İki aşık, iki ozan, iki düşman. Ayrı cephelerden birbirine bakan iki saz aşığı. Kozanoğlu isyanı sırasında savaş alanında karşı karşıya gelirler. Bir tarafta Avşar ellerini kendine yurt edinen Dadaloğlu diğer tarafta dengbejlerin piri Evdal ve iki ozanın dilden dile, telden tele akan sözleri.
Abdullah Aren Çelik son romanı Revan'da Yaşar
Yediler Teknesi Abdullah Aren Çelik ile tanışma kitabım oldu. Çok değişik bir kitap, çok değişik bir hikaye okudum. Kurgusuyla, konusuyla gerçekten çok güzel bir distopyaydı Yediler Teknesi. Belki de modern bir Nuh Tufanı hikayesi de demek yanlış olmaz. Kalemi güzel bir yazarla tanışmanın mutluluğu ile kapadım kitabın kapağını.
Hikaye kitabın
#yedilerteknesi romanını #güncelikeşfet maratonu kapsamında okumuş ve yazarı ile uzun bir söyleşi gerçekleştirmiştik.
Çağdaş edebiyatımızda yazarların sık sık denemeler yaptığını ve üslup arayışı içinde olduğunu biliyoruz. Buna ek olarak da var olan güncel meselelerin imgelerle örülüp okura edebiyat aracılığıyla ulaştırılma çabası göze çarpıyor.
Yediler Teknesi de bir anlamda güncel bazı meseleleri mitoloji, din ve yakın tarih ile harmanlayarak roman formatında sunmayı deniyor.
Eserde baştan sona kurgulanan “tufan” göndermesi ile özellikle Doğu’da yaşanan faili meçhullere dair imgesel bir olay örgüsü yer alıyor. Mitolojik bir canlı olan Kerberos ile ölüler şehrinin kapıları aralanırken bir yandan da farklı karakterlerin gözünden insani birtakım sorunlar irdeleniyor. Bu anlamda Yediler Teknesi yeni şeyler deneyen iyi bir roman.
Fakat olayların klişe olarak gerilimli bir rüyayla başlaması, daha sonra aniden ana kurguya geçiş yapılması ve ilerleyen süreçlerde kırılmaların çok hızlı olması eleştiriyi çağıran kısımlar. Özetle Yediler teknesi benim nezdimde çok iyi şeyler deneyen ve çok derin konularla mücadele eden fakat üslup ve final olarak biraz aceleye gelmiş hissi uyandıran bir roman oldu.
Tavsiye ederim, #iyikitapkurtlamalar