insan ne zaman alışır hayata
baba?
yağmurun değdiği her yerdi yüzün
seni sordum da irkildi toprak
ölümü bildim, büyüdüm
çocukluğum mevsimsiz bir leylak
bir yelkovan gidişi
bir akrep
yürüyüşü
ötesi iyilik, güzellik...alıştığımız
bir yarayı sarıp sarmalamak...
Çiğdem Sezer
böyle yalnız böyle iyi
bir öyküyü yeni baştan okur gibi
yeniden başlar gibi denize
ama hiç bilmediğim bir denize
yeniden başlar yeniden okur gibi
derindeki sözcükleri…
bak bunlar cezayir menekşesi
güneşe bakmanın gözleri
bak bunlar yediveren gülleri
kendi külünden yeşermenin bedeli
de ki, buğday tarlasından geçip giden rüzgâr annesi
unutturmaz şarkı söylemenin güzelliğini
bıçak yemiş dalı hüznüyle söylenir
avcının kanlı gömleği
Bu gezegende hayat var mı bilmiyorum
Kimse kimsenin şifresini çözemiyor
Kimse kimsenin oyuğuna giremiyor
Gökyüzü aşağıda kalmış, görünmüyor
Bu gezegende hayat var mı?
Kimse bilmiyor
Bense hâla seni seviyorum...
-dağılan harflerimi toplama!
ben dünyayı bağışlamadım o da bağışlamasın
ipe dizilmiş kardeş ölüleri anne gözleri
bir dağın bir dağa ettikleri
gövdem boydan boya ayak izleri
Burası dünya, tekin bir yer değildir
çekip gitmekle gitmemek arası
kalmanın binbir yaması söküğü ve oyuğu
ve kanlı bir bulutu
giyip çıkarmaması
burası dünya, acının ucuna bucağına
varmanın yol haritası