Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Uğur Güler

Uğur GülerElçibey yazarı
Yazar
9.4/10
13 Kişi
24
Okunma
1
Beğeni
1.512
Görüntülenme

Uğur Güler Gönderileri

Uğur Güler kitaplarını, Uğur Güler sözleri ve alıntılarını, Uğur Güler yazarlarını, Uğur Güler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
‘’Sokaktaki insanların ve içinde sürücüleri olduğu halde arabaların üzerine tankların çıkacağını, 10 yaşındaki çocukların kurşunlanacağını hiç kimse aklına bile getirmiyordu. Öyle ki, yaralıları tedavi eden doktorlara ve yaralı taşıyan ambulanslara dahi ateş açılmıştı. Kızıl Ordu, Kırım’da ve Türkistan’da yaptığı vahşilikleri 1990 yılında Bakü’de tekrarladı.’’
"Ne zaman büyüdüm bende bilmiyorum. Ama küçük bir çocukken her şey derli topluydu. İçimizdeki sevgi gerçekti. Telaştan, yalandan uzak gülümsemelerimiz vardı. Biz büyüdük sen büyüme çocuk.. Bak büyüdükte ne oldu? İçimizdeki insanlık öldü. Bırak da herkes büyüsün, sen büyüme.. Çocuk kalmak, insan kalmaktır. En iyisi sen çocuk kal!."
Uğur Güler
Uğur Güler
Reklam
Aziz yurttaşlarımız! Azatlık karne ile verilmez, mücadele meydanlarında kazanılır. Halkımızın üstünde yeni oyunlar oynandığı bir zamanda bütün güçlerimizin bağımsızlık ve demokrasi ideali etrafında birleştirelim.
Dövlet hadimlerinin (adamlarının), Mustafa Kemal Atatürk'ün, Memmed Emin Resulzade'nin, Zeki Velidi Togan'ın azatlık uğrunda diger mübarizlerin uyuduğu Anadolu torpağı mügeddestir (mukaddestir).
Seçimlerden az önce 2 Mayıs'ta, başbakan Süleyman Demirel ve MCP genel başkanı Alparslan Türkeş'in Bakü'ye gelmesi ayrı bir anlam ifade ediyordu. Bu hadiseyi,Azerbaycan'ın İstanbul eski baş konsolosu, yazar Abbas Abdullah şöyle anlatıyor:“Bir gün bize haber ulaştı ki, Türklüğün büyük önderi Başbuğ Alparslan Türkeş, Başbakan Süleyman Demirel ile birlikte Taşkent'ten Bakü'ye gelecek. Biz cepheciler, kendi arabalarımızla hava meydanına gittik ve karşılama merasiminde esas kuvvette biz olduk. Alparslan bey, kendisine ayrılan otomobile binmeyip, Ebulfez bey ile aynı arabaya bindi ve doğruca halk cephesinin karargâhına geldi. Ertesi gün ise Azatlık meydanına. Yüzbinlerce insan bir ağızdan haykırıyordu: “Başbuğ Türkeş!” “Başbuğ Türkeş!" Türkeş bey ise Ebülfez beyin elini tutup yukarı kaldırarak var sesiyle haykırdı: “Bütün Türk Dünyasının BaşbuğuEbulfez beydir. Lütfen “Başbuğ Elçibey” deyin. Ben Türk dünyasını ona, onu da Allah'a emanet ediyorum.” dedi.”
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi 7 Haziran 1993ünde, Azerbaycan'ın İran sınırına yakın bölgesinde bulunan Lenkeran şehrinde, “İslam Partisi” üyeleri iktidara karşı siyah bayraklarla miting yapmak istediler, lakin gericiler dağıtıldı. Yine Lenkeran'da 9 Haziran "Halkların Özgürlüğü ve Eşitliği Partisi” devlete karşı savaş açtı. Bu partinin başkanı Alikram Hümbetov yandarıyla birlikte dağlara çıktı ve 14 Haziran gece yarısı şehre inerek onu ele geçirdi. 21 Haziran'da ise yerli televizyondan, “Talış - Muğam Cumhuriyeti'ni" kurduğunu belirtti.
Reklam
21 Mart 1993 tarihinde yapılan Türk Kurultayı'na gönerdiği mektupta ise Elçibey şöyle diyordu:“Samimi bir şekilde inanıyorum ki, Ali Bey Hüseyinzade, Zeki Velidi Togan, İsmail Bey Gaspıralı, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Resulzade, Nihal Atsız ve XX. yüzyılın büyük Türk fikiradamlarının gittiği bu yolda gidecek ve onların arzularını hayata geçireceğiz."
Rafik İsmayılov şunları söylüyor: “Biz, Türkiye'yi ve Azerbaycan'ı Türk dünyasının bir hissesi olarak düşünüyorduk. Elçibey'in en büyük ideali Türklerin birliği idi. Ayrı ayrı olan Türk topluluklarının mahalli zeminde bir araya gelmesini, bundan sonra da Türk dünyasının birleşmesini hedefliyordu."
Eski Sovyet ülkeleri arasında Rus askerlerini ülke dışına çıkartan ilk devlet Azerbaycan olmuştur. Bu ise Azerbaycan halkının bağımsızlığına olan düşkünlüğünü gösterir.
Rafik İsmayılov, Elçibey'in dil konusundaki hassasiyeni şöyle anlatıyor: “Elçibey büyük bir Türkçü idi. Allah'ın Türke verdiği bütün değerleri seven bir insandı, o cümleden öz dilini de seven bir insandı. O, harici ülkelerdeki toplantılarda, ana diliyle konuşurdu,komünist liderlerin kapıldığı kompleksten uzak bir şekilde kendi dilini bütün dünyaya duyurmaktan sevinç duyardı. Ve o, I. Türk Devlet Başkanlarının Toplantısında rahmetli Turgut Özal ile birlikte Türkçe konuşmuş, diğerleri ise Rusça konuşmuştu."
Reklam
Azerbaycan Türkleri "Azerbaycanlı", onların dili de “Azerbaycan dili” diye adlandırılmıştır. XX. yüzyılda dilimizin ve halkımızın adı beş defa değiştirildi.1- Tatar dili – Tatar(Çarlık dönemi) 2- Türk dili – Türk (1918-1938 ) 3- Azerbaycan dili - Azerbaycanlı (1938-1992) 4- Türk dili – Türk (1992-1995) 5- Azerbaycan dili - Azerbaycanlı (1995 - ...) Ne yazık ki, Türk'ün tarihi yeterince öğrenilmediği için onun dilinin tarihi de gereğince öğrenilmemiş, başka başka yerlerdeTürk diline bundan önce herkes istediği bir adı vermiştir.
Ebülfez bey, delicesine vurgun olduğu Türk dilinin başına gelen felaketleri ve onun millet hayatındaki önemini sonraları şu şekilde izah edecekti: "Türkler, öğrendiği ideale vurgun millettir. Vurulursa, inanırsa ondan vazgeçemez. Teessüfler olsun ki, bu idealleri, mefkûreleri bize ya Farsça, ya Rusça, ya da Arapça öğrettiler. Şimdi de
Türk birliği kurulmazsa, gelecekte bizi büyük tehlikeler gözlüyor. Hâlâ devam eden Rus tehlikesi yanında, Çin tehlikesi de mevcuttur. Onun için de Türk halklarının birliği lazımdır.Adı nasıl olursa olsun, tarih, gelecekte bu meseleyi halledecek,onun için de biz Latin alfabesine geçmeliyiz.Kiril alfabesinde basılan eserlerin ekseriyeti, anlamsız ve boş eserlerdir. Latin alfabesine geçmekle bunlardan canımızı kurtaralım. Lenin'le, Stalin'le dolu her yer, yazılan kitapların %90'ı komünist kitaplarıdır, hem de sahte ve yalan. Bunların hepsi ret olup gidecektir.
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.