Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Abdullah Muradoğlu

Abdullah MuradoğluÖldüren Sır; Garih yazarı
Yazar
Editör
7.6/10
10 Kişi
37
Okunma
0
Beğeni
1.514
Görüntülenme

Hakkında

Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü mezunu. 15 yıldan uzun zamandır basın camiasının içinde yer aldı. 1997 yılından bu yana Yeni Şafak Gazetesi Haber Merkezi'nde özel haberler, dizi yazıları, araştırma yazıları, röportajlar, tarih sayfaları ve köşe yazıları yazdı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti 2004 Türkiye Gazetecilik Başarı Ödülleri Röportaj Dalı'nda ödüle layık görüldü. Biyografi alanında dört kitap yayınladı. Sivil toplum kuruluşlarında çeşitli görevler üstlendi.
Unvan:
Gazeteci ve yazar

Okurlar

37 okur okudu.
1 okur okuyor.
14 okur okuyacak.
Reklam

Editörlük Yaptığı Kitaplar

Tümünü Gör

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Çakmak hem Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları arasında olmakla Türk bağımsızlığını simgeliyor hem de dindar kişiliğiyle halkın saygı duyduğu tarihi bir kişilikti. 1950 Nisan’ındaki vefatında hükümetin milli yas ilan etmemesi üzerine dindarların başı çektiği kalabalıklar, cenazeyi omuzlarına alarak Eyüp Mezarlığı’na kadar taşımışlardı. Bu olay, kemalist çevreler tarafından irticanın gövde gösterisi olarak yorumlanmıştı. Çakmak’in ölümünden bir ay sonra yapılan gelen seçimlerde Demokrat Parti, CHP’ye fark atarak iktidara gelmişti. Kimi yorumlara göre Çakmak’ın vefatına gösterilen vefasızlık Cumhuriyet Halk Partisi’nin sonunu getirmişti.
Fevzi Çakmak /pdfKitabı okudu
Reklam
“Unutma tacın, tahtın, burada kalır, seni şöhretin değil, adaletin kurtarır!” (Yahya Efendi)
Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Emin Gürses’in açıklamalarına da yer veriyordu. Gürses, MOSSAD’ın yahudi işadamlarına koruma yaptığını ifade ederek, “Bütün yahudi işadamları İsrail’e vergi verirler. Bu çok bilinen bir ilişki. Koruma, yanına iki adam vermek olarak anlaşılmamalı. MOSSAD, ilgili ülkedeki başta istihbarat örgütü ve
Bir Musevi olarak Üzeyir Garih, bir Müslüman mezarlığında son nefesini verirken acaba ne düşünmüştür? Son duasını edebilmiş midir? Kan boşaldıkça direncini yitirdiği, çevresindeki bütün nesnelerin buğulandığı bir anda hemen yanında yükselen o mezar taşına bakabilmiş midir? Baktıysa ne görmüştür? Gördüyse, giderek uzaklaştığı bu dünyanın böyle bir ölüm bahçesinde son bulduğuna tanık olabilmiş midir? Onu öldürenin gözlerinin içine bakabilmiş midir? Ucuz, zavallı serseri bir bıçağın, vücudunu delik deşik ettikten sonra panik içinde oradan uzaklaşmasını izleyebilmiş midir?
Çünkü insanın düşü çok değerlidir; olur olmaz kişiye aktarmamak gerekir. Rüya yorumlanmadığı sürece bir şey söylemiş sayılmaz, dolayısıyla insan davranışına yön vermez, kaderini çizmez. ‘Rüya uçucu bir kuşun ayağı üzerindedir, tabir olunmadıkça onun için istikrar ve karar yoktur’. Ancak yorumlandığı anda, yorumlayan ister bilgili ister cahil olsun, ister hayra ister şerre yorsun, ‘ta’birinün hükmü ra’iye sabit olur’. Artık rüyanın mantığı yorumlandığı haliyle işlerlik kazanır ve düşü görenin kaderi olur.
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok