Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bade Osma Erbayav

Bade Osma ErbayavTatavla'da Bir Delirme Vakası yazarı
Yazar
8.3/10
7 Kişi
18
Okunma
7
Beğeni
1.771
Görüntülenme

Bade Osma Erbayav Sözleri ve Alıntıları

Bade Osma Erbayav sözleri ve alıntılarını, Bade Osma Erbayav kitap alıntılarını, Bade Osma Erbayav en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Salonu dolduran kalabalığın arasında otururken o kısacık, kapkaranlık anda duyduğum yalnızlık hissi beni mahvediyor.
Sayfa 127 - Yitik Ülke YayınlarıKitabı okudu
Kendine dur demen gereken yeri hep ıskalıyorsun, konuşmak istediğinde acımasızca kilit vuruyorsun ağzına, tokat gibisin kendine. Haksızlığa uğramış bininin yüzünde yankılanan sert bir tokat. Her an biraz daha yakınlaşıyor fırtına. Sana verilen süreyi doldurmuş olmalısın. Yaratıcına karşı geldiğin için mi böyle çabuk geliyor sonun. Hayır. İnanmak gelmiyor içinden, tüm o erkek tanrılara.
Sayfa 231 - Yitik Ülke YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Okyanusların kalbinde iki asi ruh. Farklı zamanlarda yaşamış iki yürekli kadın.....Boğaziçi'nin usulca kaynayan sularından ölgün ışıklarıyla geçen gemilere binerek Paris'e gitme hayalleri kuran Çingene ruhlu ressam Maruha ile Sheerness'li korsan Mary Anne'in rüyalarda kesişen büyülü hikâyesi...."
Yitik Ülke YayinlariKitabı okudu
Kuyunun yanında uyuyakalmış Dutun altındaki sedirde Dut erkek Kim diktiyse eli bereketsizmiş der anası Ensesi terlemiş Ağzı ekşimiş Dili pas tutmuş
Ben hâlâ bölünmedim. Bölüneceğim günü beklemekteyim.
Çok memnun oldum. Ben de Hülfafiltür. Affedersiniz. Anlayamadım. Hül-fa-fil-tür. Hülya, Fatma, Filiz, Türkan gibi... Ne orijinalmiş! Hep öyle derler. Genç yanaklara, çocuklarınki kadar genç yanaklara değil ama yetişkinlik kriterlerine uygun yaşa gelmiş, vücudu ve aklı aynı anda dikleşmeye meyletmiş delikanlıların yanaklarına, hep bu ismi fısıldayan dudaklarını sıkıca bastırmıştır.
Reklam
İnsanı usandıran yavaşlığıyla kıraathaneyi baştan sona aheste aheste katediyor; yorgunluğunu getirip Radyasyon’un yanındaki sandalyeye bırakıyor. Oraletini önünde hazır bulunca da kendini önemli biri hissediyor. İçinden, şu Çırak Fevzi ne akıllı, ne hayırlı bir oğlan, diye geçiriyor.
Sayfa 84
“Sen yılan mısın? Bir yılana benziyorsun.” “Ne demek şimdi bu? Hakaret mi ediyorsun bana?” “Seni yüceltiyorum.” “Ama yılan kötü bir hayvan. Soğuk, sinsi bir şey. Şeytan gibi.” “Yanılıyorsun. Hepiniz, neden hep aynı şekilde yanılıyorsunuz? Urovoros* diye bir şey duymadın mı hiç?” “Ne diye?” “Urovoros. Kendi kuyruğunu yutan yılan.”