Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atiye Kalkan

Atiye KalkanTanrının Bahçesinde Bir Kadın yazarı
Yazar
8.0/10
23 Kişi
71
Okunma
1
Beğeni
1.887
Görüntülenme

Atiye Kalkan Gönderileri

Atiye Kalkan kitaplarını, Atiye Kalkan sözleri ve alıntılarını, Atiye Kalkan yazarlarını, Atiye Kalkan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burada kadın ve erkeğin birbirine bağımlılığında bile büyük bir farklılık olduğu göze çarpar. Toplumumuzda kadının bağımlılığı erkeğe her bakımdan olurken erkeğin kadına bağımlılığı aslında erkeği bağımlı kılmaktan çok kadını bir hizmet görevlisi gibi kullanmasıyla, yani erkeğin günlük hizmet gereksinimlerinin karşılanmasıyla ilgilidir. Bu anlamda eskiden de erkeklerin kölelerine bağımlı olduklarını hatırlatmak yerinde olur. Köleleri olmadan hiçbir günlük gereksinimlerini karşılayamıyorlardı, günümüzde kölenin yerini yasal olarak erkeğin karısı konumundaki kadın almıştır. Bir tür modern köleliktir kadınınki ama o bunun farkında değildir çünkü "yuvayı dişi kuş yapar", "her güçlü erkeğin arkasında bir kadın vardır" gibi söylemlerle uyutularak onun da güçlü olduğu, yuvasının huzurunu koruyarak, erkeğini mesleğinde yükselmesinde destekleyerek önemli bir varlık olduğunu ispatlayacağı vurgulanır.
Sayfa 652Kitabı okudu
Reklam
Dil ataerkil geleneklerin örüntüleriyle sarmalanmıştır. Bu durum karşısında kadının kendini ifade etmesi olanaksızlaşır. Çünkü kadın eril ifadelerle, eril bir dille düşünmeye, konuşmaya zorlanır.
Sayfa 602Kitabı okudu
Bilgiler, düşünceler bize dilsel örüntüler halinde gelir. Babalık ya da annelik kavramı gerçekliğinin ötesinde dilin bize empoze ettiği şekliyle öğrenilir. Yani çocuk için babalık ya da annelik maddesel anlamda baba ya da anne değil onların ne anlam ifade ettiğidir. Çocuk cinsiyet, kadınlık, erkeklik, annelik, babalak gibi kavramlari, dilin kavrama yüklediği anlam ölçüsünde değerlendirir.
Sayfa 523Kitabı okudu
Freud, erkek çocuğun oidipus kompleksini yenmesinde babanın etkili olduğunu, çocuğun babasından korktuğu için annesinden uzaklaştığını öne sürer. Lacan ise çözümlemesini dil üzerinden yapar ve çocuğun korkusunun maddesel olarak babanın varlığından değil, babanın temsil ettiği şeyden, yani ifade ettiği anlamdan kaynaklandığını düşünür.
Sayfa 522Kitabı okudu
Öte yandan dilin kültürü oluşturması bağlamında erkeğin üstün, kadının daha aşağı olduğunu vurgulayan sözcüklerin dilden ayıklanması ve eşitliğe ilişkin yeni sözcükler üretilmesi de kültüre yansıyacak ve toplumdaki anlayışı değiştirmede dil etkili bir araç olarak kullanılacaktır.
Sayfa 521Kitabı okudu
Reklam
Fromm ise bu ilk günah metaforuna çok farklı bir pencereden bakar. Onların Tanrı'nın emrine itaat etmemelerini şöyle yorumlar: "...İtaatsizlik Adem ile Havva'yı özgür kıldı. Gözlerini açtıklarında birbirlerine yabancı oldukları gibi dış dünya da onlara yabancı ve düşmancaydı. İtaatsizlik doğa ile aralarındaki ilk bağı kopardı ve onları kişileştirdi. "İlk günah" Adem'i yozlaştırmak şöyle dursun, onu özgür kıldı. Bu tarihin başlangıcıydı. Artık insanoğlu cennetten çıkıp kendi gücüne güvenmeyi ve bütünüyle insan olmaya öğrenmeliydi"
Sayfa 308Kitabı okudu
Tanrı korkusu olgusu insan üzerinde her zaman etkilidir. Tanrıyı çocuklara öğretme konusunda, Platon More'dan farklı bir yöntemi benimser; masalcıların önemine değinir ve onları denetim altında tutmak gerektiğini savunur. Ona göre çocuklar birçok şeyi önce masallardan öğrenir ve dünyayı buna göre yorumlar; bu nedenle çocuklara işimize gelen masalları anlatmalı, onların yaşlan itibariyle yorumlayamayacakları masalları anlatmamalıyız. Örneğin Tanrının birçok kötü şeyin de nedeni olduğunu, birçok savaşa, felakete yol açtığını anlatmamalı, sadece iyi yönlerini anlatmalıyız. Yani çocuklara öğreteceğimiz şey: "Tanrı her şeyin değil, ancak iyi olan şeylerin sebebidir." olmalı.
Sayfa 276Kitabı okudu
Kadınların bir takım haklar kazanması Romalı hukukçu Kato tarafından itiraza neden olmuştur. Kato: "...Kadınlar özgürlük istiyorlar. Olamaz. Kadınlar bizimle eşit oldukları gün, bize üstün olacaklardır." der.
Sayfa 270Kitabı okudu
...asıl problem de erkeklerin kadınlara kötü davranması değil bunu diledikleri zaman yapıp yapmama seçimine sahip olmalarıdır.
Sayfa 251Kitabı okudu
Reklam
Beş köşeli yıldızdaki tüm doğru parçalarının oranı PHI (1.618) yani Altın Oran'ı verir. Altın Oran'ın en yüksek ifadesi olan bu sembol bu nedenle Tanrıça ve kutsal dişiyle ilintilenmiş ve güzellik ve mükemmelliğin sembolü olmuştur. Ataerkil anlayış Tanrıçanın bu sembolünü de olumsuzlamış ve şeytanla özdeşleştirmiştir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Oysa bahçecilik yapılan, kadınların başat olduğu avcı toplayıcı toplumlarda üretim fazlası yoktur. Dolayısıyla bu toplumlarda bölgesel ticaret gelişmediği gibi savaş da görülmez. Tarımın gelişimiyle, erkeğin başatlığıyla birlikte hem bölgeler arası ticaret hem de savaşlar görülmeye başlamış, bu iki kamusal alan ise erkek ve kadın arasındaki statü eşitsizliğini pekiştirmiştir.
Sayfa 113Kitabı okudu
Kadın çocuk doğuruyor, onu besliyor, bitkileri, meyveleri, küçük hayvanları topluyor, meyve cinslerini, yabani tahılları, mantarları biliyor, ilaç yapıyor, yenilecek ve yenilemeyecek zehirli bitkileri ayırıyordu. Bütün bunların sonucunda da onun özel güçlere sahip olduğu düşünülüyordu.
Sayfa 109Kitabı okudu
Fizyolojik babalık kavramı ataerkil dönemde ortaya çıkmıştır. "Babalık yasal bir kurgu olabilir." diyerek dile getirir James Joyce bu durumu. Aynı mantıkla: "İnsanlarda babalık toplumsal bir icattır." der Margaret Mead.
Sayfa 105Kitabı okudu
Topluluğu bir arada tutan güç ve düşmana karşı en iyi silah eşitlik ve doğal dayanışmadır.
Sayfa 100Kitabı okudu
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.