Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.35
Cathy Gohlke
Cathy Gohlke Yorumları ve İncelemeleri
Cathy Gohlke yorumları ve incelemelerini, Cathy Gohlke kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Cathy Gohlke puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitabı okurken “Life is Beautiful”un farklı bir versiyonunu kendi hayal dünyamda izlediğimi düşündüm. Nazi Almanyası’nda yaşamın insanların hayatlarında, sonraki nesillerde dahi ne büyük etkileri olduğunu farketmek dehşet verici… Ve Hannah, sen tam da anne ve babanın kızısın!
Sırların peşine düşmek
İkinci Dünya savaşı,toplama kampları ve orada yaşananlar,oraya sürükleyen sebepler,kişiler,açlık,şiddet,hastalık,yaşam mücadelesi,kaybedilenler,aşk,umut ve acılar.
Etrafımızdakileri korumak için başkalarından saklamış olduğumız sırlar kimi zaman sahipleriyle ölür,kimi zaman fark edilmez, kimi zamanda ağırlığıyla gelecek nesillere taşınır.
Hannah annesiyle kuramadığı ilişkinin hasretiyle,annesinin ölümünden sonra geçmişin sırlarını çözmeye çalışır onu anlayabilmek,tanıyabilmek,kanayan yaralarını dindirebilmek için...
Fakat keşfettikleri Hannah'ı şaşkına çevirir.Ailesinin günahları bir bir ortaya çıkarken Hannah 'ın güveni sarsılır,o günahlara ortak olur.Annesinin gizemli hayatı o zamanların tanıklarıyla ortaya çıkarken, yaşadığı hayal kırıklığı tarifsizdir.O günahların yükünden kurtulmak için geçmişin sırlarını,izlerini takip etmeye devam eder.Sonuçları ise epey ağır olur.Sırtındaki yüke sebep olanları affedebilecek mi?Kendini günahlarıyla,acizliğiyle Tanrı'ya teelim eder.
●Umutsuzluğun içindeki en güzel hediye sevgidir.
●Sen de kendini böyle mi hissettin anne?Yalnız?Her zaman sırlarınla birlikte yapayalnız?
●Özgürlüğü ve bağışlamayı seç.Yaşamayı seç bir tanem.
●Sanki affetmeyi seçmek bu kadar kolay.
●Sevgili Tanrım,bunu tek başına yapamam.Tek başına affedemem.Tek başına sevmem bile mümkün değil...Çok korkuyorum!Üzülmek istemiyorum.Güvenemiyorum.
■İlmek ilmek işlenen ,yürek sızlatan bir hikaye...
Derinden etkileyici
Acayip akıcı bir kitap. Nerdeyse 200 sayfayı aralıksız okuttu. 12 günde okumam müsait olmadığımdan. Duygusal olarak doyurucu bir roman. Benim puanım 9. Akılda kalıcı, ders alına bilecek(Her şey göründüğü gibi değildir.) bir roman. Dafa fazlası roman içeriğine girebilir o yüzden kısa kesiyorum. Tavsiyemdir.
496 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
(Gizem-Yetenek-Batın-peçe-Letaif-Vernik) Sır ile.. özleşen kelimeler ve, olayların geçmiş olduğu ikinci Dünya savaşı ve hala birçok olayların giz kalmış Nazi Almanyasında toplama kamplarından kurtulan insan hayatlarından derlenen bir dönem kitabı . Muhakkaktır ki çoğumuz böylesi hikayeleri bir çok yazar'ın kitapları'ndan ve Aktörlerin filmlerinden okuduk ve izledik. Aslında soru şu galiba insan bir gizemin peşinden giderken benliğini tanımasına vesile olan olay ve kişileri affetme içgüdüsünü akrabalık derecesine göre mi? Yoksa herhangi biri gibi mi?... Soru ve sorgulamalarla dolu bir kitap dönem kitapları'nı seviyorsanız kesinlikle okumalısınız.
Bir soykırım hikayesi ...
Annesi ile hiçbir zaman iyi bir ilşkisi olmayan kızın annesi öldükten sonra bunun nedenini araştırma isteği ile başlayan hiç ummadığınız şekilde devam eden hem aile hem insanlık dramı ...
Hayatta sırlar vardır elbet olacaktır da ama bana göre hiçbir sır sevdiklerimden uzak kalmayı , onların benden nefret etmesini gerektirecek kadar önemli olmamalı yani sevgi kazanmalı ...
Hannah baş karakterimizden biri annesini çok iyi anladı ve sevdi evet ama annesi bunu hiç öğrenemedi maalesef ..
Yazar Vicdansızlığın zirve yaptığı, insanlığın olmadığı ,bundan kötü daha ne olabilir ki dediğimiz ikinci dünya savaşı dönemindeki içler acısı tabloyu da gözler önüne seriyor ...
496 syf.
·
Puan vermedi
Beni derinden etkileyen gerçek bir hikaye,yine savaş yine biten hayatlar
Yaptığımız tek bir kötülük,kaç insanın hayatını mahveder...
Yıl 1938 Lieselotte'nin babasına ve abisine duyduğu nefretin temelinde yaptıkları yer almakta ama özünde ikisini de çok sevmektedir.Annesinin ölümünden sonra babasının tekrar evlenmek istemesi ona olan nefretini artmasına neden olur.Çünkü babası konumunu korumak için evlenmelidir...
Babası Lieselotte'yi bir Alman ile evlendirmek ister ancak Lieselotte Lucas'ı sevmekte onun eşi olmak istemektedir...
Bu zor savaş yıllarında Yahudilere yapılan işkencelere göz yummak istemeyen Lieselotte,Lucas ve ailesi onlara gizli gizli yardım etmeye çalışırken yakalanır ve kamplara götürmek üzere yola çıkarılır...
Peki bu kamplarda neler yaşar,ne tür işkencelere maruz kalırlar...
Yıl 1972 Hannah annesi Lieselotte öldükten sonra kendini bir türlü toparlayamaz,çünkü annesinin kendisine neden bu kadar soğuk davrandığının cevabını öğrenememiştir...
Annesinin avukatının Hannah ile iletişime geçmesiyle olaylar başlar.Hannah bir dedesi olduğunu öğrenince çok sevinir ama ona nasıl davranacağını bilemez...
Annesi ve dedesi ile ilgili Nazi dönemine ait öğrendikleri Hannah'ın kafasının daha çok karışmasına neden olur...
Hannah annesi ve dedesi ile ilgili neler öğrendi...
Gerçek babası kimdi...
Annesi ile ilgili sorularına cevap bulabildi mi...
Cathy Gohlke, İkinci Dünya Savaşından Sonra müzeye dönüştürülen, en büyük kadın toplama kampını ziyaret eder. Orada öğrendiklerinin etkisi ile yaşananları bir gün mutlaka anlatacağına söz verir. Ve bu dokunaklı, sürükleyici eseriyle okuyucularını buluşturarak verdiği sözü yerine getirir.
Hannah, annesinin mesafeli, katı ve sevgisiz tutumuna karşı hayatını onu memnun etme çabasıyla geçiren bir evlat olmuş. Annesi hayattayken yanıtsız kalan çabaları ve soruları onu buhrana sürüklemiş. Annesinin ölümünden sonra annesinin hikayesini öğrenmek ister ve geçmişin derinliklerinde iz sürmeye başlar.
Kitapta Hannah'ın ve annesinin hikayesi paralel şekilde ilerliyor. İki hikayenin ahenkli temposunda 1940'lı ve 1970'li yıllar arasında heyecanlı mekik dokunan bir okuma süreci...
Kitabın adı:Gözyaşlarının Kalesi
Yazarın adı:Cathy Gohlke
Sayfa sayısı:496
Yaptığımız tek bir kötülük kaç insanın hayatını mahveder?
Bir anne düşünün ömrünün sonuna kadar dudakları mühürlü ve ondan evladını bütün hayatını alan yakıcı sır. Ve ne kadar acı olursa olsun o sırrın peşinden giden genç bir kız...
Hannah Sterling annesi Lieselotte kanserden öldükten sonra onun evine gelip kendi işine yarayan -yaramayan eşyaları ayıklayıp evi satmaktır amacı.
Ama öyle olmaz. Karıştırdıkça çeşitli mektuplar çıkar,sonra gizli bir kasa. Hannah araştırmaya başlar. Bu arada babasının gerçek babası olmadığını öğrenir.
Araştırdıkça Almanya'da yaşayan bir büyükbabası olduğunu öğrenir ve onunla tanışmak için Almanya'ya gider gitmesine de büyükbabası hiç beklediği gibi bir insan değildir.
Nazi Almanya'sında birçok suçlar işlemiştir. Ve Lieselotte'nin lafını hiç etmez . Nasıl bir baba ki yıllarca görmediği kızının lafını etmiyor.
Acaba babakız arasında ne olmuştur. Bu büyük sır nedir. Ne dersiniz Hannah bulacak mı bu sırrın ne olduğunu...
Dönem kitaplarını çok severek okuyorum bu kitap ikinci Dünya Savaşını Nazi Almanyasında yaşanan olayları anlatıyor. Geçmiş ve günümüz olarak iki bölüm de ilerliyor kitap. Yazar toplama kamplarından kurtulan insanlarla görüşmüş onların hayatlarından derlenmiş gerçek bir yaşam öyküsü hayatların nasıl yok edildiğini gördükçe içiniz aciyacak kitabı okurken zaman zaman gözlerinizi dolmasına engel olamayacaksınız.
Hannah geçmişi kurcaladikca hayatı boyunca bildiği her şeyin aslında çok daha farklı olduğunu görecek... peki siz onlarca insanın eziyet görmesine ölmesine işkence çekmesine neden olan birini affedebilir miydiniz?
496 syf.
9/10 puan verdi
Arkadya Yayınlarından yine bir solukta okunan bir kitap daha. Yayınevinin son dönemde birçok insanı etkileyen sosyal olaylara duyarlı olarak yayınladığı kitaplardan biri Gözyaşlarının Kalesi...
Bir annenin ömrünün sonuna dek dudaklarını mühürleyen, ondan bütün hayatını ve evladını çalan yakıcı bir sır.. Her şeyine mal olacak olsa da o sırrın peşinden gitmeye kararlı bir kız...
Hannah Sterling, hayatı boyunca anne sıcaklığına özlem duymuştur. Annesi Lieselotte hayattayken bile, annesiz bir çocuk gibi büyümüş olmak kalbinde adeta sürekli kanayan bir yara bırakmıştır. Bu yüzden annesinin ölümünden hemen sonra, yakındayken uzağında kalan ve hiç tanımadığı annesinin sırlarının peşine düşmeye karar verir. Çıktığı bu yolculuk onu, varlığından bile haberdar olmadığı, Almanya'da yaşayan büyükbabasına götürecektir.
Otuz yıl önce, tam da İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında Lieselotte Sommer'in yüreğine ise bir yangın düşmüştür. Kapı komşusu ve gizli gizli Nazilere karşı çalışan Lukas'a gönlünü kaptırmıştır. Ancak babası Nazi Partisinde yükselmekte olan bir memurdur. Kızının yüreğinin götürdüğü yere gitmesine ne kadar müsaade edecektir.
Bir anneyle kızının iç içe geçen kaderi her sayfada yüreğinize biraz daha işlerken, sırlarla dolu geçmişin ağırlığı affetmenij iyileştirici gücüne ve inancın büyüsüne telsim oluyor. Gözyaşlarının Kalesi, uzun süre hafızalarınızdan silinmeyecek...
Keyifli okumalar...
Aşk
Kitabı çok beğendim , zaten Arkadya yayınlarının bu serisinin külliyatını yapmıştım , birer birer okuyorum , daha çok gotik ve çağdaş edebiyat sevmeme karşın bu tür kitapları arada terapi olarak okuyorum , gerçekten çok iyi geliyor
Yaklaşık bir aydan fazla sürede okumuş görünsem de kitap öyle zor okunan bir kitap değil aslında. Ama benim çok yerde boğazımın düğümlenmesine ve duraklama isteğime sebep olduğu için uzadı bu kadar. Son 150 sayfasını iki günde bitirdim, misal son 100 sayfasını bu akşam okudum işte...
Affetmek konusunda ne kadar cömert olabilirsiniz? Adalet inancınıza ters düşen durumlar mevcutsa bile affedebilir misiniz? Peki önyargılarla eksik bilgi parçalarıyla yargıladıklarının altında ne kadar büyük sırlar olabildiğini bilebilir misin acaba?
Sanırım öğrenemediğimiz şeyleri hayat karşımıza çıkartıyor, affetmek konusu üçtür kitaplardaki hikâyelerde işlenmiş karşıma çıkıyor ve bu sefer ikna oldum. Kızdığım kırıldığım yerlerden affedici olmayı kendime daha da fazla ekleyeceğim...
Hannah, annesinin ölümü ardından annesinin bilmediği geçmişini ararken ailesini ve de eski Nazi Almanyasını keşfediyor. Keşfederken kendini de keşfediyor ki, affetmeyi biz okurlara da sorgulatıyor. Dediğim gibi, çekilen acılar çok duraklattı ama diğer yandan da çok şey öğretti bana. Hikayelerin gerçek olduğunu sonunda öğrenmek de daha bir beğenmemi sağladı kitabı ve yazarını.. Yazarın kalemine emeğine sağlık, ben okumaya zorlandım ki o kitap için bizzat araştırdığı üzere hikayeleri dinlemiş...
Velhasıl;
"Savaşlar çılgın adamlar yaratır. Çılgın adamlar her şeyi yapabilir." (Sayfa 461)
Nazi Almanyası'nda geçen hikaye oldukça etkileyici... Hannah annesinin ölümünden sonra kendini toparlayamaz. Annesinin avukatından eline geçen belgeler eşliğinde geçmişi araştırmaya başlar. Buldukları Hannah' ı derinden etkiler. Öğrendikleri ile başa çıkmaya çalışırken yaşadıkları okuyucuyu oldukça etkiliyor. Dram, umut, acı ve mucizeler...
Nazi Almanyasına bir yolculuk yapan roman, yaşanan acılara ve ayrılıklara ayna tutuyor. Hannah'ın annesinin sır dolu geçmişi, sır perdesinin aralanmasıyla ortaya çıkıyor.