Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tülay Kök

Tülay KökPsikolojik İlk Yardım yazarı
Yazar
8.8/10
353 Kişi
1.414
Okunma
313
Beğeni
11,8bin
Görüntülenme

Tülay Kök Gönderileri

Tülay Kök kitaplarını, Tülay Kök sözleri ve alıntılarını, Tülay Kök yazarlarını, Tülay Kök yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yapmayı bilmediğimiz şeyleri yapmamalıyız. Sadece iğne tutmayı bildiğim için terzi olamam. "Ver şu elbiseyi, daraltayım" diyemem. Dersem de yanlış yaparım. Sadece konuşmayı bilmem, nerede ne söyleyeceğimi bildiğim anlamına gelmez. Sadece konuşabildiğim için çok hassas durumdaki bir insanın yanında aklıma estiği gibi konuşamam.
Samimiyet, ilişkide haddimizi aşabileceğimiz noktada olmak değil. Laubali olmak ya da sinir bozucu şakaların öteki tarafından tolere edilmesini beklemek ve bunu samimiyete dayanarak yapmak. Sonra can yakan imalarda bulunup “O kadar samimiyetimiz var ama” demek samimiyeti suistimal etmek demek. “Samimiyetimize dayanarak söylüyorum” diye başlayan cümle duyduğumda biliyorum ki bir sınır ihlali geliyor. Samimiyet gerçekten de çok güçlüdür. O seviyeye ulaşmış ilişki sayısı azdır. Ancak mesele can yakmak olduğunda samimiyetin gücü de ilişkiyi kurtarmaya değmez.
Tülay Kök
Tülay Kök
Reklam
Büyük ya da küçük bir kayıp yaşıyor olabiliriz. Yaşadığımız her tür kayıp hissi için yas tutmak bizi sağlıklı kılacaktır.
Acı ya da öfke enerjinizi bedeninizde tutma şansınız yoktur, eğer sağlıklı olmak istiyorsanız onu mutlaka atmanız gerekir. 73
Dertliyle dert yarıştırılmaz. Dertliye moral verilir, destek olunur.
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bu kitap okuma grubumuzun listesi içindeydi. Ben grubun gerisinde kalmıştım o sebeple kritiğine katıldığımda kitabın dilinin beğenilmediği yorumu, psikolog tavsiyeleri olmak için uygun olmadığı yorumları yapıldığından negatif bir taraftan kitaba başlamıştım. Ama sonuç olarak grupla aynı fikirde olmadım. Kitaba psikolojik terim ve analizler eşlik etmiyor. Bu beklenti ile başlamayın. İyi ki de etmiyor diyebiliriz, zaten artık günlük hayatımızda hepimiz birer psikolog(!) olmadık mı? Ben kitabın yazım dilini gelmiş geçirmiş, görgülü ve öngörülü bir hanımın hayat deneyimlerinden çıkardığı güzel öğütler olarak tanımlamak istiyorum. Psikoloji deyince salt bilgiler duymak mı gerektir illa? Bizim topraklarımızın bilge kadınlarınında çok güzel yönlendirmeleri vardır hayata dair. Bu kitapta bilgece öğütler veriyor. Kurduğu cümleler altında her kesimin anlayışına uyacak çok kıymetli alt metinler var. Kişisel olarak kendini anlama, evlilik ve aşk hakkında beklentileri gerçeklik zeminine oturtma, modern zamanın çocuğa küçük bir canavar ve annenin vazgeçişlerini temsil eden bakış açısına manevi yorumları, modernitenin tanımladığı kadın ve modern kadın olmanın doğurduğu farkedemediğimiz problemler ve kadın olmaktan korkmamak başlıklı konulardan bahsettiğini söyleyebileceğimiz, yaşamaya farkında olmadan alıştığımız modern hayatlarımıza güzel bir yorum olmuş bu kitap.
Terapi Odası Konuları
Terapi Odası KonularıTülay Kök · Okuyan Us Yayınları · 2020625 okunma
Reklam
143 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Tülay Kök’ ün kitabında kendimden bir çok şey buldum. okudukça rahatlatan, duygularımı anlamlandırmamı sağlayan, beni rahatsız eden şeylerin gerçekten rahatsız etmesinin nedenlerini bulduğum çok fazla nokta vardı. Okuması keyifli, akıcı bir kitap. Herkese tavsiye ederim.
Psikolojik İlk Yardım
Psikolojik İlk YardımTülay Kök · Okuyan Us Yayınları · 2020779 okunma
Çocuk özerkleştikçe anne kendini terk edilmiş hisseder. Oysa her şey yolundadır, çocuk normal olarak büyüyordur. Çocuk kendisini şu ikisi arasında sıkışmış hisseder: Bir tarafta annesinin sevgisi, öbür tarafta kendi hayatı. Kendi yoluna giderse annesinin sevgisini kaybedecektir. Annesini kırmak istemez, çünkü annesi onun için çok şey yapmıştır. Kendi yoluna gidip annesini küstürse, suçluluk duygusuna gömülür.
Çocukken çocukluk yapmamış insanın vay haline… çocukken annesine küsmemiş, hiç saklanmamış, şımarmayı geçtim, “Bana ne bana ne!” bile diyememiş. Şöyle bir tutturamamış, tuttursa bile hiç duyulmamış.
Bir yetişkin kendi ebeveyninden alamadıklarını çocuklarından almaya kalkamaz, kalkmamalı. Duygusal ihtiyaçları karşılanmadan büyümüş bir çocuk kendisi anne olunca bu ihtiyaçları çocuktan almaya kalkarsa, bir çocuk “Annem kırılırsa, annem üzülürse…” diyerek hayatını annesinin gönül yorgunluklarını gidermeye adarsa, kendi hayatına verecek ve kendine dünya kuracak çok az enerjisi kalır. Çocuk annesinin duygularını onarmayı bırakıp kendi hayatına verse kendini, bencillikle suçlanır. “Bizi beğenmiyor, bizi istemiyor, çıktığı kabuğu beğenmiyor” diyerek itham edilir. Oysa çocuk sürekli üzülen, duygusal şantajları bitmeyen ve bir türlü memnun olmayan ebeveyninin yanında kendisini yetersiz hissetmekten bıkmış, kendini var edebileceği alanlar açmaya çalışmaktadır. Yoksa bir çocuk kaç yaşında olursa olsun, yanında çocuk kalabileceği bir anneye ihtiyaç duyar.
Reklam
Anneler çocuklarının pek bir şey anlatmadığından şikayet ediyorlar ama aslında dinlemeyi bilirsek, herkes herkese bir şey anlatır. Hiç kimse üzüntüsünü içinde tutmaya meraklı değil. Ama üzgünken beni daha da üzeceğini bildiğim insana neden üzüntümü anlatayım, değil mi? İlk yardıma ihtiyaç duyarken “Bana dokunmayın, doktoru bekleyeceğim” diyorsam, hatalı kurtarma hareketi sebebiyle sakat kalabileceğimi bildiğim içindir.
Duygusal yükü ağır kelimelerden kaçınmak çok basit ama karşımızdakine moral verme konusunda çok etkili bir yöntemdir. Tembel, pısırık, uyuşuk, sakar, bencil gibi kelimeler de yine duygusal yükü ağır kelimeler kanaatimce. Sevdiğiniz biri bu kelimelerden birini size karşı kullandığında ve o kişi ciddiye aldığınız biri ise altından kalkmanız zor olabilir.
Yapmayı bilmediğimiz şeyleri yapmamalıyız. Sadece iğne tutmayı bildiğim için terzi olamam. “Ver şu elbiseyi, daraltayım” diyemem. Dersem de yanlış yaparım. Sadece konuşmayı bilmem, nerede ne söyleyeceğimi bildiğim anlamına gelmez. Sadece konuşabildiğim için çok hassas durumdaki bir insanın yanında aklıma estiği gibi konuşamam.
Üzüntüyü bastırmanın yaratacağı hastalık, emin olun üzülmenin getireceği hastalıktan çok daha ağır oluyor. Üzülmeniz gerekiyorsa üzülmeniz normaldir. Üzülmemiz gereken durumlarda üzülmüyorsak bir sorun vardır. Üzüntü her ne kadar istenmeyen bir duygu olsa da hayata dairdir. Kaçamazsınız, peşinizi bırakmaz. İllaki yaşayacaksınız, öyle bırakacak peşinizi.
Dertli birine şükretmesini söylerken iki kere düşünün. Şükretmeyi, halinden memnun olmayı özellikle çocuklarımıza ve en sevdiklerimize işler yolundayken öğreteceğiz, sular ısındığında sadece dinleyeceğiz ve anlayacağız. Yoksa ahkam kesiyor gibi oluruz. Bu da çok sinir bozucu olur dertli insan için.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.