...Diktatörlerin ve savaşların her şeyi nasıl da yerle bir edebildiğini ve bunun faturasını her zaman en zayıfların ödediğini kendi gözleriyle görmüştü...
Kapak yazısını beğenmiştim ama okuduktan sonra pek sevemedim kitabı. Değişik bir hikayesi vardı. Merak uyandırıcı. Hafif bir kitap. Aslında bu kitapta öğrendiğim bir şey vardı. Bir insan öldükten yıllar yıllar sonra bile nasıl öldüğü ve öldürüldü mü yoksa öldü mü gibi sorulara yanıt bulunabiliyormuş.
Kitabın kapağı ve adı ne kadar hoş olsa da ne yazık ki konu anlatımı son derece sıkıcı ve kopuk bir anlatıma sahip. Oysa ki hikayenin konusu çok güzel antik bir kazı sırasında bulunan gizemli kemikler ve bu kemiklerin sahibinin aranmasını anlatıyor. Ancak roman oldukça bol betimleme ve konular arası belirsiz geçişler yapılarak anlatılmış, karakterlerin her birinin iç dünyası ayrı ayrı tasvir edilmiş, hayatlarına genişçe yer verilmiş.. Bu da romanı kısacası boğdu. Açıkçası hiç de okunası bir kitap değil.
Arkeolog birinin eski bir kazı sırasında kemikler bulmasıyla başlıyor her şey. Aslında ben sevdim o kemikleri silüet şekline getirip kemikleirn sahibinin bulunma aşamasını. Muhteşem bir kitapmıydı değildi ama okunabilir.