Lisans ve yüksek lisans derecelerini 1998 ve 2000 yıllarında ODTÜ Mimarlık Bölümü’nden aldı. Doktorasını 2006’da New York Eyalet Üniversitesi – Binghamton’da Sanat ve Mimarlık Tarihi ve Kuramı alanında tamamladı; çalışmasında özellikle 1970’li yıllarda Türkiye’de kentsel politika süreçlerini ve bu bağlamda mekân disiplinlerine mensup meslek insanlarının konumunu ele aldı. 2006-2009’da Mersin Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nde görev yaptı, 2011’de doçent unvanını aldı. Halen Bilkent Üniversitesi’nde Kentsel Tasarım ve Peyzaj Mimarlığı ile Mimarlık Bölümlerinde öğretim üyesi olarak görev yapıyor, kentsel tasarım ve modern şehirciliğin kültürel politikaları üstüne dersler veriyor. Araştırma konuları arasında yapılı çevrenin toplumsal üretimi, modern mimarlık ve şehircilik kuram ve tarihi, kentsel siyaset bulunuyor. 2010-14’te Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nde, 2013-14’te Avrupa Mimarlar Konseyi’nde (ACE) Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. 2017-18’de Fulbright araştırma bursuyla Pennsylvania State University’de misafir öğretim üyesi olarak bulundu. Halen Journal of Urban History ve Praksis dergilerinin yayın kurullarında görev yapıyor. Çeşitli dergilerde ve derlemelerde birçok makalesi yayımlanan Batuman’ın diğer kitapları şunlar: The Politics of Public Space (2009, Kamusal Mekân Politikaları), Mimarlığın ABC’si (2012), Kentin Suretleri (2019).
Klasik Osmanlı camilerini tarihsel açıdan anıtsal kılan ebatları değil, inşaat teknikleri açısından taşıdıkları yeniliklerdir. 16.yüzyılın taş mimarisini taklit eden betonarme yapılar,taklit ettikleri özgün yapılara kıyasla daha aşağı bir konumda olduklarını sükût içinde ikrar ederler.
Şenalp'e göre Osmanlı mimari mirası "bu toprakların kime ait olduğunu" gösterir ve böylece günümüzde bir aidiyet yaratarak milletin oluşumuna katkı yapar. Dolayısıyla neo-Osmanlı cami hem milletin onunla özdeşleşemeyenleri dışlayan bir temsili hem de imtiyazlı Türk-İslam sanatının tüm dünyada tanıtılması için bir araçtır.
Mimarlık, insan deneyimine konu olan somut mekanların üretiminden kullanımına, düşünsel olarak kavranışından, sözle,yazıyla yahut çizgiyle ifade edilişine kadar tüm boyutlarını içine alan bir etkinlik alanıdır.
Çoooook ama çok cesurca yazılmış bir kitap. Hatta keşke mimarlık ile ilgisi olan herkese okutabilsem dedim bittiğinde. Ülkemizdeki ideoloji kavgasından dolayı yıllar içerisinde mimarlığın, kentin ve kentteki yaşamın nasıl etkilendiğini anlatan en iyi kaynaklardan biri.
Bakın dostlarım, spoiler vermeden meramımı anlatamıyorum. Spoiler sezen, okumayabilir. Ondan sonra vay efenim bilmem ne, inanın ki hiç çekemem bu muhabbetleri, bunu bilin.
Kapak isminden başlayalım, ismi enteresan: "Millet"in Mimarisi.. Burada bir sitem var, kent politikalarına karşı, muhalefet daha kapakta başlıyor.
Kitaba gelecek
|kelime: mimarlık|
Bülent Batuman’ın kalemi zevkli. İçinde çeşit çeşit mimarlığa dair makale, yazı, düşünce var. Her bölümde altını çizecek bir yerler bulduğuma göre kitabı tatmin olmuş bir şekilde kapatıyorum diyebilirim. Mesleğin içindekilere önerim.