Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aytaç Özkan

Aytaç ÖzkanFatih Sultan Mehmed - Büyük Kartal yazarı
Yazar
7.8/10
7 Kişi
31
Okunma
0
Beğeni
878
Görüntülenme

Aytaç Özkan Sözleri ve Alıntıları

Aytaç Özkan sözleri ve alıntılarını, Aytaç Özkan kitap alıntılarını, Aytaç Özkan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Unlu Alman tarihci Franz Babinger, Venedik arsivlerine dayanarak, daha evvel on dort kez suikasta maruz kalan Fatih Sultan Mehmed' in on besinci tesebbuste zehirlenerek öldürüldügü kanaatindedir...
Sayfa 165 - Hazine YayinlariKitabı okudu
Sara Hatun
"Ey Ogul! Senin gibi nice beyleri kapisinda irgat diye kullanan bir padisahin, kus tuyu yataklarda yatmasi munasipken, bir Trabzon Kalesi icin bunca sıkıntı ve mesakkat cekmesine deger mi?"...
Sayfa 101 - Hazine YayinlariKitabı okudu
Reklam
Kral Ladislas ile Kardinal Cesarini’nin cesetleri harb meydanında kaldı.
Türk askerlerinin her biri Apollon' dan daha becerikli birer okcu idi...
Sayfa 75 - Hazine YayinlariKitabı okudu
Grenard ise “Osmanlıların tarihini kavrayabilmek için, onları Doğu Roma’nın ikinci kurucusu saymak gerekir. Nitekim girişimlerine Rumeli dedikleri Avrupa coğrafyasından başlamışlardır. Osmanlı hanedanı ile yeni bir Avrupa imparatorluğu sahneye çıkmıştır. Osmanoğulları ailesinin Roma imparatorlarının yerini aldığını dile getiren Chalcondyles ve
Sultan Mehmed Halil Paşayı çağırtarak; “Babamdan rica edesin ki o durup Edirne’yi İstanbul keferesinden korusun. Bense Haçlılar üzerine varıp gaza edeyim.” deyince Çandarlı Halil Paşa kendisine; “Şehzadem! Padişah Hazretleri’ne ben bu sözü söylemeye kadir değilim. Elhamdülillah padişahımız geldi. Şimdiden sonra tedbir onundur. O nasıl söylerse öyle olur. Hem bu düşman ağır düşmandır. Ve şehzadem sen dahi bir taze gülsün.” yanıtını verdi. Çandarlı Halil Paşa’yı ikna edemeyen genç padişah, babasını karşılamak üzere huzuruna çıkıp elini öptükten sonra, bizzat sefere gitme isteğini tekrarladı: “Padişahım! Rica ederim ki bu gazaya beni dahi götüresiniz. Ben dahi gaza edip, din-i mübin uğruna küffar-ı haksara kılıç vurayım.” deyince Sultan Murad; “Yok oğul, bu sözü sen söyleme. Sen benim dediğim gibi eyle. Ol düşman yaman düşmandır. Ben düşmana vardığımda bu tahtı, Konstantiniyye keferesine karşı koruyasın.”deyip oğlu Mehmed’i başkentte saltanat vekili tayin ederek, pek çok nasihatler söyledikten sonra hayır dualarla düşmana karşı yola koyuldu.
Reklam
Languschi, sultanın amacının dünyada tek imparatorluk, tek iman ve tek hükümdarlık olduğunu yazar. İbn Kemal “tedbir-i cihangirlik zikrinde idi” diyerek Fatih’in bu cihan hâkimiyeti fikrine işaret etmiştir.
II. Murad, bu acil durum üzerine Arnavutluk’tan süratle Sofya’ya gelerek savaş hazırlıklarını tamamladıktan sonra, düşmanı takip ederek Kosova Sahrası’na indi. İki ordunun mevcudu aşağı yukarı birbirine müsavi idi. İslam ananesi gereğince, Osmanlı padişahı tarafından, savaş öncesinde düşmana sulh teklif edildiyse de teklifin reddedilmesi üzerine
Osmanlı Devleti’nin Rumeli topraklarındaki sınır bölgelerinde örgütlenen, düşman memleketlerine ani baskınlar düzenleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birliklerine “Akıncılar” denirdi. Bu birlikler sadece akın yapmazlar, aynı zamanda düşmanın durumu, yolları ve kuvveti hakkında bilgi toplayarak bir çeşit istihbarat görevi de üstlenirlerdi.
Halbuki Yunanlar iyi yüzücülerdir :D
Edirne ile Filibe’nin fethinden ve Türklerin Balkanlarda ilerlemesinden rahatsız olan Balkan devletleri, Macarların komutasında Bulgar, Sırp, Eflak ve Bosnalı askerlerden oluşan ilk Haçlı ordusuyla Osmanlılar üzerine saldırdılar. Rumeli Beylerbeyi Lala Şahin Paşa’nın gönderdiği Osmanlı öncü kuvvetleri, Hacı İlbey’in organize ettiği ani bir baskın ile Sırpsındığı Savaşı’nda (1364) Haçlılara ilk bozgununu yaşattı. Kaçmaya çabalayan Haçlı askerlerinin çoğu Meriç Nehri’nde boğuldu.
Reklam
Osmanlıların Haçlılar karşısında sergiledikleri performans, kazandıkları savaşlar, yapılan fetihler ve İslamiyet’in Balkan coğrafyasında yayılması, İslam dünyasında büyük bir sevinç dalgası oluşturmuştur. Örneğin İbn Ayas’ın nakline göre; İstanbul’un Fethi’ni müteakip hilafetin merkezi olan Kahire’de yapılan kutlama ve şenlikler günlerce sürmüştür. Mehter Bölüğü halka konserler vermiş, Abbasi halifesinin emriyle camilerde şehitlerin ruhuna dualar edilmiş ve Memluk sultanı, Fatih’e elçiler göndererek Konstantiniyye’nin fethini tebrik etmiştir.
Samimi ve açık sözlü bir ilahiyatçı olan Gennadios ile sık sık bilimsel sohbetlerde bulunan Fatih onun ilmini takdir etmiştir. Sultanın Hıristiyanlığın temel akidelerini anlatan bir kitap yazmasını istemesi üzerine kaleme aldığı “İtikatname”sinde Gennadios, Hıristiyanlık hakkındaki temel bilgileri derleyerek padişaha takdim etmiştir. Ayrıca
II. Murad, Mekke fakirleri için de vakıflar tesis etmiştir. Tüm ömrünü gaza meydanlarında geçirdiği halde, imar işlerine de chemmiyet verip birçok eser yaptırdığı için halk arasında "Ebu'l Hayrat olarak anılmıştır.
1204’teki Haçlı Latin istilasından sonra gittikçe nüfusu azalan, fakirleşen ve perişan hale gelen İstanbul’un kalkındırılması, şenlendirilmesi ve mamur kılınması için türlü tedbirler alındı. Kuşatma sırasında evlerinden ayrılan Rumların geriye dönmeleri için güvenceler verildi. Anadolu’dan getirilen Türkmenler şehrin çeşitli yerlerine
Osmanlı Türk tarihinin iyi bir analizinin yapıldığı “Akdeniz’de Türkler” kitabının yazarı Carretto, “Mehmed, Batı kültürüne olan ilgisine karşın iyi bir Müslümandı.” diyor. Dönemine göre oldukça açık ifadelerle nitelikli şiirler yazan Fatih Sultan Mehmed’in; İmtisali cahidu fillah oluptur niyetim, Din-i İslam’ın mücerret gayretidir gayretim… dizeleri onun dünya görüşü hakkında bize bir fikir verebilir.
145 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.