İstanbul'da doğdu. İzmir Amerikan Kız Lisesi ve Paris Yüksek Gazetecilik Okulu'nu bitirdi. Sorbonne Üniversitesi Tiyatro Araştırmaları Enstitüsü'ne devam etti. 1968 yılından 2001 yılına kadar Milliyet Gazetesi'nde çalıştı. 1972'de arkadaşlarıyla birlikte Milliyet Sanat Dergisi'ni kurdu. Gazeteci olarak, insan hakları, kadın sorunları ve gezi yazılarıyla, araştırma dizi yazı ve seri röportaj dallarında sayısız ödül kazandı.
Türkiye Tiyatro Eleştirmenleri Birliği, Nazım Hikmet Vakfı, Türkiye - Yunanistan Dostluk ve Barış Derneği, KA-DER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği), Ana - Kültür Vakfı, "WINPEACE" (Türkiye ve Yunanistan Kadınları Barış Girişimi) gibi kuruluşların kurucularından. Bunların yönetiminde görev aldı. Türkiye Yazarlar Sendikası, PEN ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi.
Yayınlanmış 15 kitabı vardır. Bunlardan dördü "Katmandu'dan Meksika'ya", "Kara Sevda", "Bu Cennet Bu Cehennem", "Uzak Doğu'm" (Tümü Doğan Yayıncılık) gezi kitaplarıdır.
Mimar Ahmet Oral'la evli. Emre ve Kerem Oral'ın annesi. Lara, Yuna, Aslan, Maya , Emma, Noa ve Tara'nın büyükannesi.
"Yalnızlık insanı çoğaltır. Yalnızlık, eski anlatımla insanın 'nüshası'dır. Yalnızlık insanın öbür dakikalarıdır. Kişi yaşamı boyunca yalnızlıklarının toplamıdır."
Sayfa 52 - Dağlarda Açmış Bir Çocuk-ÇiçekKitabı okudu
"Ben herkesin arasında yalnız bir insanım. Yalnızlığım bir yapıttaki sözcüklerin yalnızlığına benzer... Yapıtta binlerce sözcük var. Hepsi birden bir gerçeği söyler, hepsi de teker teker yalnızdır. Benimki böyle bir yalnızlık..."
Sayfa 52 - Dağlarda Açmış Bir Çocuk-ÇiçekKitabı okudu
Kadın olmak her coğrafyada zordur ama anne olmak bu zorluğa değer der Gülsüm BERK.
Bahçem erik çiçekleri ile renklenirken,ruhum da mürekkep izleri ile renklensin...
Bu kitapta özgür ruhlu, devrimci, bir cesaret abidesi savaşçı bir kadının, bir prensesin Anadolu topraklarındaki yaşamına konuk oluyoruz.
.
Prenses Cristina Trivulzio Belgiojoso 1808 Milano doğumlu. Varlıklı ve köklü bir aileden geliyor. Henüz dört yaşındayken babasını kaybediyor. Annesinin yeni eşi bir Marki. O'nunla çok iyi anlaşıyor Cristina. Zaten onun bu idealist, özgür ve devrimci ruhu kazanmasında çok büyük bir etken üvey babası. Ülkesinin bağımsızlığı ve geleceği için büyük mücadeleler veriyor prenses. Hep ön saflarda yer alıyor.
Ancak, gidişat öyle bir hal alıyor ki ülkeyi terketmezse zindana atılacağı haberleri kendisine iletiliyor. İşte böyle başlıyor prensesin Anadolu hikâyesi.
.
O dönemlerde Sultan Abdülmecit'in hükümranlığı var Osmanlı topraklarında. Sultan, Habsburg hanedanına isyan eden tüm İtalyan, Macar ve Polonyalılara kapılarını açtığını bildirir. Prensesin Safranbolu'ya gelişi bu çağrı ile olur. Burada büyük bir çiftlik kiralar ve huzur içinde 5 yıl yaşar. Bu süreçte hasta tedavi eder, köylülere okuma yazma öğretir, çiftliği eker biçer toprakla haşır neşir olur ve halk tarafından çok sevilir sayılır.
.
Kendi anılarında da bunları dile getirir güzel prenses. Bu beş yılın sonunda İtalya, isyancılar için af çıkarır ve prensese ülkesine dönebilmesi için ışık yakılır. Her ne kadar Safranbolu'da çok mutlu olsa da insanın vatanı gibisi var mıdır, hiçbir zaman hak ettiği vefayı, takdiri göremese de!...
.
Zeynep Oral'ın araştırmacı kimliği ile oluşturduğu bu biyografik eseri çok keyif alarak okudum.
5 Temmuz 1871 yılında, 63 yaşındayken öldü. Ve özgürdü.
Ancak 2022 yılında adı 16 kadına teşekkür konuşmasında geçti...
O bir özgür ruhtu. O bir cesaret ana. Bir devrimci. Bir feminist. Bir savaşçı. Bir direnişçi. Bir asi. Bir entelektüel. Bir müzisyen. Safranbolu'da çiftlik kuran, hastaları tedavi eden, köylülere okuma yazma öğreten, toprakla uğraşan bir prenses. O bir öncü. O bir anne. O bir büyükanne. O bir kadın!
Zeynep ORAL
1800'lü yıllarda İtalya'nın bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadele eden devrimci ve feminist bir kadının biyografisini okuyoruz.Bu mücadeleci ve özgürlük aşığı kadının,yaşadığı sürgünler sonucunda yolu İstanbul'a kadar uzanır.Yıl 1850...Yorgundur ve huzur arar.O vakit Anadolu'nun iç kısımlarına doğru çekilir ve Safranbolu'ya yerleşir.
Daima okur;gözlemlerini,analizlerini yazar.Tespitleri,öngörüleri,yorumları çağının çok ilerisindedir.
Zeynep Oral,Prensesle sohbet eder bir şekilde kaleme aldığı biyografisinde âdeta Prensesin sesi oluyor.Okuru da bu sohbete ustalıkla dahil eden anlatım için teşekkürler...