''Merhaba Bay Torrez. Ben Rufus, Mateo'nun son arkadaşıydım. Onu evden çıkarmayı başardım, size söyledi mi bilmiyorum. Çok cesurdu. Onunla gurur duyduğunuza ve başından beri bu cesarete sahip olduğunu bildiğinize eminim. Onu hep olmak istediği insana dönüşürken izleyebildim. Bugün bir sürü şey yaşadık.''
Bir fotoğraftan diğerine geçerken ona özet geçtim; ona hiç gösterme şansı bulamadığım Mateo Harikalar Diyarı'nda fotoğrafı; hava dalışı yaptığımız Bir An Yarat'ta havacı gibi giyinmişken; ölümsüzlüğü tartıştığımız ankesörlü telefon mezarlığı; trende kucağında Lego sığınağıyla uyuyan Mateo; yarısı kazılmış mezarında oturan Mateo; patlamadan dakikalar önce girdiğimiz Open Bookstore penceresi; Mateo ölümümüz olacağını düşündüğü için kullanmak istemediğim bisikletimi süren çocuk; Seyahat Arenası'ndaki maceralarımız; Mateo'yla şarkı söyleyip dans edip öpüştüğümüz ve canımız pahasına kaçtığımız Clint Mezarlığı'nın önü; Mateo yatağında benim için zıplarken ve birlikte son fotoğrafımız. Benim onun gözlüğünü taktığım, onun da gözlerini kıstığı ama inanılmaz mutlu olduğu fotoğraf. Ben de mutluydum. Yeniden yıkılmış olmama rağmen Mateo beni düzeltmişti.
“Aşkın hepimizin sahip olduğu bir süper güç olduğunu ama her zaman kontrol edebileceğim bir güç olmadığını söyledi. Özellikle de büyüdükçe. Bazen çığırından çıkardı ama gücüm beklenmedik birine çarparsa bundan korkmamalıydım.”