Andreas Steinhöfel

Andreas SteinhöfelFarklı yazarı
Yazar
8.8/10
81 Kişi
325
Okunma
7
Beğeni
1.773
Görüntülenme

Hakkında

Andreas Steinhöfel 1962 yılında Battenberg’de doğdu. Çevirmenlik ve eleştirmenlik yapıyor, senaryolar yazıyor, ama o her şeyden önce “Die Mitte der Welt” (Dünyanın Ortası) gibi birçok ödüllü, çocuk ve gençlik kitaplarının yazarı. “Rico ve Oskar, Derin Gölgeler” ile kazandığı ödüllerden biri de Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’dür. Peter Rühmkorf, Loriot, Robert Gernhardt ve Tomi Ungerer’den sonra Andreas Steinhöfel 2009 yılında Erich Kästner Edebiyat Ödülü‘nü kazandı. 2013 Alman Gençlik Edebiyatı Ödülü’nde bütün eserleri için Özel Ödül’e değer görüldü.
Unvan:
Alman Yazar, Çevirmen, Eleştirmen
Doğum:
Battenberg, Almanya, 14 Ocak 1962

Okurlar

7 okur beğendi.
325 okur okudu.
10 okur okuyor.
114 okur okuyacak.
8 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Sürekli umut ederek, sürekli hayal kırıklığına uğrayarak yaşayamam!"
Firar etmek bazen çok kolaydı. Gerçeklikten koptuğum günler hatta bazen haftalar oluyordu. Ödünç kitapların beni içine çektiği maceralar tıpkı Binbir Gece Masalları’ndaki gibi birbirinden öyle farklı ve öyle renkliydi ki… Yine de üzerimdeki etkileri aynıydı: Beni koruyucu bir pelerin gibi sarıyor; İnsancıklardan, dışarıdaki dünyadan koruyorlardı. Kütüphaneyi işte bu yüzden seviyordum. Burası dünyamın merkeziydi.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Şu kadarını gayet iyi öğrendim ki sevgi sözcüğü bir tek kan kırmızı mürekkeple yazılır. Sevgi seni tuhaf şeyler yapmaya zorlar. Rengarenk şekerlemeler dağıttırır, kırmızı ayakkabılarla sokak sokak dans ettirir ve sana gecenin bir yarısı cennet bahçelerinde kanlı ellerle mezar kaldırmaktan çekinmez. Sevgi derin yaralar açar ama ona güvenip zaman vermen şartıyla, kendine has tarzını konuşturup o yaraları iyileştirir de. Kendi yaralarıma elimi sürmeyeceğim. Eskileri iyileşmeden yeni yaralar edineceğim ve başkalarında yaralar açacağım. Her birimiz kendi bıçağımızı taşıyoruz.
Sayfa 376Kitabı okudu
“Eski püskü, albenisi olmayan paltosunun içinde ne kadar da küçük ve kaybolmuş görünüyordu. Nasıl da korkunç bir yalnızlık içindeydi...”
Ne güzel bir sevgi anlatımı
"Korkuyorum," dedi Max. "Neden?" "Bir gün gelip de sana hatırlıyor musun' dedigimde, hatırlamamandan korkuyorum. Ve günün birinde... günün birinde beni ne kadar sevdigini unutmandan korkuyorum." "Max..." Büyükbabanın güven veren eli, Max'in küçük omzunu sardı. Hafif bir baskı vardı. "Korkma Max. Korkmana gerek yok evlat." Diğer eliyle gökyüzünü, ormanın üstünde asılı duran puslu Ay'ı gösterdi. "Ay'ı her zaman göremezsin ama hep orada olduğunu bilirsin. Öyle değil mi?" Max başını salladı.. "Güzel. Daha fazlasını bilmene gerek yok. Daha fazlasını bilmene gerçekten gerek yok. Tamam mı?"
Sayfa 57 - tudemKitabı okudu
"Dünyada büyülü yerler vardır ve çocuklar bunu bilir. Hatta bazı yetişkinler bile bilir. Biz insanların, düşünce ve hislerinin ta derinlerine güç salan, sihirle dolu yerlerdir bunlar. Bazıları için burası ıssız, küçük bir göldür; doğanın derinliklerindeki, gökteki bütün beyaz bulutları yansıtan, koyu mavi bir göl. Bazısı ise burayı, kalabalık bir şehrin tam ortasında bulur; hava kirliliğine ve egzoz gazına karşı tek nefer direnen bir çiçeğin yanında, sayısız arabayla çepeçevre bir trafik adasında. Ve bazıları içinse bu yer, alçakgönüllü bir dinginlikle kutsanmış bir ibadethanedir."
Andreas Steinhöfel
Andreas Steinhöfel

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
392 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabın ilk paragrafının son cümlesi: ‘On yedi yaşındaydı ve dokuz aylık hamileydi.’ Tabii bu cümleden sonra ne okuyacağım konusunda tahminler üretmeye başladım, anlatıcının o kız olacağını düşündüm, bir istismara uğradığını, belki de bir intikam hikayesi okuyacağım dedim kendime, dünyasının merkezine yaptığı yolculukta başından geçenler de olabilirdi asıl hikâye. Ama hayır, Andreas Steinhöfel beklentilerimi birkaç sayfa sonra boşa çıkardı. Çok daha iyisini vadetti, beni Visible’a götürdü. Glass, Phil ve Dianne ile tanıştırdı. Aralarında en az görüneceğini düşündüğüm Phil’e verdi sözü. Ve ben onu dinlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. . Andreas Steinhöfel, Dünyamın Merkezi’nde bir oluşum romanı (bildungsroman) kurguluyor, son söz niteliğindeki (ki okurla sohbet gibiydi) Visible’a Veda bölümünde ise kurgusunun beslendiği kaynakları (mitoloji örneğin) anlatıyor. Kitabı okurken fark edemediğim ya da gözümün fazlasıyla önünde olduğundan dolayı göremediğim detaylar anlam kazanıyor böylelikle. Kitabı daha da bir seviyorum. Kimilerince gençlik edebiyatı denilebilir, konusu hafif de bulunabilir, ‘e şimdi ne oldu ki?’ diye de sordurabilir Dünyamın Merkezi. Ama bana hissettirdiği şey: Phil’in de onun yaşadıklarının da gerçekliği. Yaralarımız bizi büyütüyor, yara izlerimiz göz alıcı bir güzellikte de parlayabiliyor! Glass gibi bir anne, Tereza gibi bir dost, Dianne kadar incelikli bir kardeş dünyanızın merkezinin tuğlalarını oluşturabiliyor. . Ve Phil’in sarıldığı kitaplar... İşte bazen birilerinin dünyasının merkezi onlar olabiliyor... . Olcay Mağden çevirisi, Burak Tuna kapak tasarımıyla ~
Dünyamın Merkezi
Dünyamın MerkeziAndreas Steinhöfel · Delidolu · 20229 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Üç arkadaşın yaşadıklarını, birinin kaza geçirdikten sonra belleğini yitirip yeni bir karakter edinmesi üzerinden anlatıyor kitap. Konunun işlenişi güzel; anlatımdaki detaylar kahramanları, olayları kavrayışı iyi yönde etkiliyor. Kitap 13 yaş ve üstü için yazılmış. Ben de 8. Sınıflarıma önermek için okudum ancak birkaç satırdaki müstehcen ifade ve yer yer kullanılan küfürlü sözler nedeniyle vazgeçtim. Bunları bir yana bırakırsak "renklerin tadı"nı alan, "seslerin, insanların ve nesnelerin rengi"ni gören/hisseden kahramanların yer aldığı romanları okumayı seviyorum. Başka bir tür betimleme gibi geliyor bana, somutlamayi da farklı bir şekilde başarıyor. *Küfürlü bölümler yersiz değildi, karakterleri oturtmada ise yarıyor, olayların akışında sırıtmıyor.
Farklı
FarklıAndreas Steinhöfel · Tudem Yayınları · 201678 okunma
392 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dünyamın Merkezi / Andreas Steinhöfel Henüz on yedisindedir Phil; fakat yaşıtları gibi hissetmez çoğu şeyi; farklıdır onlardan, sürekli bir sorgulama ve derin bir idrak hali içindedir çünkü. Yaşamının bir kıyısında çok iyi anlaşamadığı annesi ile ikiz kız kardeşi diğer kıyısında aşkla tutulduğu Nicholas; evlerinin odalarındaysa sırlar ve gizler… Yaşadığı yere dar gelen, geçmişiyle hesaplaşamayan, geleceğinden endişeli ve en çok da tercihlerine yönelik her türlü saldırıya karşı kendini savunmaya çalışan bir gencin olgunlaşma hikayesidir okuduğumuz. Sadece Phil’in değil tüm okurların dünyalarının merkezini bir yolculuğa çağırıyor bizi sayfalar, özellikle “öteki”olmanın yabancılığını yaşayanları. Yazarın yaşamından izler de taşıyan bu yarı kurgu yarı otobiyografik eser tüm kitapseverlere tavsiyemdir. #alıntılarım Göğsüm dörtnala koşan kalbine dar geliyordu. Bir çiçeğe dokunursa çiçek çok geçmeden tomurcuklanırdır. Sanki toprağı hıçkırık tutmuş gibi. Düşünen insan, fikrini değiştirir. @delidolukitap @andreas___steinhoefel #dünyamınmerkezi #andreassteinhöfel #delidoluyayınları
Dünyamın Merkezi
Dünyamın MerkeziAndreas Steinhöfel · Delidolu · 20229 okunma