Çevrenin durumunu yakından izliyor, halkla ilişkiler kuruyordum. Türkiye'nin gerçeklerine ayaklarımı basıyordum. Ne var ki bu gerçekleri değerlendirip yorumlamak, bir senteze ulaşmak başka ve çok zor bir iştir.
Ölümü düşünmüyordum. Çoğu arkadaşım gibi bir kaygım vardı. Daha doğrusu ateş yediğimiz zaman korkardık, bir kurşun gelir de burnumuzu, çenemizi götürür de estetiğimiz bozulur diye.
İnsanoğlu iyi ya da kötü, şartlanmışlığı içinde ömür tüketiyor. Ama açık fikirli olmak, iyi yürekli olmak bir noktada insanı gerçeğe yakınlaştırabiliyor.
Ben korkuyu doğal sayarım; korku insan içindir, hepimiz korkarız.Günlük yaşamında korku geçirmeyen insan var mı?Hastalıktan,ölümden,işsiz kalmaktan,aç kalmaktan,her şeyden korkup çekinebilir insan.
Ölümü düşünmüyordum.Çoğu arkadaşım gibi bir kaygım vardı.Daha doğrusu ateş yediğimiz zaman korkardık,bir kurşun gelir de burnumuzu,çenemizi götürür de estetiğimiz bozulur diye.Arkadaşlarım arasında bu korku yaygındı.
“Bizi bu çıkmazdan çıkarsa çıkarsa Mustafa Kemal çıkarabilir;bizi ancak o kurtarabilir,ama o bizi kurtardıktan sonra biz onun elinden nasıl kurtuluruz bilemem.”