Hadım edilme, Freud'un konuya değinmesinden evvel her şeyden önce gerçek bir olgudur ve ilkçağın en eski dönemlerinden beri hayvanları evcilleştirmek üzere uygulanmaktadır.
Gerçekten de hipogonadizmler bir bütün halinde incelendiğinde –tam anlamıyla-cinsel sonuçların kişilik bozukluklarına göre daha az belirgin, daha az özgül ve daha çok "ikincil" oldukları görülmektedir.
Bununla birlikte hadım edilme, dönemin anıtlarında da görüldüğü gibi, Eski Mısır mitolojisinde galiplerin, erkeklik iktidarlarından kesin olarak mahrum etmek üzere mağluplara uyguladıkları cezadır.
Freud'un düşüncelerine ilişkin feminist karşı çıkışlar sıklıkla kadınların, kendi cinsiyetlerinin özgüllüğünü ön plana çıkarmak üzere farklılıklarının kabul edilmesi için mücadele vermekten çok, istemeden kadın "maçoluğu'nun varlığını doğruladıkları izlenimini uyandırmaktadır. Eşitlik ve farklı olma hakkı için sürdürdükleri mücadelenin ardında, karşı çıktıkları ve aralarında Freud'un penise imrenmeye ilişkin görüşünün de bulunduğu yaklaşımların ekmeğine yağ süren yeni bir fallik ve hadım edici hak arama biçimi fark edilmektedir. İster erkeğe ister kadına uygulansın, kadında işin içi-ne giren başka verilerle pek reddedilemeyecek bir özgünlük kazansa dahi, hadım edilme kompleksi bilinçdışıdır, tekrar belirtmeye gerek var mı?