“Biz yaratılanı severiz yaratandan ötürü…” diye her gün, kalplere girememiş bir sloganla övünüp duranlar gerçekten kendilerine sorsunlar bir kez olsun… Kimi sevdiniz siz? Fikrini beğenmediğiniz kimi sevdiniz? Irkını beğenmediğiniz kimi sevdiniz? Dinini beğenmediğiniz halde Yaratan’dan ötürü kimi sevdiniz? Size zararı dokunan kimi affettiniz onu Yaratan’dan ötürü? Size meşrebi, mezhebi uymayan kimi sevdiniz? Sorun kendinize? Kimi sevdiniz de onun için iyi bir çaba sarf ettiniz? Kim size karşı olduğu halde ona hükmetmek, ona büyüklenmek, ona meydan okumak yerine fikrinizle ikna ettiniz? Sizden olmayan, sizi onaylamayan kime yufka davrandınız bugüne kadar? Ağzınızdan düşürmüyorsunuz… Siz bugüne kadar kime “Ne olursan ol, gel” dediniz de ötekileştirmediniz?
Bu soruya çoğumuz “İslamı seçtik “ şeklinde cevap veririz. Peki iman ettiğimiz kitabı dahi okumamışken sahi bu seçimi tam olarak nelerin arasından yaptık?
Yaşadığımız dinin O’nun dini olup olmadığını ise biz hiç sorgulamamıştık! Bu gerçeği acı biçimde öğrenmiştim.Günahlarımın asıl bedeli buydu.( Sayfa 44)
İlk emri “Oku” olan bir kitabın hiç okunmaması, üzerine tefekkür edilmemesi, Rabbimizin bize rehber olarak gönderdiği ayetlerin anlaşılmaya çalışılmaması hakikaten çok ilginç.
İnsanların çoğunda tam bir akıl tutulması vardı.( Sayfa 53)
Allah insanı yarattı. İnsana akıl ve irade verdi. Kendi yarattığı varlıkları, düzeni ve pek çok şeyi sorgulamasını bununla birlikte Fıtrat gereği kendisine ulaşmasını istedi.Ancak insan tüm bunlar yerine taklit etmeyi uygun gördü.
Taraftar olmak doğruyu anlamaktan daha kıymetliydi.(Sayfa 54)
Taklit etmekten sahip olduğu potansiyeli kullanamayan insanlar, körelen bilinçler, bunun farkında bile olmayan ademoğlu ve daha nicesi…
İradeli bilinç yoksa üzen bir acı da yoktu.( Sayfa79)
“Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah’a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık”( Cin/5)
Evet . Ben de uzun bir süre böyle sanmıştım. Ancak insanların çıkarları uğruna Allah’ın ayetlerini nasıl çarpıttığına, peygambere nasıl yalan isnad ettiğine şahit oldum.
Venya adlı bir gezegenden Dünyaya uzanan bir hikaye. Bolca eleştiri , bolca sorgulama, Kur’anın okunmasına anlaşılmasına olan ihtiyaca vurgu. Çoğunuzun beğeneceğini düşünüyorum. Unutmayın her kitaptan öğreneceğimiz şeyler mutlaka vardır. Keyifli okumalar dilerim.
Tüm içtenliğimle söylemeliyim ki şu ana kadar beni en çok etkileyen kitaplardan biriydi.Bu kitap aslında iki ciltten oluşuyor. Venya ve Dünya diye.Yazarın söyledikleri çok ilginç. Örneğin;kaza namazlarını yalanlıyor.Yani bir kişi eğer ergenlik çağından sonra namaz kılmayıp ileride kaza yapıyorsa boşuna kılıyormuş.Farzını kılabilir yalnız kaza kılamaz.Fakat ben böyle bir şeyi doğru bulmuyorum.Sonuçta her insanın pişman olabilme gibi bir şansı var ama diğerleri aklımı çok karıştırıyor.
İslam'a dair kurgusal bir roman. Romanı okudukça Kur'an okuma isteğiniz artıyor. Ve tabii ki biraz sarsılıyorsunuz. Dine dair düşünmenizi, araştırma yapmanızı ve Kur'an'ı okumanız gerektiğini birçok kez vurguluyor. Kısacası okudukça bolca "düşün" diyen bir kitap. Kütüphanemizde olmalı bence...