"İyilik" kavramı gündelik hayatımızın en çok kullandığımız sözcüklerinden biri. İyi insan, iyilik yap, iyi ol, iyi kal... "iyi" hiç bu kadar bambaşka açılarla dolu olmamıştı. Özellikle Freudyen bakış açıları çok güzel ele alınmış. Orhan Pamuk "Kar" kitabından bile güzel bir örnek vermiş olması tebessüm ettirici oldu. İyilik yapmanın şüpheli bir narsist yaklaşım olarak görülmesi ve buna dair açıklamalar oldukça ilgimi çekti. İyiye dair birçok bakış açısını güzel anlaşılır bir dille anlatmış olması kitabı okunur ve tavsiye edilir hale getirmiş. Keyifli okumalar
İngiliz Psikoterapist ve Deneme Yazarı
psikanalist
Adam Phillips ve tarih bilimci Barbara Taylor, iyiliğin ortaya koyduğu memnuniyet duygusunu ve iyiliğin risklerini derinlemesine inceliyor...alanından farklı bir kıtapla okura sesleniyor
Sadist, “Sana ne istersem yapabilirim çünkü beni asla terk edemeyeceğini biliyorum” der ve
Mazoşist de “Beni terk etmediğin sürece bana ne istersen yapabilirsin” der. (Sadomazoşizm iyilik yapmak için acımasız olmak gerektiğine inananların dinidir.)
(S:68)
İyilik Üzerine
Toplum olarak çıkarcı ve menfaatçi bir hale geldiysek eğer, Phillips ve Taylor bu yabancılaşmaya ve kaygıya karşı panzehir olarak fedakârlığı öneriyor. Bu öneri, yaşadığımız zor zamanlar için doğru bir yol
.”Entelektüel tarihten, edebiyattan, psikanalizden ve çağdaş sosyal teorilerden yararlanan bu kitap, bağ kurmak yerine yalnızlığı nasıl ve neden tercih ettiğimizi açıklıyor...
İnsanların aradığı şey duygu paylaşımı. Karşılıklı anlayış ve iyilik hala toplumsal hayatın aranan unsurları.
Bunlara sahip olma iznini kendimize nasıl vereceğiz?
(S:106)
İyilik Üzerine
İyilik Üzerine, başkaları ile içgüdüsel ve sıcak bir özdeşleşme içerisinde yaşanan hayatın, kendimiz için seçmemiz gereken hayat olduğunu vurguluyor.
Hayrete düşürücü gözlemlerle dolu bu kısa ama önemli kitap, cömertliğin ve merhametin yaşattığı yoğun duyguları okura tekrar hatırlatıyor.
İyilik ve nefret tek bir yerde.
duramıyordu.(s:79)
Merhabalar
“İyilik dünya üzerindeki büyük dinlerin ve köklü felsefelerin temelini oluşturur. O zaman neden iyi olmak bizlere bu kadar tehlikeli hissettirir? İyiliği bu kadar yoğun bir şekilde arzuluyorsak,kendimizi inkar etmek neden bu kadar tatmin edicidir? Ve neden buna arzu duymamıza rağmen iyilik gördüğümüzde şüpheci davranırız? Bu harika kitapta psikanalist Adam Phillips ve yari bilimci Barbara Taylor ,iyiliğin yarattığı memnuniyet duygusunu ve ortaya çıkardığı riskleri derinlemesine inceliyor. Modern zaman insanlarına eylemlerin özünde düşmanca,güdülerin ise çıkarcı algılanması gerektiği öğretildi. Entelektüel tarihten,edebiyattan,psikanalizden ve çağdaş sosyal teorilerden yararlanan bu kitap ,bağ kurmak yerine yalnızlığı nasıl ve neden tercih ettiğimizi açıklıyor. İyilik üzerine ,başkaları ile içgüdüsel ve sıcak bir özdeşleşme içerisinde yaşanan hayatın,kendimiz için seçmemiz gereken hayat olduğunu vurguluyor.
Çarpıcı gözlemlerle dolu bu kısa ama önemli kitap ,cömertliğin ve merhametin yaşattığı yoğun duyguları okura tekrar hatırlatıyor.
Toplum olarak çıkarcı ve menfaatçi bir hale geldiysek eğer ,Phillips ve Taylor bu yabancılaşmaya ve kaygıya karşı panzehir olarak fedakarlığı öneriyor. Bu öneri yaşadığımız zor zamanlar için doğru bir yol. “
Kitabın arka kapağındaki yazının benim yazacaklarımın aynası olduğunu farkedince bu yazımı kullanmak istedim. Bence kitabın içeriğini anlatan müthiş bir yazım.
İyilik hakkındaki düşüncelerinizi ölçüp kendinizi tartacağınız bir kitap. Tavsiye ederim.