Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alper İplikçi

Alper İplikçiTarih Felsefesi yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
864
Görüntülenme

En Eski Alper İplikçi Gönderileri

En Eski Alper İplikçi kitaplarını, en eski Alper İplikçi sözleri ve alıntılarını, en eski Alper İplikçi yazarlarını, en eski Alper İplikçi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Olgular tarihçi onlara başvurunca bilgi vermektedirler; olgulara nasıl bir sıralamaya göre veya ne gibi bir bağlam çerçevesinde öncelik verileceğinin kararı tarihçiye aittir. Bu ise tarihçinin veya tarihçilerin zaman zaman mutlak hakikatmiş gibi bize sunduklarının aslında olgular çokluğu içinden seçilenler olduğunu unutmamayı gerekli kılar.
Sayfa 2 - 3Kitabı okudu
Bugünün değer, tutum ve alışkanlıklarından bağımsız olarak geçmişi anlama ve açıklamaya çalışmak geçersiz bir etkinlik olacaktır.
Reklam
Tarihe eleştirel bakış, ona yalnızca okuyucu olarak eğilmemek gerektiğini öğretmektedir. Buna göre tarihi olaylar ve belgelerin, neye göre ifade edildiği anlamlandırılmaya çalışılacaktır.
Tarih, siyaseti gerekçelendirir ve ona çeşitli referanslar sunar. Lakin unutulmaması gereken, tarihin haklı davalar için gerekçe üretmesinin meşru olduğudur; haksız davaların gerekçelendirilmesi sureti ile inşa edilecek gelecek, haklardan/refahtan yoksun olacaktır.
Augustinus’a göre Cennet’ten düşüşten dolayı insanlar, doğal olarak sosyal değildir. İnsanlar daha çok bencildirler ve düzene, itaate ve toplumsal iş birliğine zorlanmak için devlete ihtiyaç duyarlar. Devlet olmazsa anarşi ortaya çıkar.
Ona (İbn Haldun) göre, sosyal hayatın, kendine has kuralları ve kendinden ayrılamayan özellikleri vardır. O, sosyoloji ilmini, “İlm-i Tabiat-ı umran” (bilimlerin kaynağı) olarak tanımlar. Bu ilmin, siyaset, ahlak, hitabet ve başka bilimlere benzemeyip kendi başına ve ayrı ilkeleri olan bir ilim olduğunu belirtir. Tarihçilerin de bunu bilmesi ve tarih yazmak için sosyal hayatın inceliklerini kavraması gerektiğini şart koşmuştur.
Reklam
Eğer ki insanlar kendilerine ahlaki bir hedef koyup buna göre yaşamlarını sürdürürlerse ve tarihin arka planda böyle bir yasaya göre işlediği kabulüne göre eylemde bulunurlarsa, ilerleme ve özgürleşme konusunda insanlık olarak ciddi atılımlar gerçekleştirilebilir. Dolayısıyla Kant’ın tarih felsefesinde “olanı betimlemek”ten ziyade “olması gerekeni” vurgulama söz konusudur.
Herder, tarih felsefesi yaklaşımlarında tarihsel alanda ilerlemeye yönelik bir yasanın olduğunu reddederek tüm tarihi kapsayan bir ortak idenin, varsa bile bilinemeyeceğini vurgulamıştır. Ona göre insan toplulukları kendi bulundukları dönemin şartları çerçevesinde ve kendi özgünlükleriyle incelenmelidir.
Hegel açısından dünya tarihi, Tin’in, kendini göstererek açtığı, kendinde olduğu halin (başlangıçtaki halinin) bilgisine ulaşabilmek için kendini işlediği alandır. Buna göre dünya tarihinin amacı da Tin’in kendi öz bilgisini elde etmesiyle bu bilgiyi nesnel hale getirip, kendini nesnel bir biçimde gerçekleştirmesine yöneliktir. Tarihsel süreç, başlangıçta içerikten yoksun olan özgür Tin’in içerik kazanarak tekrar özgürlüğüne dönüş çabasından başka bir şey değildir.
İnsan sadece tabiatın değil, aynı zamanda tarihin de bir elemanıdır ve doğanın lehine olacak biçimde tarih, metafiziğin ihmaline maruz kalmıştır.
Sayfa 111 - Oswald SpenglerKitabı okudu
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.