Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cem Mumcu

Cem MumcuKendine Bakma Kitabı yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
Editör
7.5/10
279 Kişi
1.399
Okunma
156
Beğeni
16,7bin
Görüntülenme

Cem Mumcu Sözleri ve Alıntıları

Cem Mumcu sözleri ve alıntılarını, Cem Mumcu kitap alıntılarını, Cem Mumcu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazen vicdan sandığını Rüzgara bırakmalısın Geriye kalan odayı Kendinle doldurmalısın
Akıl ince bir kıldır, klink diye kopar... kılınıza dokundurtmayın...
Sayfa 267Kitabı okudu
Reklam
İnsanlara teşhis, onlara hakaret olsun diye konmaz. Teşhis o kişinin şifası için konur.
Sayfa 335Kitabı okudu
İnsan, insanı değerlendirirken kendi insanlık zafiyetlerinin ne kadar üstüne çıkabilir? Kendini karar verici, yargılayıcı ve cezalandırıcı görmek için ne denli yukarıda ve ne denli tüm gerçekliği kavrayıcı olduğunu, şüphe etmeden kendini inandırabilir? Cezalandırıcı, cezalandırırken cezalandırdığına benzememeyi nasıl başarabilir?
Sayfa 102Kitabı okudu
"Ben burada ne hissediyorum?" sorusunu sormadığımız müddetçe hep soracağımız şey şudur: "Nasıl kaçarım, nasıl değişirim, nasıl düzelirim?"
Reklam
Birimizin geceye sahip çıkması lazım, Çünkü kuşlar Gece de uçuyorlar.
Sayfa 291Kitabı okudu
İnsan, insanı değerlendirirken kendi insanlık zafiyetlerinin ne kadar üstüne çıkabilir? Kendini karar verici, yargılayıcı ve cezalandırıcı görmek için ne denli yukarıda ve ne denli tüm gerçekliği kavrayıcı olduğunu, şüphe etmeden kendine inandırabilir? Cezalandırıcı, cezalandırırken, cezalandırdığına benzememeyi nasıl başarabilir?
Hayat, kime ne zaman merhamet edeceği, hangi çocuğunun ne zaman başını okşayacağı belli olmayan bir anneyd. Ne zaman ne kadar süt vereceğini bilemediğimiz koca memeli bir anne... Gözünü bile kırpmadan sütüne zehir katacak kadar hain ve memesinden kan çıkarma pahasına süt verecek kadar şefkatli... İri memelerinin üstünde yatırdığı yavrusuna huzur verdiği gibi, aynı memelerle boğabilirdi de onu. Hangi yavrusu ona güvenebilir ya da ona güvenmeden nefes alabilir ki? Emdiği bu memeden zehirlenmeyi göze almayan çocukları, açlıktan ölmeyi peşin kabul edenlerdir. Bu aşüfte annenin kör çocukları, onun bir tarafını görmezler: Ya güven veren kısmını ya da hain kısmını. En acılı çocukları onlardır: Saf güvene kananlarla, hiç güvenmeme tabutuna girenler...
"Duygularımızla olan bağımız kopuk. Sanki hislerimiz Sanskritçeymiş, biz de Türkçe konuşuyormuşuz gibi. Anlamıyoruz onları. Korkuyoruz onlardan. Saklıyoruz. Ve diğerleri de bizim gibi oldukça biz de onlar gibi oluyoruz. " Şimdi şunu sormanın tam yeri: "Gerçekten özgür müyüz?"
Sayfa 80
Reklam
Adem henüz cennette iken, bedeninde kara safra yoktu. Daha sonra, Tanrı'nın emirlerine karşı gelip cennetten kovulduğunda dalağı çürüdü ve gövdesinde kara safra oluşmaya başladı.
“ Karaya vurduk. Farkına varmadık karaya vurduğumuzun çünkü sırtımızı denize dönmüş selfie çekiyorduk o sırada.”
Sayfa 9 - OkuyanusKitabı okudu
Duygular bazen saklanacak yer arayınca gülmenin arkasına sığınır.
"Bir tek şimdiyi istediğinde senin olacağım. Bir tek şimdiyi istediğinde hep senin olacağım. Şimdi aldığım nefesin son nefesìm olabileceğini gördüğünde, son nefesime kadar seninle olacağım. Giderayak olduğumu, giderayak olduğunu, giderayak olduğumuzu görünce gitmez olacağım. Ne yılan ne tavus ne de elmaydı günah olan. Hesaptı. Yarındı günah olan. Şeytanın zamanıydı: Gelecekti günah olan. Hesap günü, bir tek hesaptan soracaklar. Hesap günü, bir tek hesaplarımız hesaba çekilecek. Biliyor musun şeytan yarında yaşar? Tıpki senin gibi. Senin elmanı ısırırsam şeytanı gebe bırakacağım. Kabil'i doğuracaksın. Hırsı ve hasedi doğuracaksın. Ki onlar da geleceğin çocukları... Sen 'şimdi'ye ağlamadıkça gözyaşların hep geleceği sulayacak. 'Sonra'nın tohumları var senin yumurtanın içinde. Ve onlar Habil'i öldüren ve kırk gün ölüsünü ne yapacağını bilemeyen Kabil'in tohumları. Onu gömmesi gerektiğini bile bir kargadan öğrenecek. Sen ölümsüz bir aşkı ararken asla ölümsüz olamayacak aşkımız."
Bir keresinde bir şey dinlemiştim göğsüme saplanmıştı, bir keresinde bir şey okumuştum bir bıçağın ucu gibiydi, bir keresinde birine gerçekten bakmayı denemiştim gözüm kanamıştı ve bir keresinde aynaya bakmayı başarmıştım.O gün bugün hepsi kovalar beni. Sonunda bıraktım kaçmayı... Anladım kaçacak bir yer olmadığını dahası kaçılacak da bir şey. korkunun kendisiydi korktuğum, kaçtığım şeyse kaçmanın kendisi. " Aynadan kırık bir parça uzatsam okura, bakar mı acaba, eli kesilir mi?" demeyi de bıraktım. Kimisi eldiven taksın, kimi kanamayı denesin, kimi kaçıp kendinden kurtulsun.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.