Alman siyaset insanı. Sosyal Demokrat Parti’ye girdi, 1909’da sol kanada katıldı, 1914’te silah altına alındı, yaralandı 1914-1916 arasında sosyalist Volkslreund gazetesinin başyazarlığını yaptı ve 1916’dan savaşın sonuna kadar Spartakist hareketin yayın organı olan Spartakus Briele’nin gizli yönetimine katıldı 1917’de Almanya Bağımsız Sosyal Demokrat Partisi’ne (USPD) girdi, Aralık 1918’de Alman Komünist Partisi’nin (KPD) kuruluşunda yer aldı. Bu tarihten Nisan 1924’e kadar Komünist Parti ulusal komite üyesi olarak kaldı. Günlük parti gazetesi Rote Fahne’nin başyazarlığını yaptı. 1921’de devrimci saldırı kuramını savunduysa da bu eylem başarısızlıkla sonuçlandı Heinrich Brandler partinin siyasal önderliğini yürütürken, Thalheimer de kuramcılığını yürüttü. Başarısız Hamburg ayaklanmasından (Ekim 1923) sonra Komintern, bu yönetimi kınadı. Thalheimer, 1924-1928 arasında Komintern yönetiminde ve Marx-Engels Enstitüsü’nde çalıştıktan sonra, Aralık 1928’de Heinrich Brandler’le birlikte KPD’den çıkarıldı. Hitler’in iktidarı almasından sonra Fransa’ya, Haziran 1940’tan sonra sonra da Küba’ya gitti.
"Her şey akar", yani her şey değişmektedir, hiçbir şey olduğu gibi kalmaz.Bir keresinde başka bir cümleyle de bunu ifade etmiştir: "Aynı ırmakta iki kere yıkanılmaz." Bu cümle aynı düşünceyi ınceazi olarak ifade eder. Irmak asla aynı kalmaz, her an farklı bir ırmaktır. Bu cümle de ırmak elbette sadece bir mecazdır. Doğada ve insan dünyasındaki bütün değişiklikleri ifade eder. Her şeyin sürekli, genel değişiminin ifadesi olan bu düşünce diyalektiğin temeli olarak kabul edilebilir.
Sayfa 49 - Yordam kitap 5. Basım çeviren : Sevinç AltınçekiçKitabı okudu
Gerçekten de tüm modern kapitalist ülkelerde dini anlayışlardan en kesin biçimde kurtulanın işçi sınıfı olduğunu görürüz. Elbette dindar işçiler de vardır. Bunu inkâr etmek doğru olmaz, ama bu dindarlığın nedeni de nihayetinde işçi sınıfının kilisenin ve burjuva eğitiminin aptallaştırıcı etkisine maruz kalmasıdır. Proletarya ancak kendi araştırmaları ve gözlemleri yoluyla bu etkiden kendisini kurtarabilir. Kapitalist koşullar altında bu mutlak manevi kurtuluşu sadece işçi sınıfının azınlığı gerçekleş- tirebilecektir; ancak kapitalist egemenlik yenildiğinde işçi sınıfının büyük kitleler halinde dini anlayışlardan kökten kopabileceği koşullar yaratılabilir.
Sayfa 36 - Yordam kitap 5. Basım çeviren : Sevinç AltınçekiçKitabı okudu
Diyalektik Materyalizme Giriş okumuş bulundum ama aslında biraz yetersiz bir anlatıma sahip. Sadece konunun üstünden yüzeysel bir dil kullanılmış. Yine de merak edenleri varsa okusunlar. Tabii savunulan görüş açısından sadece bu kitabı baz almamak lazım .
Kendilerinin aksine materyalizm çalışanlarına saygı duyuyorum ancak açıklama kapasitesi yetersiz ve taraflı.
Eğer din bir fantezi ve sömürülen sınıfın uydurmaları ise, Marksistlerin dini olan materyalizmde hakeza öyledir.
Faşizmi tanımlamak; ortaya çıkışını, gelişimini ortaya sermek için bilmemiz gereken bir şeyin de kapitalizm olduğunu göz önünde tutmamız gerekiyor. Faşizm, kapitalizmden ayrı tutulamayacağı gibi, kapitalizme bağlı olduğu ama bunun yanında kapitalizmi de kendi yararına kullandığını da bildiriyor bu çalışma ve tüm faşizm ve kapitalizm açıklamalarına Max Horkheimer'in şu cümlesi ile başlıyor.
" Kapitalizmden söz etmek istemeyen kişi, faşizm kelimesini de ağzına almamalıdır."
Faşizmi açıklamaya çalışırken işçi hareketlerinden ve ilticacılarından dört kişinin çalışması üzerine kurulu bir kitap okuyoruz. Bunlar; August Thalheimer, Arthur Rosenberg, Otto Bauer ve Angele Tasco. Bu kişiler içerisinden Tasco'nun çalışmasında belirttiği faşizm tanımı en basit haldedir. Tasco faşizm için: " Bir savaş sonrası oluşumudur" der ve ardından ekler: " Faşizmin döl yatağını hazırlamış olan genel şartların başında ekonomik kriz gelir."
İşte bu iki ana başlık (savaş ve ekonomik kriz) faşizmin temel unsurlarıdır. Bununla beraber diğer çalışmacılar da faşizmi kapitalizm ile beraber tanımlayarak, gelişimini ve amaçlarını aktararak sunuyor. Tabii ki ana örneklerimiz Almanya ve İtalya oluyor. Bu iki ülke ile tanıdığımız faşist devlet biçimi için yazarlarımız, faşizmin; ana şartları kullanılarak ve demokratikleşme süreçlerini koruyabilme gücüne göre her ülkede görülebilen bir yönetim olabileceğini anlatıyorlar.
Bu kitapta ilk başta diyalektiğin felsefe tarihindeki çıkış noktasını,doğuşunu,büyümesini anlatıyor sonra materyalizmin aynı şekilde.Bunu anlatırken felsefesini de katarak anlatıyor salt tarih anlatmıyor.Son bölümlere doğru ise diyalektik materyalizm felsefesini genel çizgileriyle anlatmıştır.