En Beğenilen Aylık Dergisi Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Aylık Dergisi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Aylık Dergisi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kimin dilini konuşursan onun gibi düşünmeye başlarsın"
Sayfa 23Kitabı okudu
Çelik ve beton medeniyetinin bize armağan ettiği dünya, bunalımlar, egzoz dumanları ve palyaçolarla dolu. İlim ve politika ağababaları çürüyen ruhların suratını pudralamakla meşgul...
Sayfa 16 - (Gölge Dergisi / Kasım 1975)Kitabı okudu
Aksiyona dönüşmeyen fikir topluluğu kendi içinde çürümeye ve çözülmeye başlar
Sayfa 15 - (Gölge Dergisi 1. Sayı, Kasım 1975 : 3)Kitabı okudu
Dostluk, arkadaşlık mesafeyi koruyabildiğin nispette güzeldir. Derinliği yoksa, sıradandır.
Sayfa 135 - Dost GözüyleKitabı okudu
Çağlar üstü mutlak fikrin savaşçılarıyız. Hiçbir politik kadroya dahil değiliz. Ancak bu politik tercihimiz olmadığı anlamına gelmemelidir. Zaman ve şartlar içinde bize yakın olan bizdendir.
Sayfa 16 - (Gölge Dergisi / Kasım 1975)Kitabı okudu
Yaşadığı devrin fikir kahramanı olan adam, aynı zamanda o devrin konforunu da bozan adamdır.
.
.
.
Hakiki mütefekkir, rahatı kaçırmak için vardır; rahata konmak yahut rahata buyur etmek için değil. Aşikârdır ki, rahata konmayan adam da, rahatına düşkün olanlara ziyadesiyle rahatsızlık verir.
Sayfa 118 - Bilgehan Eren/ Kafa konforumuzu bozan adam ; Salih MirzabeyoğluKitabı okudu
Arap baharı ile aslında müslümanlar ne kadar fikirsiz olduklarını gördüler. Yıllarca halklarını sömüren diktatörler öyle veya böyle devrildi, fakat boşluk doldurulamadı. Mısır'da Hüsnü Mübarek, Libya'da Muammer Kaddafi devrildi. Peki ne oldu? yerine şuurlu bir yapı oturtulabildi mi? Aksine, Müslümanların ne kadar hazırlıksız olduğu ortaya çıktı. İstenilen şey zaten Müslümanları şuursuzlaştırmak. Yönetim kabiliyetlerini zayıflatmak ve hatta yok etmek. Bilinç algısı kapalı, ne yapacağını bilmeyenler bir İslam kitlesi istediler. Bunun aksini iddia eden, bir fikir ortaya koyan herkesi yok etmek istediler.
Sayfa 105Kitabı okudu
28 Şubat atmosferine girildiğinde iki tür adam görüldü bizim mahallede, birinci tür "Şimdilik bir sinelim de sonra nasılsa şey ederiz" diyen aptal bir canlı türüydü. Direniş kırıcılık, devlete istihbarat sağlama, ortama uyma ve benzeri her türlü naneyi yediler. Ve nedendir bilmem, 28 Şubat bittikten sonra en acayip mağdurlar onlar oldular. Aslında "nedendir bilmem" diyorum ama bunu her seferinde yaşıyoruz. Misal fetö'ye salya sümük dua yazıları yazan, "hocama bunu söyletmem" diyen adamlar ve kadınlar da şimdilerde en büyük fetö mağduru pozu kesiyorlar. Frıldaklı mırıldaklı işler. Hiç anlamadım, asla da anlamayacağım bu türden bir dansözlüğü.
İkinci tür ise "direnen" taraftı işte. 28 Şubat'a karşı sesini yükselten, mücadelesini veren taraf. Beyazıt'ta meydanlar dolduran, gazetelerinde-dergilerinde-ekranlarında ses veren, "Bu Memleket Bizim" diyerek darbeye elinden geldiğince direnen tür. Bu türün içinde her türden yiğit bulurdunuz.
Sayfa 108 - İsmail Kılıçarslan/KumandanKitabı okudu
NİSYAN-I EBED: Ebedi unutmak...
Bir Müslümanın Allah'a hesap vereceği günü unutması söz konusu olamaz. Cennet mekân Abdülhamid Han'ın, Mabeyn başkâtibi Tahsin Efendi'nin bir pusulayı vermeyi unutması ve durumu "Nisyan, nisyan efendim!" mazeretiyle bildirmesi üzerine bir sözü vardır: "İnsanlar, Nisyanı mazeret diye kullanıyorlar, bilmezler ki en büyük suç nisyandır!"...
Sayfa 90 - Salih Mirzabeyoğlu'ndan 28 Şubat açıklamasıKitabı okudu
Gençliğimize güvenerek sürekli ertelediğimiz yahut başkalarında vehm ettiğimiz, lâkin büyük acılar ve ölüm karşısında yeniden zuhur eden "Ben kimim, ölüm nedir?" sualini bir ömür boyu kendisine sormuş bu insan, "Ölmek için değil, olmak için doğuyoruz" derken, ölümün aslında "oluş"un zirvede son bulması olduğunu biliyor ve bunun yaşıyordu.
Sayfa 5 - Mevlüt KoçKitabı okudu