En Yeni Theodore Zeldin Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Theodore Zeldin sözleri ve alıntılarını, en yeni Theodore Zeldin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Alışkanlıklar rahatlatıcıdır, ama fosilleştikleri zaman, insanoğlu yavaş yavaş insanlığını kaybetmeye başlar.
Sayfa 348 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Fransızların zamanlarını nasıl kullandıklarını yıllarca incelemiş olan William Grossin, üçte ikisinin zamanla gergin bir ilişki içinde ol duğunu ve yüksek eğitimlilerle zenginlerin bu bakımdan en dertli gruplan oluşturduğunu keşfetmiştir. Önlerindeki seçenekler ne kadar artar ve yapmak isledikleri şeyler ne kadar çoğalırsa, her birine verebildikleri zaman o ölçüde azalmaktadır.
Sayfa 344 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Daima zaman sizi öldürür.
Bugün bürokrasiler, zamanın hep yetersiz kalmaya mahkûm olduğunu ve işlerin daima elinizdeki zamanla, orantılı olarak artacağını söyleyen Parkinson Yasası’nı uygulamak için vardır. Sık sık cinsel ilişki kurmanın insan ömrünü hatırı sayılır ölçüde uzattığına ilişkin Çin kaynaklı düşünce, on sekizinci yüzyıl Londra’sının müşterilerine “Beyefendi, saatinizi kurmamı istermiydiniz?” diye yaklaşan fahişeleri taralından halen yaygınlaştırılmaktaydı, ama ne zamanı hazla doldurmak ne çok uzun yıllar yaşamak ne de daha az çalışmak, modern insanın zamanla kusursuz bir ilişki kurmasını sağlayabildi.
Sayfa 344 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Dünyanın bir düzeni olduğunu gösterebilmek için birer saat kulesi eklediler.
1481 ’de Lyon’da bir grup vatandaş, şehre bir meydan saati inşa edilmesini talep eden bir dilekçe vermişlerdi, böylelikle “daha düzenli hayatlar yaşayabilecekler” ve “daha mutlu ve hoşnut” olacaklardı.
Şehrin tüccar ve sanayicileri, zamanın hesabını tutmanın en ateşli savunucuları kesildiler. İnşa edilen her katedrale, yine aynı amaçla, dünyanın bir düzeni olduğunu gösterebilmek için birer saat kulesi eklediler. Strasbotırg saat kulesinin inşası 1527’de başlayıp yirmi yedi yılda tamamlanmış ve şehir halkının düzenli yaşama alışkanlığına bel ki hakikaten katkıda bulunmuştu. Fakat dakikası dakikasına doğruluk anlamına gelen “dakiklik” sözcüğünün kullanıma girmesi 1770’leri buldu. Zamanı planlandığı biçimde kullanmanın bir fazilet olduğuna fabrika işçilerini inandırmak için olağanüstü çabalar harcandı. Sanayi devrimi’nin ilk günlerinde İskoçyalı bir sanayici “insanların düzenli yaşamaya ve düzenli alışkanlıklara olan derin nefretinden” söz ediyor Ve “istedikleri saatte yatağa girip istediği saatte çıkamayacaklarını ve canlarının islediği zaman tatil yapamayacaklarını” bir türlü anlamamalarından yakınıyordu.
Sayfa 343 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Her medeniyet, ebediyetin ne zaman vasıl olacağına ilişkin farklı bir tahminde bulunmuştur. Hindular, daha üç yüz milyon yılları olduğuna karar vererek kendilerini acil endişelerden korumuşlardı; Çinliler zamanın döngüler halinde kendini tekrarladığında, dolayısıyla aslında hiçbir şeyin değişmediğinde ısrar ediyorlardı (Şao Yung’a göre 129.000 yıllık döngülerdi bunlar); Zerdüşlerin inancına göre ise yeryüzünü yaratmak Tanrı'nın üç bin yılını almıştı.
Fakat sonra Yahudiler. bütün modern toplumlar tarafından benimsenecek olan yeni bir zaman kavramı icat eltiler: Geçmişi bugünden kesin bir şekilde ayırdılar.
Sayfa 342 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Tohumla kolay kolay üretilemeyen bazı bitkiler vardır. Eski alışkanlıkların yerinde yenilerinin boy vermesini istiyorsanız, aşılama yöntemi daha uygun bir seçimdir. Eskiyle yeninin birbirine sürtünmesi genellikle karşılıklı acıya neden olsa da, aşılama, “ortak yaraların iyileştirilmesi” olarak tanımlanmıştır. Ortak acıların keşfi her zaman, uzlaşmalar için ve rasyonellikle irrasyonelliğin bir arada barış içinde varolması için en uygun zemini oluşturur. Ve tabii yeni alışkanlıkların yerleşmesi için gereken bir başka şey de zamandır.
Sayfa 337 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Bir zamanlar açgözlülük ve diğerkamlık birbirinin düşmanıydı. arzu ve perhiz ise bunların tek alternatifi. Halbuki arzunun kendini gerçekleştirme yolu cömertlik, açgözlülüğünki ise merak olabilir. Bütün mesele en çok değer verdiğiniz şeyin ne olduğunu bilmektir. İnsanlar hiçbir zaman arzularının elinde çaresiz kurbanlar olmamışlardır, terine arzularıyla denemeler yapmış, onları inceltmemişlerdir. Karamsarlıkla yapılan denemeler ortaya kusursuz bir sanat çıkarmış, ama bunun ötesinde tam bir enerji israfı olmuştur.
Sayfa 290 - Ayrıntı Yayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Sevgimizi verecek birine ve lükse duyduğumuz arzu, kültüre, yararlı olmaya, heyecana veya uyuşturucuların verdiği heyecanın ikamesine duyduğumuz arzuları da içeren bütün bir arzular demetinin parçasıdır. İngilizlerin tüketim toplumunu icat ettikleri dönemde aynı zamanda her zamankinden çok içki tüketmeye başladıklarını, ABD ’nin de aynı yoldan ilerlediğini, buna karşılık son kuşakla birlikte alkole yönelik tutumun radikal bir değişim geçirdiğini, insanların mayalanmış her şeyi büyük miktarlarda tüketmekten, ılımlı miktarda kaliteli içki tüketmeye doğru bir yönelim içine girdiğini unutmamak gerekir. Televizyon seyretmek bağımlılık haline gelmiş olabilir, ama insanlar yavaş yavaş seçici olmayı öğrenmektedir.
Sayfa 290 - Ayrıntı Yayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Önceleri, insanlar akla gelebilecek bütün arzularını tatmin edebilirlerse dünyanın otomatik olarak daha iyi bir yer olacağına inanılıyordu.
Halbuki tüketim toplumunun bu kadar başarılı olmasının ne deni insanlara lüksten fazlasını sunmasıydı; tüketim toplumu, teknik gelişmelere ya da üretilenleri salın almayı sürdürmeleri için tüketicileri durmaksızın zenginleştirmesi gereken bir sisteme yönelik hayranlıktan fazlasını ifade ediyordu.
Sayfa 288 - Ayrıntı Yayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu
Karamsarlık, kararmış bir gökyüzü gibi değiştirmeye gücümüzün yetmeyeceği bir durum değildir. Gerçekte, sıradan insanlar kendilerini ender olarak içtenlikle karamsarlığa teslim etmişlerdir.
Sayfa 286 - Ayrıntı Yayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okudu