Öne Çıkan Ali Bayram kitaplarını, öne çıkan Ali Bayram sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ali Bayram yazarlarını, öne çıkan Ali Bayram yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocuk gelinlerin olmadığı bir ülke var mı? diye bu soruyu kendimize sorsaydık. Aslında yazarın kaleminden dökülen ve Helin ile Sılanın hikayesinin bizim topraklarımızda ki büyük bir dramın ta kendisi olduğunu anlardık.
Bazen ekranlardan duyduğumuz o çocuk gelinlerin hikayelerinin acı gerçeklerini gözyaşlarıyla okudum.
Bir kez daha kendime nice sorular sordum.
Bazen düşlerimi çalan bir küçük çocuk görüyorum rüyalarımda, alıp kaçıyor ve hızla uzaklaşıyor. Koşuyorum...koşuyorum arkasından, bir türlü yakalayamıyorum. Uyanıyorum kan ter içinde, ne düşlerim var, ne de sen varsın.Diyorum ki! gerçekmiş....
Senin gibi bir yazar bilinçli bir şekilde bizler gibi bu ''küçük gelinler'' i görüyor veya yazıya döküyorsa bence gurur duyulmalık bir yazardır.İnsanlar bu olanları görüp birşeyler demiyorsa,yaptıkları suça ortak oluyorsa eğer;ülkemizi geriletir ve küçücük çocukların gelecekleri ile oynar.Senin gibi,benim gibi,Ali gibi,Ayşe gibi insanlar da eminim ki ülkemizi bu geri düşünce sisteminden ve töreden kurtarmak için doğu medeniyetine karşı yazısıyla,düşüncesiyle,konuştuklarıyla veya herhangi bir özgür şekilde bu durumu dile getirmesiyle ülkemiz daha da gelişicek.Ben ülkenin doğu kısmında oturuyorum (malatya) ve inan bana burda tayt giyene bile bakıyorlar.Bu durumdan kurtulmak ve yazdığın yazıların arkasında durmak için herşeyi yaparım emin ol.Yazdığın yazının arkasındayım ve bilinçli insanlar gibi bende seninle gurur duyuyorum.Umarım yazılarınla doğunun sesi olur ve büyük bir konuma gelirsin.
Erhan amir yine iş başında...
Kuğulu Park Cinayetinin devamı olan Tanrı'nın beğenmediği kadın da yine Erhan Amir ve ekibiyle Ankara sokaklarını dolaşıp cinayeti çözmeye çalışıyorsunuz bu sırada da çay içmeyi de ihmal etmiyorsunuz.Sürükleyici ve kurgusu çok iyi. Ali Bayram yine harikaydı. Okumanızı tavsiye ederim.
1924 Yılından başlayan gerçek bir hikâye, gizemini hala koruyan Fikrîye Hanımın yaşantısı ve ölümüne değinen Ali Bayram kitabında şöyle yazmaya başlamış.
“Yıl 1973, Ankara Hastanesinin üçüncü katında en dip odaya kendi kaderine terk edilmiş, ölüme itilmiş, kimsesiz bir annenin oğlunun kaleminden dökülenleri okuyacaksınız.”
“Yaşadığımız tüm acıların çığlıkları kendi içimizde kopar”
Kitabın ilk satırlarından sonra bizi tanıdık olan bazı bölümler karşılıyor. Ve Fikrîye Hanımın ağzından İnebolu’ya gelişi anlatılıyor.
Başörtüm ve mantom sırılsıklam olmuştu ama umurumda değildi. Aşktan ve ona yakın olacağımdan dolayı duyduğum heyecandan olsa gerek yağmurun tenimde bıraktığı o soğuk ürperti sanki ilkbaharda, Karadeniz’in serin sularını getiren rüzgârın serinliğiydi
Ve hayat bazen çok acımasız olabiliyordu. Gördüklerimizle, yaşadıklarımız arasında hep bir uçurum vardı. Yaşamak hayatta ırgat olmaktı. Bu dünyanın hayalleri ve hırsları peşinden koşarken, tüm gerçekleri bir kenara bırakıyorduk.