Toni Blake'in yazma sevgisi, beşinci sınıfta bir deneme yarışması kazandığında başladı. Kısa süre sonra, ilk romanını, ondokuz dizüstü sayfa uzunluğunu yazdı. O günden bu yana Toni, yirmi'den fazla çağdaş romantizm romatürünün adını yazan bir RITA ™ haline geldi, kitapları National Readers Choice Ödülü ve Bookseller En İyi Ödülü'nü aldı ve çalışmaları Cosmo'dan esinlenildi. Toni Midwest'de yaşıyor ve yolculuk, zanaat ve açık havada vakit geçirmeyi seviyor.
Penceredeki bir afiş salı akşamı bir kitap etkinliği olacağından bahsediyordu.Jenny ve Sue içeri girdiğinde kitapların muhteşem kokusu Jenny'nin burnuna çarptı.
“Yalnız olmakla ilgiliydi. Bunu kendine itiraf etmesi zor olmuştu.”“Oturup odayı izlemeye başladı, televizyondan sıkıldı, kitaplardan sıkıldı, geceden sıkıldı. Gündüzler daha iyiydi.”
Kocasının kendini aldattığını öğrenen Jenny hayatına yeni bir başlangıç yapmak için babasının yanına doğup büyüdüğü Destinny kasabasına geri döner. Jenny tutkusu olan gökyüzündeki yıldızları görmek için gölün tarafındaki özel mülk olan Brody arazisine girer.Brody ailesi sevilmeyen dışlanan bir ailedir.Burada Mick Brody ile karşılaşır ve aralarında tutkulu bir aşk başlar.Aşırı cinsellik içeren cinselliğin çok fazla uzatıldığı bir kitap.Ben çok sevemedim .Karar sizin.
Destiny serisinin 4. Kitabı Yeni Günün Işığı. Yine sıcak, samimi, akıcı bir kitaptı. Sue Ann ve Adam güzel bir çiftti, konu bazen ikisinden çıkıp diğer karakterlere odaklandı o kısımları sevmedim.
Ruh halimden kaynaklı ben pek odaklanamadım ama yormayan eğlenceli noel konseptinde geçen amerikan filmi tadında güzel bir romandı.
Kasabada geçen hikâyeleri okumayı seviyorum. Herkesin birbirini tanıdığı ve aşkların sıcacık yaşandığı keyifli hikâyeler oluyor genelde kasaba hikâyeleri. Bu tarz bir hikâye okumak istediğim için de yeni bir kasaba serisine başladım.
Açıkçası pek umduğumu bulamadım bu kitaptan. Karakterlerin daha ilk görüşte birbirleri hakkında düşündükleri şeyler hoşuma gitmedi. İlk görüşte etkilenme olur, tamam ama hiç tanımadığın biriyle ilgili daha ilk görüşte tutkulu hayaller kurmak saçma geldi bana. Devamında da pek sevemedim bu ikilinin yaşadığı ilişkiyi.
Dostluk kavramı desem, çok kötüydü cidden. Rachel ve arkadaşları ne zaman toplansa konuştukları tek konu, birlikte oldukları erkeklerdi. Şununla birlikteyim demekle kalmayıp ayrıntısına kadar özel hayatlarını paylaşmaları ve bundan başka hiçbir şeyden bahsetmeyip en iyi arkadaşlar olduklarını sanmaları saçmaydı.
Bir ara, Rachel'in büyükannesi kendi hikâyesini anlatmaya başladı. O ara epey endişelendim. Sarah Jio sağ olsun, aynı kitabın içinde bir eski bir yeni hikâye olmasından hiç hoşlanmıyorum. Ama korktuğum kadar başarısız değildi Rachel'in büyükannesinin hikâyesi.
Kitaba dair en sevdiğim yer, sonu oldu. Evet, birazcık klişe bir olay yaşandı ama bu tarz klişeleri seviyorum.