Köy yollarının çamurları içinde küçüklü büyüklü hayvanların ayak izlerinde toplanan yağmur sularında ay parça parça,parçalanmış Yerden dört bir yansıyan pırıltılar saçıyordu..
Geçmişte yüzbinler sayılarak arandığı halde , bulunmayan kral saraylarına armağan edilecek değer taşıyan ziynetler,şimdi elinde bulunduğu kimseye bir avuç pirinç, bir lokma ekmek alabilcek değer taşımıyordu…
Ne yazıkki iş işten geçmiş ay bacayı çoktan savuşmuş ha battı ha batacak bir halde ufka yaklaşmıştı.Çok geçmeden batacak, karanlık her tarafa çökecek, kurtuluş yollarının güçlükle ayırt edilebilen izlerini gizleyecekti….