mesuliyetini üzerine almış olursun. Kararı uygulamayabilirsin, ama faturasını da ödemeye hazır olmalısın. Halk sorar sonra sana bunun hesabını. Bu bir baskı mıdır, yoksa bir kontrol, doğruyu bulmakta yardım ve sorumluluğun paylaşılması mıdır? Dolayısıyla ben MGK’yı çok lüzumlu bir anayasal kuruluş olarak görüyorum.
Sayfa 269
Reklam
irtica mgk gündemine nasıl geldi?
Ülkeye yönelik iç tehditte, PKK terörizmine, bir de irtica tehlikesi eklenmiştir. İrticaya arka çıkan bir siyasi parti iş başına gelince, işin boyutları büyümüş ve irticayı MGK'ya getirmek ihtiyacı doğmuş, bununla mücadelede alınacak önlemler konusunda hükûmeti uyarmak gerekmiştir. Halbuki 1923 senesinden beri var olan irtica tehlikesine karşı daha önceki hükûmetler, esasen kendiliklerinden gereken tedbirleri almışlardır. Refahyol'un iktidara gelmesiyle birlikte Refah Partisi'nin uygulamaları ve davranışları hem parti olarak, hem iktidar ve iktidarın başbakanı, bakanları, milletvekilleri olarak, hem belediye başkanları, yandaşları, yan kuruluşları, Millî Görüş Teşkilatı olarak su yüzüne çıkti ve korku yarattı. “Rejim tehlikeye mi giriyor?” diye sorulmaya başlandı. Böylece, MGK devreye girdi. İrticayı getirmek isteyenler, MGK'yı karşılarında bir engel olarak görünce, bu kuruluşa saldırmaya başladılar. Onu ortadan kaldırarak daha rahat at oynatmayı tasarladılar. At oyununa bir başka engel, doğrudan doğruya ordudan gelmekteydi. Bunun için, belki de en büyük öncelikli hedef olarak orduyu ele geçirme yoluna başvurdular. MGK'ya yönelik tenkitlerin perde arkasında işte bunlar var. Demokrasi, din ve vicdan hürriyeti, askerî müdahalesiz bir yaşam gibi ulvî amaçların arkasına saklanan kirli eller. işte bunlardır.
Sayfa 268
Cümlelerinde sık sık, “Elhamdülillah hepimiz Müslümanız” ibaresini kullanan Erbakan’a, bir konuşmamızda, “Biz önce Türk, sonra Müslümanız, sizin partinizin üyelerinin ağzından ben hiç Türküz’ lafının çıktığım duymadım, hep ‘Elhamdülillah Müslümanız’ diyorsunuz, siz Osmanlı sadrazamı değilsiniz, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanısınız” dedim.
Sayfa 252 - Güven ErkayaKitabı okudu
Siyasî oluşumla mücadele edebilir, ama sokak ayaklanırsa ne yapacaksınız? Halkın üzerine ateş mi açacağız? Halkın tümüne silah mı çekeceğiz?
Sayfa 240Kitabı okudu
Hiç kimse, yüzde 50’nin üstünde oy bile alsa Türkiye'de demokrasinin kuralları uygulanacak diye bir partinin şeriata dayanan bir İslam devleti kurmasına, demokrasiyi kullanarak ülkedeki laik rejimi değiştirmesine göz yumamaz. İcabında, demokrasi kurallarının dışma çıkılarak bu engellenir. Zaten bunu halk askerden ister. Aksine bir davranış karşısında ise, halk, “Ordu ne güne duruyor, bizi irticaya mı teslim edeceksiniz?” diye sorar
Sayfa 239 - Güven ErkayaKitabı okudu
Şimdi ordunun içine türbanla girecekler. Yani subay ve astsubayların eşlerinin türban takmaları kanunla yasaklanmadığından, bunlara bir şey yapılmayacak, öyle mi? Biz buna, ordunun ikiye bölünmesi olayına izin veremeyiz. Ordunun anane ve disiplini buna müsait değildir.
Sayfa 246Kitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.