Asaf Ataseven Gönderileri
Asaf Ataseven kitaplarını, Asaf Ataseven sözleri ve alıntılarını, Asaf Ataseven yazarlarını, Asaf Ataseven yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Domuz etinin, yukardaki hayvan etleriyle mukayese edildiği taktirde gıda değerinin diğer hayvan etlerine göre oldukça düşük olduğu görülür.
“Koyun edinin. Koyunda bereket vardır.” Sahih-i Buhari
Dr. Milaslı İsmail Hakkı’nın düştüğü hata şudur: Arap lisanında Kur’ân-ı Kerim’deki şekli ile peltek (Z) ile yazılan tezkiye تذكية “alevlendirmek, yaşlanmak veya boğazlanmak; keskin (Z) ile yazılan tezkiye ise, تزكية “methetmek, zekât vermek ve temizlemek” manalarına gelir. Dr. Milaslı İsmail Hakkı maalesef âyeti celiledeki peltek (Z) ile boğazlanmak anlamına gelen tezkiyeyi, bir anlamı da temizlemek olan keskin (Z)li teskiye ile, ya cehaleti ya da suiniyeti sebebiyle karıştırmış; neticede domuz etinin bir takım kimyevî usullerle temizlenmesi ile zararsız hale gelip yenilebileceği gibi fahiş bir hataya düşmüştür. Halbuki Kur’ân-ı Kerim’in haram kıldığı, domuzun sadece mikrobu değil kendisidir.
Merhum Elmalı’lı Hamdi bu iddialara tefsirinde şöyle cevap vermiştir: “Domuz eti -ki En’am sûresinde- domuzun kendisi pistir” buyurulduğu üzere, domuzun kendisi gibi eti de pistir ve İslâm aşikâr pis olanları değil, gizli pis olanlar dahil, ne kadar pis şey varsa hepsini haram telâkki etmiştir.
Böylece Kur’ân-ı Kerim’deki En’am sûresi 145. âyetinde “domuzun kendisi pistir” hükmünü değiştirmeye cüret ederek fennî temizlik ameliyesi olabileceğini iddia etmiştir.
Hz. Resûl (S.A.V) tâ ötelerden bugünün insanını bize şöyle tanıtıyor: “Bir zaman gelecek insan elde ettiği kazancının haramdan mı yoksa helâlden mı geldiğine aldırış etmez olacaktır.” (Sahih-i Buhari)
İslâm’da takva ehli olan kimseler harama yaklaşma korkusu ile mübah şeylerde bile ifrata kaçmaktan çekinmiş, hatta verâ ehli, zikrini duymadıkları lokmayı yemekten imtina etmişlerdir.
Kur’ân-ı Kerim, “onlara temiz şeyleri helâl, murdar olan şeyleri haram kılıyor” (Araf suresi, 157) buyurmakla helâl ve haram şeylerin prensiplerini açıklamıştır.
Bir insanın günlük E vitamini ihtiyacı 10 mgr.dır. Bu, E vitaminin bulunduğu buğday kabuğu, pirinç ve mısır gibi bitkilerden alınabilir.
Hakikaten E vitamini noksanlığında erkeklerde kısırlık, kadınlarda düşükler husûle gelir. Bugün her iki hastalığın tedavisinde E vitamini kullanılmaktadır.
Yemeklerde E vitaminin bulunmasının lûzumunu da elbette unutmamışsınızdır. İnsan o vitaminden mahrum kalınca nesli söner. Yemeklerinde E vitamini bulunmayan insanlar için, erkek olsun kadın olsun aşk duygusu olamaz. Demek oluyor ki domuzun yağı insan cinsinin büyük düşmanıdır.
Alman atasözü ile şöyle ifade ediyor: “İnsan ne yiyorsa onun aynıdır.”
Bazıları da gıdalar ile insanların mizaçları arasında bir ilişki kurarak, bitkisel gıdalarla beslenen kimselerin halim selim ve sakin; etli beslenenlerin yırtıcı ve atılgan olduklarını ileri sürmüşlerdir.
Fransız Filozoflarından Savorin (1825) “Lezzetin Felsefesi” adlı eserinde gıda, çeşitli ve beslenme usulleri ile insanların hatta milletlerin seciye ve hüviyetleri arasında bir münasebet bulunduğunu iddia ederek; “bana ne yediğini söyle senin ne olduğumu haber vereyim” demiştir.
İbn-i Haldun, domuz eti yiyenlerde bir nevi gayretsizlik ve kıskançlık hislerinde dumura uğrama olduğunu, bu hususun domuz etinin ruh üzerine menfi tesirinden ileri geldiğinden bahseder.