Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aytaç Özkan

Aytaç ÖzkanFatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal yazarı
Yazar
7.8/10
7 Kişi
31
Okunma
0
Beğeni
925
Görüntülenme

Aytaç Özkan Sözleri ve Alıntıları

Aytaç Özkan sözleri ve alıntılarını, Aytaç Özkan kitap alıntılarını, Aytaç Özkan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adnan Adıvar’a göre Hocazade Avrupa’daki “Doctores Universales” denilen bilgin tipini hatırlatır. Fatih Sultan Mehmed bir seferinde kendisine hukuk dersi talim eden Hocazade’ye dönerek “Benimle münakaşa etmeye çekinmiyor musun?” diye sordu. Hocazade ise “Senin tebaan olarak evet, ama hocan olarak hayır. Dışarıda benim sultanım isen de şu anda çömezimsin.” cevabını vermiştir.
Trapezuntios, “Fatih’i Kiros’un, Büyük İskender’in ve Sezar’ın üstünde görmekte ve gelmiş geçmiş tüm hükümdarların en büyüğü ” olduğunu iddia etmektedir. Yine ona göre, “Fatih Roma İmparatorluğu’na son vermiş değildir. İmparatorluk zamanla Pagan, Hıristiyan ve Ortodoks olduğu gibi şimdi de Müslüman olarak devam etmektedir. Fetih güzergâhlarından ve davranışların yola çıkarak bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.”
Reklam
Fatih’in belki de tek hatası
Modern merkezî imparatorluğu kurmak için hayli çaba sarf eden Sultan Mehmed, öncelikle hükümdarın otoritesini sınırlayan aristokrat Türk ailelerini önemli devlet kademelerinden uzaklaştırmış ve yerlerine getirdiği devşirme kökenli devlet adamlarının mutlak itaatine dayanmıştır. Bu dönemle birlikte Türk aristokrasisi önemli bir darbe yemiş ve imparatorlukta devşirmelerin hâkimiyeti başlamıştı...
Astragan, Kabil ve Urgenç’ten gelen ticaret yolu ile İran üzerinden gelen ticaret yolları, Karadeniz limanları sayesinde Avrupa’ya açılmaktaydı. Hazar Denizi sahillerinden gelen ipekler, Hindistan’dan gelen baharatlar bu limanlardan dağıtılıyordu. Ayrıca gemiler buğday, kürk, deri, balmumu, balık, tuz, havyar gibi ticaret metaını bu bölgeden naklediyorlardı. Osmanlı tarihçisi Kemal Paşazade Kefe’den bahsederken; “Karadeniz’in kuzey tarafında, sahilde kurulmuş, muazzam bir şehirdir. Bahr-i berden, deşt-i derden bezirgânlar gelir gider. Kırım diyarının Tatar’ı, Çerkez’i ve Rus’un küffarı anda cem olup bazar eder.” diyerek bölgedeki ticari canlılığı nakletmektedir.
Damad-ı Şehriyâri Hersekzade Ahmed Paşa
Osmanlılara tabiiyetini arz eden Hersek kralına memleketinin bir kısmı bırakılarak diğer bölgeler doğrudan Osmanlı ülkesine ilhak edildi. Hersek kralı küçük oğlunu, adet olduğu şekilde Osmanlı payitahtına rehin olarak gönderdi. Müslüman olan bu prens, Hersekzade Ahmed Paşa adını alarak daha sonra Osmanlı Devleti’nde sadrazamlık makamına kadar yükselmiştir.
Leş Ligası (Lidhja e Lezhës)
Arnavutluk II. Murad döneminde (1421) Osmanlı hâkimiyetine girmişti. Ancak 1443’te II. Murad’ın Macarlarla yaptığı Niş Savaşı esnasında, Osmanlı ordusundan kaçarak ülkesi Arnavutluk’a giden İskender Bey, Arnavut asilzadelerini “Lezha Birliği” altında birleştirerek, ailesinin ve ülkesinin intikamını almak için ayaklandığını ilan etmiş, isyanının sembolü olarak da üzerinde çift başlı kartal olan kızıl bayrağı seçmişti. Macarlar ve Napoli kralının tam desteğini alan İskender Bey âdeta Avrupalıların Osmanlıya çevrilmiş namlusu haline gelmişti. ... İskende4 1455’te Napoli askerleriyle birlikte Berat Kalesi’ni kuşattı ise de büyük bir yenilgiye uğradı. Ancak diğer Avrupa devletlerinden aldığı askeri yardımlarla yeniden harekete geçerek, 1457’de Albulena Ovası’nda Osmanlı kuvvetlerini mağlup etti. Bu zaferle Avrupa’da şöhreti iyiden iyiye duyulan İskender Bey, papa tarafından özel unvanlarla ödüllendirildi.
Reklam
Stjepan Tomašević (Стјепан Томашевић)
1458’de Sırp kralı Lazar ölünce; Lazar’ın kızıyla evlenen Katolik Bosna kralı Stephan Tomaseviç, Sırp topraklarında hak iddia ettiği gibi Osmanlı Devleti’ne ödemesi gereken vergiyi de aksatmaya başlamıştı. Papalık, Venedik ve Macarlar tarafından kışkırtılıyor ve onlardan Osmanlı’ya karşı destek vaatleri alıyordu. Diğer taraftan, Bosna halkı ile Katolik kraliyet ailesi arasında derin bir ayrışma yaşanmaktaydı. Katolik Macarlar ve Papalık da haliyle Bosna kralını destekliyordu. Ancak Bogomil halk baskıya karşı direniyor ve kralından âdeta nefret ediyordu.
Osmanlı birlikleri Bolu’ya geldiğinde, seferin ne tarafa olduğunu hâlâ kimse bilmiyordu. İstişare esnasında ordunun ne tarafa gittiğini kendisine soran kadıya; “Eğer sakalımın tellerinden biri tasavvurlarıma muttali olsa idi, onu derhal koparır yakardım.” cevabını veren padişah, âdeta devlet işlerinde sır tutmanın önemine ne denli inandığını gösteriyor, böylece düşmanı hazırlıksız yakalamak istiyordu.
Tarihin gördüğü en büyük devlet adamlarından biri olan Sultan Mehmed, hayatı boyunca Osmanlı Devleti’ni gerçek manada bir imparatorluğa dönüştürmek gayesini gütmüş, bu gaye istikametinde fetihlere girişmiş ve köklü teşkilatlanma çalışmaları yapmıştır. Halil İnalcık’a göre, “Fatih, tarihteki imparatorluk kurucularının taşıdığı çok mühim iki özelliği nefsinde cem etmişti: Cihan hakimiyetinin peşinde koşan kudretli bir lider ve geniş vizyon sahibi bir kültür adamı. Bu büyük padişahın tüm fiillerine, devletini her bakımdan dünyanın en üstün ve en güçlü imparatorluğu haline getirme ideali hâkim olmuştur.” Fatih Sultan Mehmed üst düzey bir mareşal olduğu kadar, oldukça mahir bir diplomattır da. Saltanatı süresince Asya ve Avrupa’da bazen dört beş devletle aynı anda savaşmak zorunda kalmış, doğudan ve batıdan düşmanlarınca kendini kuşatılmış olarak bulmuştur. Bu gibi kritik dönemlerde bazen düşmanlarına tavizler vererek, bazen oyalayarak, bazen de birbirlerinden ayırarak, her halükarda amacına ulaşmasını bilmiştir.
Osmanlı-Memlûk İlişkilerinde Gerilim Memluk Devleti (1250-1517), Eyyubilerin son hükümdarı Turan Şah’ın 1249’da kanlı bir ayaklanmayla öldürülmesi ve Kıpçak menşeli bir komutan olan Aybek’in iktidarı ele geçirmesiyle kurulmuş, zamanla Mısır ve Suriye topraklarına hâkim olarak bölgenin en güçlü devletlerinden biri haline gelmiştir. Moğolların
145 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.