Bahadır Özgür sözleri ve alıntılarını, Bahadır Özgür kitap alıntılarını, Bahadır Özgür en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1990'ların ikinci yarısında uyuşturucu kaçakçılığından hüküm giyen Hüseyin Baybaşin'den de söz edilen raporda, o dönemde Mehmet Ağar'ın uyuşturucu kaçakçılığı içinde yer aldığını, bir marinayı kullanarak, yat limanı yakınlarında demir atan büyük gemilere mal yüklendiği iddia ediliyordu. Rapora göre Ağar'ın servetinin kaynağı da meçhuldu.
Süleyman Soylu istifa ettiği gece sosyal medyada Soylu lehine yürütülen tüm kampanyalar bizim eserimizdi. Önceden haberimiz vardı olacaklardan ve biz yaptık her şeyi. Ne istenirse yapıyorduk, hedef göstermekse onu yapıyorduk, iktidar karşıtı kişileri tespit ediyorduk. Beğeni ve paylaşımlara müdahale ediyorduk. Ya da birini hedef gösterme işi olacaksa belirlediğimiz sistem üzerinden binlerce twit atılıyor ve gündem oluyordu.
"Ağar'ın yaptığı organizasyonların hepsi kendi cebi içindi. Gördüm, yaşadım. Bana iş adamını arattırıyorlardı. 'Bu Pkk' ya para veriyor. Ortak dostumuz. Ya abi bu adam Çorumlu, nasıl Pkklı olur? Ya veriyormuş dedi.. Adama küfür. Sonra adam bunun yanına gidiyor, iki bond çanta parayla. "
12 Eylül 1980 askeri darbesi Türkiye sermaye sınıfının neoliberal kapitalist dönüşümünün önündeki toplumsal direnci ezmek için kullandığı bir müdahaleydi. 12 Eylül tüm gaddarlığıyla halkı ve solu ezmeye yönelirken devlet içinde de sarsıntıya yol açmıştır.
“Bir tane kızcağız var. Kırgız ya da Kazak uyruklu. Bir gün evvel kızcağız jandarmaya gidiyor. Tolga Ağar bana taciz yaptı. Tecavüz, taciz diye kibarlaştırmaya gerek yok. Kıza tecavüz ediyor. 18 yaşında. Tecavüz. Zorla tecavüz ediyor. Kız şikayet ediyor. Daha sonra helikopterle gelip bu kardeşi alıyorlar. Babası Mehmet Ağar aldırıyor. Kız ertesi gün ölü bulunuyor. Ne kadar enteresan, ne kadar acı değil mi?
Ama yetmiyor. Böyle yağmaya ve talana dayalı, haksızlıkların tavan yaptığı, eşitsizliklerin derinleştiği kanlı bir düzen varsa , başka yan ürünlere de ihtiyaç duyulması kaçınılmaz oluyor.
Vehbi Koç, Kenan Evren'e yazdığı 3 Ekim 1980 tarihli mektubunda, neler yapılması gerektiği konusundaki düşüncelerini ifade edip "emrinize amadeyim" diye bitirecektir.
Henüz 12 yaşında Mersin’de gözaltına alınıp Hanefi Avcı’dan işkence gören Şaban Dayanan “onu biz cemaatçi, islamcı olarak biliyorduk. Sorgu sırasında ezan sesini duyunca işkenceyi bırakıp namaza giderdi” demişti.
"İktidar içinde her kanadın trol ekibi var. Trol camiasında hangi hesabı kim kullanıyor biliyorum. Minimum 4-5 bin lira maaş ödeniyor. Paraları doğrudan ilgilisi ya da işi veren ödemez. Bir aracı olur. Onlar verir maaşları."
"Murphy altın kuralı vardır, şöyle der.Parası olan kuralı koyar, kuralı koyan ise parayı da alır." Para iş insanlarında olur. Kuralı da bürokratlar ve siyasiler koyar. Sonucunda para siyaseti ve bürokrasiyi yönetir. Bürokratlar ve siyasilerde bu denklemde kendi hisselerini alırlar. Kenardan dökülen kırıntılarda halka ayrılır. O kırıntılardan silah kullanarak, grup kurarak biraz daha fazlasını almaya çalışanlara da mafya denir, yeraltı dünyası denir. Yani bütün hikaye bundan ibarettir. "
Bu ülkede devlet denilince yol, su, elektrik hizmetleri anlaşılmıyor…Devlet denilince akla ilk gelenler mahkeme kapıları, hapishane duvarları, işkence aletleri, sonu gelmeyen siyasi cinayetler, komplolar ve karanlık operasyonlar oluyor.