1967 yılında İstanbul'da doğan Ayşegül Sabuktay, 1984 yılında girdiği ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümünde lisans eğitimini tamamlayarak, aynı okulun Sosyal Bilimler Enstitüsü, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi anabilim dalında yüksek lisans ve doktora derecesini aldı. 1996 yılında girdiği TODAİE'de akademik çalışmalarına devam eden Sabuktay'ın, 2000'li Yıllarda Türkiye'de Devlet ve Kamu Yönetimi, Mülksüzleştirmenin Yönetimi başlıklı bir kitabı ve çeşitli dergilerde yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır.
- İddialar fevkalade ciddidir. Hükümet başkanı bu iddialar karşısında başka türlü hareket edemez. Susurluk'la ilgili iddialar nereye kadar gisiyorsa gitsin mutlaka ortaya çıkacaktır. Ama bu işte devleti kirli göstermek yanlıştır.
- İşin içinde devlet yok mu?
- Devletin içinde birtakım insanlar zaman zaman bazı olaylara karışmıştır. Karışanlar suçludur, devlet suçlu değildir. Karışan var mı yok mu, işte bu araştırılıyor. Devlet bunların yakasına yapışacaktır. Devleti daha fazla suçlarsanız ülke idare edilemez hale gelir. Devleti töhmet altında bırakmaktan vazgeçin. Kim kirli ise, onun yakasına yapışalım. Devletin yakasını bırakalım.
Süleyman Demirel,
Milliyet,
2.12.1996
Bu arada JİTEM çatısı altında illegal bir oluşuma gidildi. Diyarbakır ve çevresinde PKK ile ilişkili olduğundan şüphelendiğimiz hemen herkesi infaz etme yetkimiz vardı. Bu insanları yakalayıp suçu varsa tespit edilip, adalete teslim etmek yerine faili meçhul bir şekilde öldürmeyi bir yöntem olarak benimsemiştik. Bizden istenen buydu, bu tarzda talimat alıyorduk.
...Örgütle ilişkilidir tarzında bize gösterdiği ve getirdiği kişilerin hepsini değişik dönem ve zamanlarda infaz ettik.
🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
David Harvey'in mülksüzleştirme kavramını alıp ileri taşıyor ve kitabın sonunda Türkiye tarihinden genelde kanun düzeyinde olan örneklerle bitiriyor. Başlarken tam bir kamu yönetimi kitabı ve sanırım zaten kamu yönetimi alanına hitaben yazılmış. Fakat kendi adıma edindiğim en çarpıcı bilgi, mülksüzleştirme kavramını idrak etmekle birlikte çağımızda içinde yaşarken normal gördüğümüz ve fakat esasen yeni nesil sömürü yöntemi olan mülksüzleştirmeye maruz kaldığımız gerceğidir. "Gelişmiş" ülkeler bizcileyin ülkelerin elindeki varlıkları yeni nesil araçlarla nasıl sömürüp mülksüz bırakmaktadır? Fakirin daha fakir zenginin daha zengin olmasının bir notasyonu. Harvey'e selam, Sabuktay'ın ise emeğine sağlık.
Kitap, Susurluk Olayı hakkında daha doğru bilgi üretmeyi, bilinmeyenleri ortaya çıkarmayı amaçlayan bir gazetecilik kitabı değil. Bir doktora tezidir. Sabuktay bu tezinde, raporlarda, dava dosyalarında yer alan olguların hukuk-siyaset kuramındaki dört farklı yaklaşım açısından ne anlama geldiğini soruşturuyor. Bu yaklaşımlar Weber'in "biçimsel-ussal hukuk düzeni" anlayışı, Habermas'ın "demokratik hukuk devleti" kavramı, Scmitt'in siyaset-egemenlik kuramı ve "devlet aklı" doktrinidir. Devletin hukuki sınırlar içinde faaliyet gösterip göstermediği tartışması ister istemez “ devlet aklı” doktrinine dayanır. Devlet hukuk sınırlarının dışına çıkabilir mi, çıkmalı mı, gerekli mi? Bu sorgulamaları Sabuktay kuramsal olarak ele almış. Rahmetli Ecevit’in “kontrgerilla” olarak adlandırdığı “ derin devlet” meselesi Türkiye’ de her zaman bir sorundu. Susurluk kazasında devlet- mafya ilişkisi apaçık ortaya saçılmıştı. Siyaset bilimine, Türkiye’ nin 1990’ lı yıllar siyasetine ve siyasi kuramlarla güncel siyaseti yorumlamaya ilgiliyseniz kesinlikle tavsiye ediyorum. Kitabın siyasi havasını , kitabı Ankara Dost kitabevinden aldıktan sonra Tunalı’da bir Cafede bir solukta okumak yumuşatmıştı. Buram buram Ankara kokan kitaplarım arasındadır. Mutlaka okumalısınız. “ Devlet aklı” doktrinini, devlet ve derin devlet ilişkisini akademik bir bakıştan okuyacaksınız. Hem de hiç sıkılmadan.