Wilbur Addison Smith (9 Ocak 1933) Kuzey Rhodesia (şimdiki Zambiya) doğumlu bir roman yazarıdır. Eğitimini Michaelhouse'daki Rhodes Üniversitesi'nde tamamladı.
Romanlarının ana temaları özellikle Afrika'da geçmektedir. İlk romanı olan Bencil'i Salisbury vergi dairesinde çalışırken yazmıştı. Bu kitabının getirdiği başarı ile cesaretlenerek tam zamanlı yazar olarak çalışmaya başladı.
Wilbur Smith şu anda Londra'da yaşamaktadır. Anavatanındaki insanlar ve vahşi hayatın korunması için vatanının gönüllü elçiliğini yapıp onların haklarını savunmaktadır. Wilbur Smith'e 2002 yılında World Forum on the Future of Sport Shooting Activities tarafından Atış Sporları Elçiliği ödülü verildi.
Smith tarafından yazılan kitaplar üç ayrı seri halindedir ve bu seriler, kahramanı olan aileleri ve içinde yaşadıkları zaman aralıklarını anlatır.
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
Nehir Tanrısı
Mısır Serisi Birinci kitap
WILBUR SMITH
Çeviri: Mehmet Harmancı
Wilbur Smith:
İngiliz bir ailenin çocuğu olan Wilbur Smith 1933'de Zambiya'da doğdu. Güney Afrika'da öğrenim gördü. Rhodes Üniversitesinin Ticaret Bölümünü bitirdikten sonra iş hayatına atıldı ve bir fabrika sahibi oldu. Bu işi 1964'e kadar sürdürdü. O yıl yayınlanan
Mısır serisinin üçüncü kitabı olan Büyücüler Kralı ; Antik Mısır’da geçiyor ve ilk iki kitapta olduğu gibi Taita bu kitapta da harikalar yaratarak en güvendiği adamı tarafından öldürülen Tamose’nin oğlu Nefer Seti’ne yardım ediyor.
Firavunlar zamanında geçen güzel bir macera … Ben severek okudum .. Herkese iyi okumalar dilerim ..
Büyücüler KralıWilbur Smith · Altın Kitaplar · 2001257 okunma
Wilbur Smith’in kitapları o kadar bulunmaz ki altın madeninin içine en son siz girmişsiniz gibi. Böyle niyetlenip de bulamayınca üzülüyorum ben. Kitap savaş temalı ve duygusal, epik bir roman diyeceğiz yani. Sadece savaş değil aslında. Yani insanlar neler yaşadı, neler hissetti, neler gördü aslında biraz bunu anlatmaya çalışmış ama bu konuda Sven Hassel’in eline su dökemediğini de belirtmek gerek diye düşünüyorum.
Fena değildi tabi öyle alıyor sizi götürüyor, bambaşka denizlerde geziyorsunuz diyemem ama 40 sene geçmiş üzerinden, bir beklentim de yoktu. Duygusal yönünü beğendiğim bir eser oldu. Hepimize iyi okumalar dilerim..