Ahmet Vurgun kitaplarını, Ahmet Vurgun sözleri ve alıntılarını, Ahmet Vurgun yazarlarını, Ahmet Vurgun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün bunlara baktığımızda milli tarihin, II. Abdülhamid zamanındaki tarih çalışmalarından doğduğunu söyleyebiliriz. Yani milli tarih, salt cumhuriyet kadrolarının yeni ortaya koyduğu bir tarih anlayışı değildir. Tam tersine temelleri 19. yüzyıla değin uzanmaktadır.
Kushner, bu dönemdeki tarih anlayışını şu şekilde özetlemiştir: "Sultan II. Abdülhamid zamanında Türk tarihine karşı artan ilgi, Türklerde Türk tarihinin gerçekte Türk milletinin kendi tarihi olduğu gerçeğini oluşturmaya başlamıştı."
Nitekim Avrupalı ve yerli birtakım ahlâksız Hristiyan kadınların mürebbiye namıyle Müslüman hanelerine alınıp, çocukların bu kişilerin terbiyesine bırakılması ve hatta bu çocukların Hristiyan mekteplerine verilmesi, din ve mezheplerinin gereklerini öğrenmelerinden mahrum edilmelerine neden olmaktadır.
Erzurum Maarif Müdürlüğüne gönderilen bir yazıda iki yıl üst üste başarısız olduğu için okuldan atılan öğrencilerin geri kabul edilebileceği, ancak ahlâksızlıktan dolayı okuldan atılanların ise tekrar geri kabul edilmeyeceği bildirilmiştir.
Bu dönemde ahlâk çerçevesinde okulun çevresi de dikkatle takip edilmiş ve öğrencilerin ahlâkını etkileyecek veya etkilemesi muhtemel durumlara karşı tedbirler alınmıştır. Şehzadebaşı İbtidaî Mektebine giden çocuklar, bölgedeki arabacılardan korunmak istenmiştir. Çünkü hem arabacılardan meydana gelen pislik sıhhatleri açısından, hem de arabacıların kendi aralarındaki konuşmaları ve davranışları, ahlâkî bakımdan sakıncalı görülmüştür. Okulun çevresindeki ahali bu durumu ilgili mercilere şikayet ederek arabacıların başka bir bölgeye nakillerini istemiştir (B.O.A., M.F. MKT., 1307:117/2).
II. Abdülhamid'e göre gayrimüslim çocukları Müslüman çocuklarına nazaran daha iyi bir eğitim imkânına sahiptir. Bundan dolayı Müslüman çocukları gayrimüslimler karşısında geride kalmaktadır. İşte bu konuya bir çözüm olması düşüncesiyle kimsesiz Müslüman çocukları eğitecek ve Sanayi mektebine geçiş yapılacak tarza bir okul yapılmasını emretmiştir. Aynı zamanda bu okulun masrafları için kendi hazinesinden de para ayırmıştır. Sultan, kamuoyunun da bu konuda bilinçlenmesi için gazeteler aracılığıyla bu durumun duyurulmasını ve böylece hayırseverlerinde bu kampanyaya katılmalarını sağlamak istemiştir.