Günaydınlar sevgili kitap severler.
Bugün sizlere #burcudinçer #beşöykü kitabından bahsedeceğim.
Yeni taşınılan bir ev, açılmamış koliler, yerleştikten sonra ayakları uzatıp içilecek kahvenin hayali… Derken kapı çalar. Ding dong
Bir buket çiçek!
Kimden geldiği belirsiz. Kime geldiği belirsiz. Çiçekte bir kart. Kartta bir saat, bir adres. Gider miydiniz?
Sonra bir kaza. Yayaya çarpıp kaçan bir sürücü. Panikle aranan bir avukat. Olay yerinde bir avukat. Olay yerinde polisler, izleyenler, meraklılar. Avukat farkında olmasa da kazazede babası. Avukatsa olayı örtbas etme peşinde.
Siz olsanız ne yapardınız?
Özel ders veren bir öğretmen, Leyla. Güç bela getiriyor ay sonunu. Bir adamla karşılaşıyor yolda. Adam belli aç. Leyla nerede görse tanır o ifadeyi. Kendisine yetişemeyen Leyla ne yapsa şimdi?
Davut babasıyla kâğıt topluyor. Camdan onu izleyen biri. Davut’un arkadaşı diyor kendisine. El sallıyor Davut ona, her camın önünden geçtiğinde. Düşlüyor o cam kenarında hep beraber top oynadıklarını. Davut, babası, camdaki çocuk, babası. Bir süre sonra geçmez olur Davut ve babası. Bir gün haberlerde onları görür.
Ne olmuş Davut’a?
Plaj dönüşü tırmanılan bir yokuş. Mahallede çiçek kokusuyla karışık kızarmış hamur kokusu. Kadınların eteğini uçuran rüzgar. Geçmiş, çocukluk, ada.
Her adımda çocukluğa dönmek mümkün olsa. Anneler yine hamur kızartsa. Güzel olmaz mıydı?
Kısacık bir mola verdim bu sabah hayata. Şimdi kalkıp kahve yapacağım. Balkondan denize bakıp çocukluğumu anacağım.
İstanbul'un sokaklarında birbirinden bağımsız bazen duyup alıştığımız, kimi zaman görmezden geldiğimiz olayların öyküleştirilmiş hali.
Dinlenebilir çerezlik bir kitap diyebilirim.
Beş ÖyküBurcu Dinçer · Kuartet Yayınları · 202314 okunma
Bilim kurgu sever misin? Bir daha düşün. Aslında bilim kısmı her ne kadar fiziğin tam tersiyle kuşatılmış olsa da genel olarak güzel bir kurgu diyebilirim. Bilim kurgu yazan yazarları öpüp öpüp başımıza koymamız lazım. Okuyun
Kitap başlangıç meridyeninde doğan insanların zaman yolcusu olduğu bir evren sunuyor bizlere. Düşünce güzel, aktarılmak istenen hikaye güzel ancak bence kurgu zayıf. Bu konuda okumalar yapmış, dizi ve filmler izlemiş biri olarak bana yetersiz geldi. Tahmin edilebilirdi.
Kitapta heyecan ve merak unsurunun yüksek olmasını beklerdim. Bu duyguları
Güzel ama nabzı düşük bir bilim kurgu örneğiydi #kaçıklarenstitüsü
Hafızasını kaybedince bir rehabilitasyon merkezine düşüyor ve buradaki dostlarıyla bizi tanıştırıyor. Ardından aralarından birinin ölmesiyle onun cenazesine gitmeye karar veriyorlar. Kaçak göçek katıldıkları cenazenin ertesinde yazılanlarla kitap boyut değiştiriyor resmen. Birden hareketlenmeye başlıyor.
Şahsen cenazeye kadar aşırı sıkıldım. Öyle ki kitabı yarım bırakmanın eşiğine geldim sonra dedim ki Türk olarak bilim kurgu örneğine çok rasgelmiyoruz ve bir şansı daha hak ediyor. Böylece devam ettim.
İyi ki de etmişim. Kitap monotonluktan çıktı ve sırlar ortaya döküldüğünde hiç beklemediğim şeylerle karşılaştım. Bir şansı kesinlikle hak ettiğini düşünüyorum.
Her gezegenin dönüş hızı birbirinden farklıdır. Venüs, güneşin etrafındaki dönüşünü Dünya zamanı ile 225 günde tamamlar. Kendi etrafında ise 243 günde döner. Buna göre bir Venüs yılı 225 gün, bir günü ise 243 dünya günüdür.
Uranüs'te geçen bir yıl 84 dünya yılına eşittir. Bir Mars yılı 687 dünya gününe eşittir. Buna karşıllık Plüton keşfedildiği günden beri henüz güneşin etrafındaki bir turu bile tamamlayamadı.
zaman evrenin farklı yerlerinde farklı şekilde akıyor.