Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Betty Friedan

Kadınlığın Gizemi yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
21
Okunma
7
Beğeni
2.210
Görüntülenme

Betty Friedan Gönderileri

Betty Friedan kitaplarını, Betty Friedan sözleri ve alıntılarını, Betty Friedan yazarlarını, Betty Friedan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadın olmak, doğuştan gelen bir hastalık değildir.
Betty Friedan
Betty Friedan
Newsweek'in nasılsa bulabildiği mutlu bir ev kadınının dediği gibi: Bugün elde etiğimiz olağanüstü öz­gürlükler karşısında selam durmalıyız. Yaşantımızla kıvanç duymalıyız. Üniversiteye de gittim, dışarıda da çalıştım,ama ev kadınlığından duyduğum mutluluk ve huzuru hiç­ bir şeye değişmem... Annem, babamın işlerine karışmazdı.. o: evden dışarı çıkamaz, çocuklarından bir an bile ayrıla­mazdı. Oysa benimle kocam arasında tam bir eşitlik var; onunla birlikte iş gezilerine çıkabiliyor ve sosyal uğraşlara katılabiliyorum» zihniyeti içinde yaşayıp gitmelidirler. On­lara göre, ev kadınlığına seçenek olarak gösterilen şeyi, pek az kadın yapabilir.
Reklam
Ama kızlar fizik öğrenmiyordu: «Ka­dıncıl» değildi bu. John Hopkins'ten bilim bursu alan bir kız, bursu geri çevirerek bir emlakçının yanına sekre­ter olarak girdi. Dediğine göre tüm istediği evlenmek,dört çocuk doğurmak ve güzel bir banliyöde iyi bir evde oturmaktan ibaretti.
Dergi sayfalarında, gazetelerde, bakkal duvarlarındaki afişler arasında gü­zel, sarışın bir kadın resmiyle resmin altında: «Bir kere yaşayacaksam bari sarışın olarak yaşayayım» cümlesi gö­ze çarpıyordu. Amerika'da her on kadından üçü saçla­rını sarıya boyamaya başlamıştı. Genç, zayıf mankenlere benzemek için, yemek yerine Metrecal denilen bir tebeşir ürününü yiyorlardı. Konfeksiyoncular 1939'dan beri ka­dınların vücut ölçülerinin dört beden küçüldüğünü be­lirtiyordu. Bir konfeksiyoncu: «Giysiler kadınlara uya­cağına, kadınlar giysilere uymaya çalışıyor> diyordu.
New York'ta bir hastanede çocuğunu emziremeye­ceğini öğrenen bir kadın sinir buhranı geçirdi. Kimi hastanelerde kanserli kadınlar hayatlarını kurtarabilecek bir ila­cı almayı reddediyordu. Bunun nedeni, ilacın «kadıncıl olmayan» yan etkilerinin olmasıydı.
Üniversiteye giden kadınların erkeklere oranı 1920de % 47'den, 1958'de % 35'e düşmüştü. Bundan bir yüzyıl önce üniversiteye giriş hakkını elde etmek için sa­vaşan kadınlar şimdi üniversiteye koca bulmak için gidi­ yorlardı. 1950'lerin ortalarında kız öğrencilerin % 60'ı üniversiteyi evlenmek amacıyla, ya da fazla okurlarsa koca bulamayacakları korkusuyla bıraktı.
Reklam
“Bence, bugün kadınların temel sorunları cinsellik değil, kişilik sorunudur. Sorunu yaratan, kadınlık gizeminin yaygınlaştırdığı bir gelişim durması, ya da gelişmeden kaçınmadır". (Betty Friedan,
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.