Charlie Chaplin (Şarlo), 16 Nisan 1889'da Londra'nın fakir semtlerinden biri olan East Lane, Walworth' ta doğdu.Charlie'nin henüz o üç yaşına bile gelmeden ayrılan annesi ve babası müzikhollerde ve çeşitli tiyatrolarda çalışan profesyonel sanatçılardı.[2] Sahne adı Lily Harley olan annesi Hannah Harriet Pedlingham Hill (1865-1928) profesyonel olarak sahneye ilk kez 19 yaşında çıkmıştı. Annesi ve -başka babadan doğma- kardeşi Sydney Chaplin ile birlikte Londra'nın fakir semtlerinde çeşitli evlerde büyüyen Chaplin' in yaşamı ruhsal dengesizlikler yaşayan annesinin durumunun kötüye gitmesi ile zorlaştı. Anne Hannah, 1894'teki bir sahne performansı sırasında sesini kaybetmiş ve hemen ardından yaşadığı ekonomik zorlukların da etkisiyle psikolojik sorunları artmıştı. Onun bir rehabilitasyon merkezine yatırılmasının ardından çocukları Charlie ve Sydney, metresiyle birlikte yaşayan babaları Charles Chaplin Sr.'nin yanına yollandı. Charlie ve Sydney bu dönemde Kennington Road School' a gönderildiler. Charles Chaplin Sr, henüz 37 yaşındayken üstesinden gelemediği alkolizm nedeniyle, oğlu Charlie henüz on iki yaşındayken, hayatını kaybedecekti.
Rehabilitasyon merkezinden çıktıktan kısa bir süre sonra Hannah' nın hastalığı yeniden nüksedince çocuklar bu sefer genel olarak workhouse olarak adlandırılan ve oldukça kötü koşulları ile bilinen bakımevlerinden birine yollandılar. Londra'nın doğusundaki Lambert adlı bölgede bulunan bu bakımevindeki günler annesi ve kardeşinden ayrı kalan ve yaşı bir hayli küçük olan Charlie için hayli güç geçmişti. Chaplin'in Walworth ve Lambert'te geçirdiği bu yoksulluk günleri onda derin izler bırakacak ve ileriki yıllarda filmlerinde seçtiği mekân ve konularda sık sık kendini gösterecekti.
Sydney ve Charlie daha sonra aileden gelme yetenek ve alışkanlığın da etkisiyle tiyatrolarda ve müzikhollerde çalışmaya başladılar. Chaplin ciddi anlamdaki ilk sahne tecrübesini "The Eight Lancashire Lads" adlı grupta çalışırken yaşadı.
Hannah çocukları tarafından ABD'ye getirildikten yedi yıl sonra 1928'de Hollywood'da yaşamını yitirdi. Babaları farklı olan Charlie ve Sydney'in, anneleri Hannah üzerinden 1901 doğumlu Wheeler Dryden adlı bir kardeşleri daha vardı. Dryden, annesinin ruhsal rahatsızlıkları nedeniyle babası tarafından Hannah'dan uzak tutulmuş ve Kanada'da yetiştirilmişti. 1920 ortalarında annesini görmek için ABD'ye giden Dryden, daha sonraları kardeşleri ile film projelerinde çalışmış ve Chaplin'in asistanlığını yapmıştır.
Carlyle dünyanın kurtuluşunun insanların düşünmeye başlamasıyla sağlanacağını söyledi. Ama bunu sağlamak için de insanların vahim durumlarla karşı karşıya kalması gerekiyor.
Eskişehir'de kitap alışverişi yapmanın aklımda olmadığı bir günde kapısında öylece kitapları inceledikten sonra içine girince büyülendiğim (belki de ben çok fazla abartıyorum) kitapçıdan Gizli El ve Handan kitabını alıp çıktım. Bu kitapları nasıl tasvir etmek gerekir bilmiyorum fakat bende sayfalara baktıkça hep sarı benizli gibi kelimeler
Charlie Chaplin’in gerçekten ne kadar dahi bir insan olduğunu bu kitabı okuyunca çok daha iyi anladım. Hatta bir kaç kat arttı .. Onun sadece bir sinemacı ve oyuncu kimliğinin dışında ; Yazar , Müzisyen , yapımcı , ticaret adamı , filozof , politikacı , ekonomist , ve daha sayılabilecek bir çok özelliği tek bir vücutta çok başarılı bir şekilde topladığını anladım.. tabiki kendisi bu inanılmaz başarılarına çok alçak gönüllü bir şekilde şöyle diyor “Kader”Kitabı okumayı düşünen kişiler için gerçekten hayata dair alınabilecek çok fazla donelerin olduğunu açık bir şekilde söyleyebilirim.. her kesimden okuyucu kendine bu değerli yolculuktan birşeyler çıkarabilir.. Çünkü aslında bu aynı zamanda başarılı bir insanın öyküsüdür.. ve Şarlonun en dipten , başarı merdivenlerini tek tek basamak basamak çıkışını sizlerde sayfa sayfa okuyarak tanıklık etme şansına sahipsiniz… Söyleyecek çok fazla cümle var aklımda fakat Sözü çok uzatarak sizleri sıkmak istemiyorum , Bana göre O dünya sinemasının gelmiş geçmiş en büyük dahisi ve hatta bu kitabı okuyana kadar da starlarından biri olduğunu düşünüyordum, fakat bir çok yeteneği ve kişiliği bir arada muhteşem bir ahenk ile kendisinde toplandığı için bu yüzden ona yakışan en uygun kelimenin Gökkuşağı olması gerektiğine karar verdim..
Charlie Chaplin benim en sevdiğim sinemacılardan birisidir. Filmleri hem güldürmekte, hem de barındırdıkları mesajlarla ders vermektedir.
Başrolünde oynadığı son filmi olan "Sahne Işıkları" filmi kendi yaşamından izler taşımaktadır. Özellikle son sahnesi Chaplin'in sahnelere vedası anlamını taşır.
Bu kitap Sahne Işıkları hakkında bilinmeyenleri anlatmaktadır. Filmin yapılma süreci, yapıldığı dönem, Chaplin'in hikayeyi kurarken nelerden etkilendiği, yapım sırasında yaşanılanlar hakkında bilgiler verir. Ayrıca kitapta, sonradan filmden çıkarılan bir sürü sahnenin de yer aldığı hikayenin daha derinlikli anlatıldığı bir novella da bulunur. Chaplin'i seviyorsanız ve Sahne Işıkları'nı izlediyseniz bu kitabı okuyun derim.