Abdurrahman Çetin sözleri ve alıntılarını, Abdurrahman Çetin kitap alıntılarını, Abdurrahman Çetin en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şüphesiz, Allah'ın Kitab'ını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler."
Fâtır 35/29.
Bu konuda Peygamberimizin eşi Hz. Âişe şunları anlatmıştır:
Bir bayram günü, evde def çalıp türkü söyleyen iki kızı seyrediyordum. Rasûlullah ﷺ eve geldi ve gidip sedire uzanarak üzerini örttü.
Biraz sonra, babam Hz. Ebû Bekr içeri girdi. Def çalan kızları görünce:
"Bu ne hâl? Allah'ın Elçisinden utanmıyor musunuz?" diye azarladı.
Bunun üzerine Rasûlullah ﷺ dönüp:
"Onlara ilişme. Her toplumun bayramı vardır. Bugün de bizim bayramımız", buyurdu.
Yüce kitabımız Kur'ân-ı Kerîm'in muhataplarından istediği ilk şey, onu okumaktır.Peygamberimize gönderilen ilk vahiyde Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Yaratan Rabbinin adıyla oku! "
∙
Peygamberimiz, parmaklarını birbirine geçirip sımsıkı kilitleyerek şöyle buyurdu:
"Müminler birbirine karşı duvar gibidir, birbirini sımsıkı tutarlar."
[Buhârî, Salât, 88]
Peygamberimizin konuyla ilgili başka bir hadisi de şöyledir:
"Cennetlik kimseler cennete girince onlara şöyle seslenilir:Şüphesiz sizler, cennette ebedi olarak yaşayacak, hiç ölmeyeceksiniz.Hastalanmayacak, daima sağlıklı kalacaksınız.İhtiyarlamayacak, sürekli genç kalacaksınız.Sonsuz nimetlere kavuşacak, hiçbir zaman acı ve üzüntü görmeyeceksiniz! "
Peygamberimize, insanlar arasında en çok iyilik edilmesi gereken kim olduğu sorulunca o : " Annen, annen, annen, sonra baban, sonra sırasıyla yakın akrabalarındır" buyurmuştur.
Hicretin dokuzuncu yılında Mekke’nin fethedilmesinden ve Tebük seferinden sonra, insanlar grup grup müslüman olmaya başladılar.
Birçok kabile, Peygamberimize elçiler göndererek İslâmiyet’i kabul ettiklerini bildirdiler. Bu amaçla Medine’ye 70 kadar heyet gelmişti.
Bu nedenle bu yıla “elçiler yılı” denildi.
"Müslüman şehirlerin kalbi câmidir.
Bütün ana caddeler camiye açılır. Şehir, câmiyi merkez edinip bir daire gibi açılarak genişler. Bayük camilerimize dikkat edilirse, hepsi de kasaba ve şehirlerin odak noktasını teşkil eder.
Günlük hayat bu çerçevede canlılık gösterir. İnsana hizmet veren han, hamam, çarşı, pazar, bedesten, imaret, aşevi, hastahane gibi sosyo-ekonomik; kütüphane, medrese, mektep gibi sosyo-kültürel yapılar genellikle câmilerin çevresinde yer almıştır.
Bu şuurlu şehircilik anlayışını Peygamberimizin Mescidi ile birlikte birçok merkezi şehirlerimizde görebilmekteyiz. Onun içindir ki müslüman şehirlerinde bütün yollar câmiye çıkar, diyebiliriz."