Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Çamlıbel

Ali ÇamlıbelBiz Esir Düştük yazarı
Yazar
8.9/10
13 Kişi
36
Okunma
0
Beğeni
794
Görüntülenme

Ali Çamlıbel Sözleri ve Alıntıları

Ali Çamlıbel sözleri ve alıntılarını, Ali Çamlıbel kitap alıntılarını, Ali Çamlıbel en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1.Dünya Savaşı artık bitiyordu ama kamplardaki ağır koşullar nedeniyle vefat eden askerlerimizden geriye kalanları serbest bırakmak İngilizlerin işine gelmiyordu. Çünkü İngilizlerin Türklerle yapacağı muhtemel bir savaşta esaretten dönen askerlerimizin tekrar İngilizlerin karşısına çıkma ihtimali Ermenistan tarafından İngilizlere devamlı olarak telkin ediliyordu. Çözüm yolunu buldular: Katliam. İşte daha önce bahsettiğimiz dezenfekte etme amacıyla süngülerle itilerek krizol havuzlarına sokulan Mehmetçiklerimizin kör edilmesi veya öldürülmesi böyle başladı.
Sayfa 78 - akıl fikir yayınları, Nargin(cehennem adası)Kitabı okudu
Unutuldular... Ne yazık ki unutuldular. Ülke büyük bir sınavdan geçiyordu. Dünya savaşının depremi her yeri sarsıyordu. İnsanlar kendi canlarının derdine düşmüştü. İnancını yitirmeyen bir avuç insan da ülkenin derdine düşmüş, Mustafa Kemal Paşa'nın etrafında toplanıyordu. Esaretten dönmeyi başaranlar veya kaçabilenler evlerine bile gitmiyordu çünkü artık Kurtuluş Savaşı başlayacaktı. Türk insanı gerçekten de ateşle imtihan oluyordu.
Sayfa 54 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Hey 15 li, 15 li" sözleriyle başlayan türkü, Rumi 1315 ve ona yakın yıllarda(1899 ve birkaç yıl öncesi) doğan gençlerimizin silahaltına alınışını anlatan ve giden gençlerden çoğunun dönmeyeceği bilindiğinden, "kızların gözü yaşlı" diye devam eden gerçek bir ağıttır. Ne kadar acıdır ki, TV'de, bir konser sırasında bu türkü söylenirken önde oturan bazı insanların yerlerinden kalkarak bir oyun havası çalınıyormuş gibi göbek atıp oynamaya başladıklarına hayretle şahit oldum. Bu türkü, "muharip gazi" babamın dinlerken gözlerinin dolduğu türküydü. Aslında genç kuşaklarımızı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğretmek, herhalde bizim kuşakların üzerine düşen bir vebal olmaya devam edecektir.
Sayfa 35 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Çekilen acılara en çok şahit olduğumuz ve esir kampları içerisinde en iyi bilineni olan Mısır'daki Seyd-i Beşir esir kampının bu özelliği, Türkiye'ye yakınlığından kaynaklanıyordu. Doğal olarak oradan memlekete yazılan mektupların bir kısmı da olsa Kızılay'ın desteğiyle alıcılarının eline geçiyordu. Ancak durum diğer esir kamplarında çok farklıydı. Gidenlerden hiçbir haber alınamıyordu. Türkülere yansıdığı gibi giden gelmiyordu. İngiliz'in istediği de zaten buydu. Yetkililerin eline geçsin diye yazılan bazı mektuplara arşivlerde kolayca rastlanıyor. Çoğu "Efendim" diye başlıyor. "Biz, Nyanmar denilen yere getirilen esir subaylarız. Efendim, bizleri burada unutmayınız." veya "Efendim, bizler Malta'da esiriz. Bizleri burada unutmayınız."
Sayfa 54 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Ne trajikomik bir durum ama!
Hey 15 li,15 li" sözleriyle başlayan türkü, Rumi 1315 ve ona yakın yıllarda (1899 ve birkaç yıl öncesi) doğan gençlerimizin silahaltına alınışını anlatan ve giden gençlerden çoğunun dönmeyeceği bilindiğinden, "kızların gözü yaşlı" diye devam eden gerçek bir ağıttır. Ne kadar acıdır ki, TV 'de, bir konser sırasında bu türkü söylenirken önde oturan bazı hanımların yerlerinden kalkarak bir oyun havası çalınıyormuş gibi' göbek atıp oynamaya başladıklarına hayretle şahit oldum. Bu türkü, "muharip gazi" babamın dinlerken gözlerinin dolduğu türküydü. Aslında, genç kuşaklarımızı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğretmek, herhalde bizim kuşakların üzerine düşen bir vebal olmaya devam edecektir.
Sayfa 35 - Akıl fikir Yayınları 2015Kitabı okudu
Türkiye'den Nyanmar'a
Türklerle savaştıkları cephelerde İngilizlerin, azami sayıda esir alarak Türk askeri gücünü etkisizleştirmeyi amaçladıklarını artık iyi biliyoruz. Ancak, bunların bir kısmını binlerce kilometre uzağa, örneğin; Burma(ya da Nyanmar) a sürdüklerini ve oradaki esir kamplarında tuttuklarını çok az kimse bilir. Bu ülkede halen binden fazla Türk askerinin mezarının bulunması sanırım burada tutsak olan Türk esiri sayısı ve ölüm oranları, dolayısıyla da maruz kaldıkları hastalıklar, kötü muamele ve eziyetler konusunda bir fikir verebilir.
Sayfa 52 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yıllar önce Napolyon “Ordular midesi üzerinde yürür.” demiştir ki askerin aç bırakılmaması bilinen bir kural olarak benimsenmiştir.
Sayfa 22 - Akıl Fikir Yayınları 2015Kitabı okudu
Kut'ül Amare
Çanakkale muharebelerinden sonra İngilizlerin en büyük yenilgiyi tattığı bu büyük zafer uzun zaman kutlamalarla anılmış (Türkiye de 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak anılmış), ancak herhalde İngilizleri incitmemek için olsa gerek Nato ya girişimizden sonra adeta unutturulmuştur.
Sayfa 112 - akıl fikir yayınlarıKitabı okudu
Sarıkamış üstünde kar, Kar altında mehmedim yatar Gülüm donmuş, kara dönmüş Gören sanmış, yarini sarar. Kimi yemen, kimi harput Üzerinde ince çaput Avut yiğit, gönlün avut, Yar sarmazsa mevlam sarar.
Sayfa 131 - Akıl fikir Yayınları 2015Kitabı okudu
İsmet İnönü
“Büyük devletlerle ittifak yapmak, bir ayı ile yatağa girmeye benzer.”
Sayfa 41 - Akıl fikir Yayınları 2015Kitabı okudu
Reklam
İngilizler, Kıbrıs’a esir askerlerimizi gönderdiler. Buraya daha ziyade Çanakkale’de esir düşen askerlerimiz gönderiliyordu. O zaman oluşturdukları esir kampının yerinde bugün Doğu Akdeniz Üniversitesi yer almaktadır. Kamp Shakespeare’in meşhur Othellosu’nun geçtiği yerdeydi ama susuzluk ve salgın hastalık yüzünden askerlerimiz birer birer ölüyordu.
Sayfa 66 - Akıl fikir Yayınları 2015Kitabı okudu
"Hey 15 li, 15 li" sözleriyle başlayan türkü, Rumi 1315 ve ona yakın yıllarda (1899 ve birkaç yıl öncesi) doğan gençlerimizin silah altına alınışını anlatan ve giden gençlerden çoğunun dönmeyeceği bilindiğinden, "kızların gözü yaşlı" diye devam eden gerçek bir ağıttır. Ne kadar acıdır ki, TV'de, bir konser sırasında bu türkü söylenirken önde oturan bazı hanımların yerlerinden kalkarak bir oyun havası çalınıyormuş gibi göbek atıp oynamaya başladıklarına hayretle şahit oldum. Bu türkü, "muharip gazi" babamın dinlerken gözlerinin dolduğu türküydü. Aslında, genç kuşaklarımızı aydınlatmak, bilgilendirmek ve bu günlere nasıl geldiğimizi öğretmek, herhalde bizim kuşakların üzerine düşen bir vebal olmaya devam edecektir.
Enver Paşanın 90.000 kişi gönderdiği Sarıkamış Seferinden yaklaşık 12.000 kişi geri dönebilmiştir.Gençlerimize ibret olması açısından belirtmek isterim ki Enver Paşaya bu zayiat bildirildiği zaman verdiği cevap şu olmuştur: “Bunlar nasıl olsa bir gün ölmeyecekler miydi?”
Sayfa 191Kitabı okudu
En mükemmel ve mutlu zafer,kendiniz bir zarar görmeden düşmanı amacından vazgeçme zorunda bırakmaktır
Bzim yer aldığımız taraf, sonuçta mağlup oldu, toprakları istilâ edildi ve dağıtıldı. Sebep, her birinde askeri yöneticiler ve ittifakın diğer üyeleri olarak gösterildi, okullarda çocuklara da böyle öğretildi. Buna da kısaca resmi tarih denildi! Mesela, Almanya'da bu konuyu inceleyenlerin daha objektif yorumlar yaptığı söylenebilir!
bu nasıl bir ittifak!
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.