4. Eğer her şeyin kudretini tek bir şeyde cem etseydim, her Şeyin ma'rifetini tek bir şeyde toplasaydım ve her şeyin kuvvetini tek bir şeyde sabit kılsaydım, mahvından ötürü Taarrufumu taşıyamazdı ve nefsinin varlığını kaybından ötürü Müdâvemetime sabredemezdi.
"İzzet" Durağı
Beni "İzzet"te durdurdu ve bana dedi ki:
1. Benim dışımda hiçbir şey izzete [vücûd] sahip olamaz. İzzet [vücûd], benim dışımda bir şey için uygun olmaz. Ben Kendisiyle komşuluğa güç yetirelemeyecek ve yine komşuluğa devamlılık gözetilemeyecek olan Azîz'im. Zâhiri Ben izhâr ettim ve zâhirden daha Zahir'im. Zahirin yakınlığı Ben'i idrâk edemez ve zahirin varlığı Bana ulaşamaz. Bâtını Ben gizledim ve Ben bâtından daha gizliyim. Bâtının delili Benim, üzerime kaim olamaz ve bâtının yolu Bana ulaşamaz.
2. Ben bir şeye onun kendisini bilmesinden daha yakınım ve kendisini bilmesi de onu Bana ulaştıramaz; ayrıca kendisini bildiği yerde de Ben'i bilemez.
3. Şayet Ben olmasaydım, gözler görülebilecek şeyleri göremez ve kulaklar da işitilebilecek şeyleri işitemezlerdi.
4. Şayet izzet lügâtini aşikâr etseydim, kalbe sökün eden düşünceleri tırpanın biçişi gibi biçiverir ve maarifi de fırtınalı bir günde şiddetle esen rüzgârın kumları dağıtışı gibi darmadağın ederdim.
5. Şayet izzetin nutku dile gelseydi, bütün harflerin nutku tutulur ve bütün harflerin eriştiği yer de yokluğa (adem) rücû ederdi.
Mevâkıfta Sıkça Zikredilen Bazı Mefhumlar
Vakfe
Mevâkıfın başlıca temasını, Nifferî tarafından mahirâne bir şekilde ele alınan "vakfe” mefhumu oluşturur. Ancak Nifferî tarafından dile getirildiği şekliyle vakfe, tasavvuf literatüründe daha sonraları farklı biçimlerde formülize edilen vakfeden bir miktar farklıdır. Istılahta iki makam arasında durup önceki makamdan eksik kalan yönlerin tamamlanışı ve gelecek olan makama dair malumat edinme şeklinde özetlenebilecek genel tarife mukâbil, Nifferî'nin ısrarla üzerinde durduğu vakfe daha büyük bir vizyonu ifade eder. Dolayısıyla tevbeden rızaya geçiş gibi olmayıp fenâdan bekâya geçiş gibi daha kapsamlı bir husustur.
"Mutlak Bilme" ancak Allah'a aittir.
Kul, bir cehlden diğer cehle kadar bilir, ondan öteye nice ilm perdeleri vardır:
"Cehl, ilimde bir sınırdır;
İlmin her bir çiftinin arasında, bir cehlin olduğu sınırlar vardır."
Nifferî, Mevâkıf, s. 148.
MevâkıfAbdülcabbar en Nifferi · Büyüyen Ay Yayınları · 06 okunma