Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alain Minc

Alain MincYeni Ortaçağ yazarı
Yazar
7.3/10
4 Kişi
25
Okunma
2
Beğeni
888
Görüntülenme

En Eski Alain Minc Gönderileri

En Eski Alain Minc kitaplarını, en eski Alain Minc sözleri ve alıntılarını, en eski Alain Minc yazarlarını, en eski Alain Minc yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Komünizmin yıkılmasından üç yıl sonra Avrupa barışından hala söz etmek mümkün değildir. Tam aksine Avrupa Topluluğu gibi sözde barışın garantörü bir topluluğun mensubu Yunanistan'da 1992 yılı Aralık ayında nüfusunun yüzde onuna yakın bir kalabalık sokaklara dökülüp savaş çığlıkları atmakta ve bunu bir hudut ihtilafı için değil sadece Makedonya gibi bir kelime yapabilmektedir. Bunu istisnai bir örnek gibi görürsek çok yanılırız. Bu, ortamın bir yansıtıcısıdır.
Avrupa eskiden tehdit altında olan ama risksiz bir ülkeyken bugün tehditlerden arınmış riskli bir kıta haline gelmiştir. Ortak birleştirici, dayanışma unsuru olan komünizm artık yok. Dediğimiz gibi tabu yıkıldı. Peki acaba bu tabunun yerini İslam alabilir mi? Hayır alamaz zira bugünkü İslam Dünyası homojen, tek vücut ve tek sesli değildir. İslam Dünyasının iktidarını ele geçirmeye çalışan ve batıya Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği'ni hatırlatan bir İran kabusunun hemen yanı başında, Avrupa Kıtası'na daha yakın, Orta Doğunun en güçlü İslam Ülkesi bulunuyor. Bu ülke Türkiye'dir. Batının ne yazı ki yeterince tanımadığı bir dost olan Türkiye yıllarca NATO'nun içinde Sovyetler Birliği'ne karşı en güvenilir hudut bekçisi olmuş, körfez savaşında da batı ile yaptığı dayanışma sayesinde o zaferin anahtarı olmuştur. Şimdilerde ise Sovyetlerden dağılan Müslüman ve Türk asıllı yeni cumhuriyetlerde İran'ın bütün gayretlerine karşın yine Türkiye ağır basmaktadır.
Reklam
Şimdilerde ise Sovyetlerden dağılan Müslüman ve Türk asıllı yeni cumhuriyetlerde İran'ın bütün gayretlerine karşın yine Türkiye ağır basmaktadır. Türkiye'yi bir İran veya bir Suudi Arabistan ile bir tutmak asla mümkün olmadığına göre Avrupa için "birleştirici tabu"nun da İslam tehlikesi olması mümkün değildir. Etrafında birleşilen bir ortak tehlike yokluğu Avrupa'ya belirsizlikleri getiriyor
Amerika dünya para sistemini kontrol etme uğruna uyguladığı finansal politikalarının sonunda kurbanı oldu. Dış borcu o kadar büyük boyutlara ulaştı ki artık kendisinin çıkarları ile askeri müdahalesinin giderlerini yükleyebileceği bir ülke ortada yoksa Amerika'nın ciddi bir dünya polisi rolünü oynaması olanaksız gözüküyor. Bu da Amerika'yı gittikçe dünyanın merkezi olmaktan uzaklaştırıyor.
Dünyanın gelecekteki muhtemel dengeleri üzerine pek çok senaryo üretmek mümkün ama herkesin üzerinde birleştiği bir gerçek var ki bundan sonraki dekor, platform, sahne Pasifik'te kurulacaktır ve oyun artık Atlantik'ten ve Avrupa'dan çok uzak bir alanda oynanacaktır.
Yeni bir toplum tarzı komünizmin çökmesinden sonra varlığını zorla kabul ettirmeye çalışıyor. Devletin ve hukukun egemen olmadığı bir pazar, vahşi ormana benzer. Vahşi ormanda da ancak mafya türü organizasyonlar doğar.
Reklam
Tam beş yüzyıl boyunca bilinmeyen topraklar terimini ortadan kaldırmak için seyyahlar, kaşifler, misyonerler dünyanın dört bir yanını pek çok tehlike ile burun buruna yaşayarak taradılar. Tam bu keşfedilmemiş veya bilinmeyen topraklar teriminin yeryüzünden artık tabir olarak yok olduğunu düşünmeye başladığımız bir devirde, terim her zamankinden çok daha güçlü olarak bir başka boyutta karşımıza çıkmakta. Bilinmeyen topraklar, girilmeyen çevreler, anarşiye teslim olan bölgeler, resmi şirketler ile yer altı şirketleri, temiz işler ile pis işler, temiz para ile kara para Somali'den Türkmenistan'a, Los Angeles'ten Marsilya'ya İtalya'dan Japonya'ya, Çin'den Güney Amerika'ya, Rusya'dan Afrika'ya bütün dünyayı büyük bir sürat ile egemenliği altına almakta. Dünyada pek çok şehir, hatta ülke çaresizlik içinde çırpınıyor. Devlet, hukuk ve nizam gittikçe azınlığa düşüyor, dünya haritasındaki gri alanlar büyük bir süratle çoğalıyor, devlet ve dürüst toplum geriliyor. Eşkıyalık, anarşi ve mafya dünyayı gittikçe egemenliği altına alıyor. Yaygınlaşmanın ve kabullenişin en birinci işaretleri önce halk lisanındaki değişikliklerde ve kullanılan kelimelerde görülmeye başlar Nitekim eğri kılıcın yerini alan bazukadan başka 14. yüzyıldan farklı hiçbir durum yok. Artık hepimiz rahat rahat bir avuç eşkıyanın Saraybosna'yı kuşattığını veya Gorazde'nin işgal edildiğini son derece doğal bir şeyden bahsedermiş gibi söyleyebiliyoruz. Kuşatma ve işgal gibi terimleri şehirler, kasabalar için kullanıyoruz.
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.