Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ahmet Ayhan Koyuncu

Ahmet Ayhan KoyuncuKuruluşundan Arap Baharına Suriye yazarı
Yazar
6.7/10
3 Kişi
25
Okunma
4
Beğeni
1.053
Görüntülenme

Ahmet Ayhan Koyuncu Gönderileri

Ahmet Ayhan Koyuncu kitaplarını, Ahmet Ayhan Koyuncu sözleri ve alıntılarını, Ahmet Ayhan Koyuncu yazarlarını, Ahmet Ayhan Koyuncu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sosyal yaşamın sağlıklı bir şekilde işleyişi, akışkan standartlar diye tanımlanabilecek daha esnek standartlar çerçevesinde mümkündür. Mutlak belirsizlik, özgürlüğün bir imkânı olamayacağı gibi özgürlüğü ortadan kaldıracak bir anarşi ortamını hazırlayacaktır. Bauman'ın belirttiği gibi tam özgürlük, belirsizlik ve korunmasızlık gibi ikiz laneti besleyen bir ortam yaratmaktadır. Dolayısıyla akışkan standartlar kavramı, mutlaklaştırılmamış ve dönemin şartlarını göz önünde tutarak sürekli değişimi dikkate alan ve bu çerçevede bir standart oluşumunu öngörmektedir. Anlayıcı-yorumlayıcı sosyoloji ekolünün önerdiği gibi olgular kendi tekillikleri ve özgüllükleri içerisinde değerlendirilmeli ve standartlar bu çerçevede şekillendirilmelidir. Bu ise Bauman'ın postmodern etiği merkeze alan çalışmasında ifade ettiği bir ahlaki tavırla mümkün olmaktadır: Ahlaklı olmak hiçbir zaman yeterince iyi hissetmemektir. Bu ahlaki ilke, daimi bir teyakkuzu ve standartların şartlara göre sürekli güncellenmesini içerir. Böylece hem modernliğin özgürlüğü kısıtlayıcı baskılarına karşı çıkılabilecek hem de postmodernliğin sosyal yaşamı imkânsızlaştıran mutlak belirsizlik anlayışının yarattığı sorunlar aşılabilecektir.
Sayfa 133Kitabı okudu
İnsan bir özne olarak her zaman hakikate ulaşma çabası içindedir. Ancak ulaştığı hakikatin bir parçasıdır ve hakikatin o parçasını bütün hakikat zannetmektedir. Bu hataya defalarca düşülmüştür. Hakikatin doğası, öyle görünmektedir ki, Mevlana'nın “körlerin fili tarifi” metaforunda açıkça ortaya çıkmaktadır. Hakikatin bütününe nüfuz etmek,
Reklam
Son üç yüz yıllık tecrübe açıkça göstermektedir ki aydınlanma ve modernlik düşüncesinin ortaya koymaya çalıştığı evrensellik ve nesnellik sosyal bilimlerde hatta doğa bilimlerinde bile mümkün değildir. Her toplumun kendi özgül tarihsel ve toplumsal şartları söz konusudur. Bu durum bizzat Batı düşüncesinde gündem konusu edilmiş ve modern düşüncenin temel iddiaları olan evrensellik, nesnellik, genel-geçerlik, homojenlik gibi iddialar yine Batı'da gelişen postmodernlik çerçevesinde eleştirilmiştir. Ancak bu tür aşırılık barındıran iddialara karşılık sunulan öneri bir başka aşırılığı barındırmış ve bu defa hakikatin çokluğu/yokluğu ileri sürülmüştür. Yaşanan bu süreç, evrensellik ve yerellik arasında farklı bir yaklaşımı zorunlu kılmıştır. İşte bu noktada vasat yaklaşımı, bu gerilimi aşma potansiyeli taşımaktadır.
İdeal, yaşanan gerçeklikteki sorunları çözebilmek için insanlığa bir yol gösterir. İdealden ve gerçeklikten kopmadan, ideali veya gerçekliği bir diğerine kurban etmeden kurulabilecek yönetim için mevcut şartlar altında en iyiyi -ehveni-bilen bir yönetici, günümüzde yaşanan pek çok siyasal sorunun üstesinden gelebilecek bir yönetim tarzı ortaya koyabilecektir. Her şeyin fazlasının zarar olduğu açıkça görülmektedir. Bu sebeple, modernite kötüdür postmodernite iyidir, kapitalizm kötüdür sosyalizm iyidir, rasyonalite kötüdür irrasyonalite iyidir, standartlar kötüdür standartsızlık iyidir, karar kötüdür kararsızlık iyidir, bilim kötüdür din iyidir, okullu toplum kötüdür okulsuz toplum iyidir, küreselleşme kötüdür yerelleşme iyidir, çevreye müdahale kötüdür doğaya dönüş iyidir, modern tıp kötüdür geleneksel tıp iyidir vs. iyi-kötü zıtlıkları anlamsız kurgulardır. Uygulamalar “kararında” yapılırsa iyidir, kararında yapılmazsa kötüdür. Bu “kararında” olma durumu ise zamana, zemine, şartlara, tarihsel ve toplumsal bağlama göre değişmektedir. Çünkü değişim her an vardır.
Bazı insanlar çıktı dünyayı cennete çevirmek için, Cennete giden yolu cehennem taşlarıyla döşediler. Hölderlin
Modern dünyanın teknolojisinin önemli bir eleştirmeni Alman filozof Heidegger (2015: 11-12), tekniği yansız bir şey olarak düşünmenin bir hata olduğunu, tekniğin sadece bir araç değil, aynı zamanda amaçları da içeren bir şey olduğunu belirtmektedir. Ona göre teknik, modern dönemde insan ve doğa ilişkilerinde önemli bir değişim meydana getirmiştir. Modern öncesi dönemde insanın kendisini doğanın bir parçası olarak gördüğünü, ancak modern dönemle birlikte insanın doğal düzenle uyumu terk edip, doğayı kendi inanç ve beklentilerine uymaya zorladığını savunmaktadır (Zimmerman, 2011: 359). Fakat aslında Heidegger de özünde tekniğin kendisine değil, o tekniği ortaya çıkaran öze, açığa çıkartma biçimine itiraz etmektedir. “Tehlikeli olan tekniğin kendisi değildir. Tekniğin iblisliği diye bir şey yoktur; daha çok özünün gizemliliği diye bir şey vardır. Tekniğin özü, bir açığa çıkartma yazgısı olarak tehlikelidir” (Heidegger, 2015: 40) ifadesi, onun itirazının bir açığa çıkartma biçimine karşı olduğunu göstermektedir.
Reklam
Bauman'ın Amerikalı Antropolog Paul Radin'den aktardığına göre: "İlkel insan tek bir şeyden, yaşam mücadelesindeki belirsizlikten korkar." Belirsizlik, her zaman en önemli korku kaynağı olmuştur. İnsanların yaşam mücadelesinde başarıyı ya da başarısızlığı belirleyen çok önemli etmenlerin rastlantısal niteliği, sonucun önceden kestirilemezliği, yaşam denkleminin içindeki onca bilinmeyenin denetlenemeyişi, tüm bunlar, her zaman derin bir ruhsal huzursuzluk kaynağı olmuştur. Bu huzursuzluğu yaşayanları ancak olasılıkların pratik denetiminin ya da zihinsel olarak bunların bilincinde olma- nın getireceği güvenceyi arzulamaya yönelmiştir (Bauman, 2017a, s. 18-19).
Sayfa 93 - Çizgi Kitabevi
Saf iyi, mutlak hakikat gibi arayışların insanlığa kazandıracağı bir şey olmadığı gibi insanlıktan götürdüğü pek çok şey vardır. Bu sebeple hayatı müphem bir şekilde yaşamak, gerek özgürlük için gerekse farklılıkların bir arada yaşamasına imkân vermesi açısından olumlu bir potansiyeli barındırmaktadır.
Sayfa 145 - Çizgi KitabeviKitabı okudu
Olgular yoktur, yorumları vardır.
Sayfa 141 - Çizgi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Katı olan her şey buharlaşıp havaya karışıyor, kutsal olan her şey dünyevileşiyor ve insanlar nihayet kendi yaşam koşulları ve diğer insanlarla ilişkileriyle yüzleşmeye zorlanıyorlar.
Sayfa 106 - Çizgi KitabeviKitabı okudu
Bir süre önce adına(yanlış bir şekilde) postmodernizm denilen ve benim daha yerinde bir ifade ile 'akışkan modernite' demeyi tercih ettiğim olgu değişmeyen tek şeyin değişim, kesin olan tek şeyin ise belirsizlik olduğunun gittikçe kesinleşen kanıtıdır.
Sayfa 101 - Çizgi KitabeviKitabı okudu
İlkel insan tek bir şeyden, yaşam mücadelesindeki belirsizlikten korkar.
Sayfa 93 - Çizgi KitabeviKitabı okudu
İnsanlık farklılık üreten bir makinedir.
Sayfa 89 - Çizgi KitabeviKitabı okudu
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.